AKİLLİ
Bır gun bır uçakta bir avukatla bir koylu yan-yana oturuyor. Bakıyorlar yapmaya
bir şey yok avukat demiş. Hadi bir-birimize soru soralım. Sen bilemezsen bana 5.000.000 verirsin ben bilemezsen
sana 50.000.000 veririm. Avukat ilk soruyu sormuş:Japonyanın baskentı neresi? Adam bir şey soylemeden
çıkarıp parayı vermiş. Sıra şimdi koylude sormuş:O ne ki merdiveni uç ayaklı çıkıp
4 ayaklı iniyor?Avukat bir dakika duşunmuş bilememiş 10 dakika duşunmuş bilememiş sonunda
parayı vermiş ve sormuş:Sahi cevap neydi?Koylu yeniden çıkarıp adama 5.000.000 vermiş. bye-bye...
I'M SORRY
bir gün bir barmen otururken içeri bir adam gelir. çıkarır silahını ve ateş eder ve kurşun
barmenin sol kulağının yanından geçer ve arkadaki ayna kırılır.Ve adam 'ha hah!I'm red
kit' der ve boş bir masaya oturur. Bi kaç dakika sonra başka bir adam içeri girer.çıkarır silahını
ve ateş eder.Bu kez kurşun barmenin sağ kulağının yanından geçer ve diğer aynada kırılır.Ve
adam 'ha hah! I'm dalton' der ve boş bir masaya oturur.Tabi barmen şaşırır.Bir şey demez işine
devam eder.Yine bir kaç dakika sonra başka bir adam daha girer ve oda silahını çekip ateş eder.Bu kez
kurşun barmenin alnının ortasına isabet eder ve barmen ölür. Ve bu adamda 'I'M SORRY' der.
KİYMETLI BEYIN
Amerika'da bir beyin fugari açilmis. Burada ünlülerin beyinleri kavanoz içinde sergilenip kavanozun
üzerine fiyatlari yaziliymis. Amerikali bir aile bu fugari gezerlerken garip bir sey farketmisler ve danismaya gidip demislerki:
-Efendim... Her sey mükemmel Einstein'in beyni onbin dolar..güzel.. George Washington 'un beynini de yirmi bin dolara kavanoz
içinde satiyorsunuz... Bunlar meshur insanlar, fakat yüzbin dolarlik bir beyin gördük. Bu kisiyi daha önce hiç duymamistik.
Meshur oldugunu da pek sanmiyoruz. Niye yüzbin dolar. Üzerinde söyle bir yazi vardi. "Türkiyenin Karadeniz Bölgesinden TEMEL"
kim bu?. Ve niye bu kadar pahali? Görevli cevap vermis. -Efendim. Bu beyinlerden yüz tanesini kesiyoruz ancak bir tanesi dolu
çikiyorda ondan
RÜYA
hristiyan,müslüman,yahudi bu üç arkadaş yolculuk yaparlar.Akşam bir köyde konaklarlar.Bu köyün adeti
köye kim gelirse gelsin 2 tepsi baklava verirlermiş.Bu üç arkadaş 1 tepsi baklavayı yerler diğerini ise
kim güzel rüya görürse ona verelim deyip yatarlar.Sabah olunca Yahudi anlatmaya başlar rüyamda HZ.musa yı gördüm
Tur dağına çıktık Tanrı ile konuştuk der.Hrıstiyan anlatır ben der HZ.İsayı
gördüm beni havarileri ile gökyüzüne çıkardı orada gezdik der.Müslümanda baktımki biriniz Tur dağında,birinizde
gökyüzünde bunlar gelmezler diye baklavayı yedim der.
ÖLMEMEİŞ
Adamın biri ölmüş,yıkamaya getirmişler.Hca kapıyı kapatmış,herkes
beklemeye başlamış.Aradan 15 dakika geçmişses yok,yarım saat geçmiş ses yok,1saat geçmiş
ses yok.İki saat sonra hoca kapıdan çıkmış.Merakla sormuşlar: -Hocam ne oldu,iş neden
bu kadar uzadı? -Ne olacak adam birden uyandı, adam ölü değilmiş. -Sonra? -Öldürünceye kadar
canım çıktı.
Ağanın Ayrıcalığı Kurt borsacı genç borsacıyı
yanına almış, işin inceliklerini anlatıyor. Bütün önemli konular gibi, bu konu da parkta yürüyüş
yaparken konuşuluyor. Yaşlı kurt anlatıyor: - Durumu değerlendirirken, kafanda ne kadar risk
karşısında ne kazanıyorum hesaplarını İyi yapacaksın... Mesela bak şuraya bir
köpek pislemiş, normalde iğrenç ama sana "parmağını değdir ve yala, karşılığında
bir milyar veririm" dediğimde bir fırsat şekline dönüşür değil mi? - Elbette. - Haydi bakalım,
bir milyar veriyorum parmağını değdir ve yala. Genç denileni yapar, ihtiyar kurtun anında saydığı
bir milyarı cebe atar, yürüyüş devam eder. - Peki ben size bir milyarınızı geri almanız için
şu köpek pisliğine parmağınızı değdirip yalamanızı söylesem... Yaşlı
kurt hemen yapar ve bir milyarı geri alır. Yan yana yürümeye devam ederler... Genç: - Ceplerimizdeki para
aynı, ikimizin de ağzında köpek pisliği tadı var. Ne fark etti? Yaşlı kurt: - Öyle deme;
iki milyarlık işlem hacmi yarattık! Ağanın Ayrıcalığı Irgat
koşa koşa ağasının yanına gelir; -Ağam akşam rüyamda seni gördüm -Hayırdır
len nasıl gördün? -İkimizde aynı uçakta seyahat ediyorduk. -Eeee -Sonra uçak arıza yaptı
ve düştü. -Hayırdır inşallah,ne oldu sonra? -Ben bok çukuruna, sen de bal çukuruna düştün.
-Olacak di mi o kadar fark. Ağalığım rüyada bile belli olmuş. -Sonra birbirimizi yalaya yalaya
temizledik.
Kolkola Hayvanat bahçesinde iki ahtapot kollarını birbirine sarmış
dolaşıyorlardı.Erkek ahtapot eğildi hafif bir sesle dişi ahtapotun kulağına fısıldadı:
-Ne güzel bir gece değil mi sevgilim?...Mehtap,yıldızlar,sen,ben...Ve bu güzel gecede seninle ikimiz böyle
kolkola kolkola kolkola kolkola kolkola kolkola kolkola kolkola kolkola dolaşıyoruz...
Renk insanı
değiştirir Amerika'da bir fuar açılmıştı. Fuarda zencileri beyaza dönüştüren
bir makine tanıtılıyordu. Denemek 10 dolardı. iki zenci fuarı gezerken bu makineyi gördüler ve denemeye
karar verdiler. Birinin 11 doları diğerinin ise 9 doları vardı. 9 doları olan arkadaşına
dönüp -Sen 1 dolarını bana ver. Gidip birlikte beyaz olalım. dedi. Arkadaşı ise : -Dur! Önce
ben gireyim, deneyeyim. Eğer memnun kalırsam sana 1 dolarımı veririm. Sen de beyaz olursun. dedi. Anlaştılar.
Zenci gidip makineye girdi ve bir süre sonra beyaz olarak çıktı. Dışarıda kalan zenci duruma çok
sevinmiş olarak arkadaşının yanına gidip : -Hadi dedi. 1 doları ver ben de beyaz olayım.
-Hadi oradan pis zenci!
Topun Hacmi Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir mühendise bir kırmızı
top verip bunun hacmini nasıl bulacaklarını sormuşlar. Matematikçi, bir mezura ile etrafını
ölçüp formülle yarıçapını hesapladıktan sonra diğer bir formülle yarıçapından hacmini bulacağını
söylemiş. Fizikçi ise topu suya batırıp yer değiştiren suyun hacmini ölçerek topun hacmini bulabileceğini
söylemiş. Top son olarak mühendisin eline verilmiş, mühendis topu şöyle biraz çevirip bakmış ve sonra:
"Bana kırmızı toplar kataloğunu bulun"
Teknoloji Bir Türk, Japon arkadaşının
daveti üzerine Japonya'ya gidiyor. Birkaç gün gezdikten sonra arkadaşı onu çalıştığı fabrikaya
götürüyor. Teknoloji muazzam. "Bak !", diyor Japon : "Burada robot yapıyoruz. Şu Robotlar öğle yemeğini
hazırlar ve getirir. Şunlar bebek bakar. Şunlar araba bile kullanır." Bizim Türk vatandaşı hayretler
içinde kalır. Dolastıkça gözleri fal taşı gibi açılır. Japonya'dan ayrılırken arkadaşı
Türkiye'ye mutlaka gelmek ve teknolojisini görmek istediğini söyler. Ve o gün gelir. Fakat bizim Türk nereyi gezdireceğini
bir türlü bilemez. Düşünür ne göstermelide altında kalmamalı Japonyada gördüklerinin. Aklına hamam gelir.
Japon ne anlar Türk Hamamından. Alır götürür. Japona ilginç gelir: "Ne oluyor burada?" "Biz burada insan yapıyoruz."
" Sahi mi?" der Japon. Bir odanın kapısını açarlar. İçeride tellak bir adamın kolunu ovmaktadır.
"Bak der bizimki, burada kollar monte ediliyor." " Bir başka odada bacak ovulmaktadır. "Buradada bacaklar takılıyor."
Japon bu sefer hayrette. Diğer odanın kapısını açarlar. İçeride bir kadının üstünde
bir erkek iş üstünde. Japon sorar : "Peki burada ne oluyor." "Burada montaj bitmiş delikler açılıyor."
Emektar Adamın biri sabah uyanınca o gün 90 yaşında olduğunu hatırlamış.
Yavaş yavaş yataktan kalkarken gözü ayaklarına ilişmiş "sevgili ayaklarım" demiş, "Bugün
90 yaşına girdik. Bu kadar sene beni istediğim yere götürdüğünüz, bu yaşıma sizinle girdiğim
için bahtiyarım, sizlere çok teşekkür ederim, nice seneler dilerim." Sonra dizlerine dikkat etmiş "Sevgili
dizlerim, bugün 90 yaşına girdik. Bu kadar sene beni taşıdınız,"bükül" dedim büküldünüz, çömel
dedim çömeldiniz, bu yaşıma sizinle girdiğim için şükür ediyorum. Sizlere çok teşekkür ederim, nice
seneler dilerim" Sonra gözü biraz daha yukarı kaymış "Eee emektar" demiş "Eğer sende yaşasaydın
bu günümüzü birlikte kutlayacaktık."
Sinekler Dokuz yaşındaki oğlan cocuğu
elinde raket, gözünü pencere camına konmuş çiftleşmekte olan sineklere dikmis.. - "Anneee!!" diye cağırmış..
"Sineklerin erkeği olur mu?" Anne bu masum sorudan kuskulanmadığı için "Olur yavrum.." cevabını
verince, oğlan sorusunu ikilemiş - "Peki sineğin dişisi olur mu?" Kadın o zaman soruların
çetrefilli bir yere gideceğini sezip, yan çizmiş - "Olmaz evladım.." Oğlan aradığı
cevapları alınca elindeki raketi hırsla sineklerin çzerine yapıştırmış. "İbneler!"
Haremağasının İntikamı Ahmed sarayın hizmetkarlarından biri..
Yıllardır Kraliçeyi görür ve onun göğüslerine hayran olurmuş.. Artık bir saplantı halini almış
Kraliçenin göğüslerine dokunmak, öpmek.. Tüm cesaretini toplayıp haremağasına açılmış..
"Bana sultanın memelerini koklat.. Ömür boyu biriktirdiğim bin altın senin" demiş.. Harem ağasının
aklı yatmıs bu karlı işe.. Kenar mahallelerde tanıdığı bir simyacı, büyücü
karşımı bir kadın varmış.. Ona gidip bir losyon hazırlatmış ve bu losyonu, sultanın
o gün banyodan sonra giyeceği korsaya iyice sürmüş.. Sultan çıplak tenine korsayı takınca, losyon
etkisini hemen göstermiş. Memeleri yangın yeri gibi yanmaya başlamış.. Saray doktorları merhemlerle,
ilaçlarla çare bulamamışlar.. Sultan acıdan, kaşıntıdan, yanmadan ölecek.. Harem ağası
ortaya çıkmış ve padişaha "Saray hizmetkarlarından Ahmet, derdinize derman olabilir. Onun salyası,
herşeye iyi geliyor. Tek çare, Ahmed'in dili.. Kraliçemizi ancak o kurtarır, eğer izin verirseniz" demiş..
Padişah çaresiz çağırmış Ahmed'i hareme.. Ahmed bir saate yakın sultanla yalnız kalıp
muradına ermiş... Ne var ki söz verdiği halde 1000 altını harem ağasına vermeye yanaşmamış..
"Bu olayı açıklarsan ikimizin de kellesi gider. Bunu göze alamazsın.. Hadi bakalım, çek arabanı"
demiş, haremağasına.. Çok kızmış harem ağası.. Öyle kızmış ki.. Ertesi
gün aynı yakıcı losyonu padişahın, banyodan sonra giyeceği donuna iki kat sürmüş..
Güvenilmez Adamın
biri gazetedeki iş ilanı üzerine gelmiş ve sırası gelince görüşmeye girmiş. İş
ilanında üniversite mezunu, iyi fransızca konuşan, pazarlama konusunda tecrübeli bir yönetici arandığı
yazıyormuş. - Hoşgeldiniz, hemen başlayalım. Hangi üniversite mezunusunuz? - Üniversite mezunu
değilim. - Öyle mi? O zaman yabancı dilinize güveniyor olmalısınız. - Yabancı dil bilmem. -
Demek bilmiyorsunuz. O zaman tecrübenize güvenerek geldiniz. - Pazarlama konusundan anlamam. - O zaman niye geldiniz
canım kardeşim ? - Bu işte bana güvenmeyin. Onu demeye geldim.
Penguenler Alaska'da
bir bardan içeri iki İngiliz girmişler ve içki söylemişler. Bir süre sonra bir tanesi barmene - Buralarda
siyah kadın bulunur mu ? - Hayır, bulunmaz elbet. - Peki buralarda siyah beyaz kadın bulunur mu ? -
Bulunmaz tabi Bunun üzerine Laz arkadaşına dönerek : - Sanırım dün gece iki penguenleydik.
Mezarlık? İki
kişi arkadaşı konuşuyorlarmış : - Nasıl, iş bulabildin mi ? - Elbette, altımda
1500 kişi çalışıyor. - Vay canına ! Ne işi bu ? - Mezarlık bekçisiyim.
Sizin
Kızdan Ne Haber? İki aile varmış ve her iki ailenin de birer kız çocuğu varmış.
Birgün misafirlikte sohbete baslamışlar; -Eee sizin kızdan ne haber?.. -Valla işte ne olsun biliyorsunuz
işe girdi geçen sene. Başını kaşıyacak vakti yok. İlk başlarda geceleri fazla mesai
yapıyordu. Sonra hafta sonları da çalışmaya başladı. Patronu çok sevmiş her işi ona
veriyormus. Derken Ankara seyahatleri başladı. Bizimki çanta sekreter gibi patron nereye o oraya. Sonra Paris seyahatleri
filan en sonundabu iş böyle olmayack dediler, patronu ev tuttu. Deli gibi çalışıyor evladım. Ee,
peki sizinki ne alemde? -Valla bizimki orospu oldu, ben sizin kadar güzel anlatamıyorum...
Cennet-Cehennem
Ligi Bir devrin tüm en klas futbolcuları cennette toplanmışlar. Cennetin baş meleğide
futbola çok meraklıymış. Şeytanı çağırtmış ve : -Cennetle cehennem arasında
bir maç düzenleyelim ne dersin? -Bosuna oynamayalım, biz kazanırız, demiş şeytan. -Olur mu
en iyi futbolcular bizde. Ne kadar da kötü futbolcu varsa sizde. Şeytan şeytanca gülümsemis ve : -Ama bütün hakemler
de bizde.
Müsrif Salamon be! Benim hanım çok müsrif, para yetişmiyor. İnanamazsın,
Pazar günü benden 200 frank istedi, Pazartesi 300, Salı 400, Çarşamba 500, Perşembe 800, dün de 1000 frank!.. -
Acıdım sana be Mison. Nereye harcıyor bu kadar parayı? - Ne bileyim ben, verdiğim yok ki...
Bizi
de Uyandırır mısınız? Adam otele gelip resepsiyona kaydını yaptırırken
görevli sordu : - Sabah sizi kaçta uyandırmamızıi istersiniz? Adam başını salladı : -
Hiç gereği yok. Ben her sabah saat beşte kendim uyanırım. Resepsiyonda ki görevlinin yüzü güldü : -
Aman ne iyi. Lütfen uyandığınız zaman bizi de uyandırır mısınız?..
İran
Halısı Kadının biri pahalı halılar satan bir dükkana girer.. ve ilk bakışta
çok beğendiği bir iran halısına doğru yönelir. Halıya daha yakından bakmak üzere yere doğru
eğildiğinde istemeyek sesli bir şekilde gaz kaçırınca çok utanır ve hemen kimse duydumu diye
etrafına bakınır ve arkasında duran satıcıyı görünce konuyu unutturmak için aceleyle adama
-Bu İran halısı kaç para? diye sorar. Satıcı gayet pişkin şöyle yanıt verir. -
Valla hanımefendi, halıya sadece bakmakla osurduğuna göre fiyatını duysan zıçarsın.
Masum
Şeytan Bir gün şeytan büyük bahçeli koskoca bir malikaneye girmiş. Merdivenleri çıkmış.
Bir kuzu görmüş. Kuzunun boynunda bir ip varmış. Şeytan ipi çıkarmadan sadece biraz gevşetmiş.
Kuzu malikenenin önünde bulunan aynayı görmüş. Şaşırınca bir hamle yapıp aynayı kırmış.
Çıkan gürültüye evin hizmetçisi gelmiş. Sen naaptın? ben şimdi burayı nasıl temizliycem. Evin
beyi bunu duyunca kesin beni kovar demiş ve kuzuya bir tekme atmış. Kuzu merdivenlerden düşünce ip yetmemiş
ve kuzunun boynunu kesip onu öldürmüş. Bu sırada evin uşağı gelmiş. Neler olduğunu sormuş.
Kadın anlatınca bunu nasıl yaparsın. Bey şimdi ikimizi de kovucak. O kuzu onun için çok değerliydi
demiş. Ve hafifçe kadını itmiş. Kadın dengesini kaybetmiş ve merdivenlerden düşüp boynunu
kırmış. Sesi duyunca evin hanımı gelmiş. Olanları öğrenince sinirlenmiş. Tam
uşağı dövmek için uşağa yaklaşırken uşak lütfen beni bağışlayın
ve beni kovmayın diyerek diz çökmüş. Uşağın üstüne hızla gelen kadın ise ona çarpıp
merdivenlerden yuvarlanmış ve ölmüş. Evin beyi gelip de olanları dinleyince belinden silah çekip uşağı
vurmuş. Sonra kendi kendine eyvah ben ne yaptım? bir kuzu, aynanın kırılması ve sevmediğim
karım için elimi kana bulamaya, katil olmaya değermiydi? demiş ve silahı çekip bir kurşunda kendine
sıkmış. Bütün bu olanları bir kenardan izleyen şeytansa sırıtarak "Ben hiç bişey yapmadım
ki. Sadece acıyarak kuzunun boynundaki ipi gevşettim, o kadar..." demiş...
Alış-Veriş Eski
İstanbul'da bir yaptığı veresiye alış verişlerde pek borcunu ödemeyen bir memur varmış.
Bir gün bir alışverişteyken çarşıyı denetleyen belediye başkanı adı Mehmet olan
bu adama da hal hatır sormuş: - Ooo Mehmet Efendi nasılsın? - İyi alış veriş
yapıyorum. Bu cevap üzerine ağzı Mehmet Efendi'den yanan dükkan sahibi hemen atılmış: -Vallahi
efendim şu ana kadar yalnızca aldı. Çok şükür daha bir şey verdiğini pek görmedik.
İddia Nasreddin
Hoca, bir gün eşeğiyle odun getirir. Hava da cok sıcak olduğundan hem kendisi hem eseği kan ter içinde
kalırlar. Hoca odunları indirir, yerleştirir. Karısına: - Hatun, eşek cok yoruldu, onu bir
yemleyiver, diye seslenir. Karısıda o gün yorgun olduğundan: - Efendi, benim işim var, sen yemleyiver,
der. Hoca sıcaktan iyice bunalmış vaziyette kendini minderin üzerine atar. - Olmaz! Hiç halim yok,
veremem, sen ver der. Eşeğin yemini sen vereceksin ben vereceğim derken iş kızışır.
Epeyce tartışırlar. En sonunda Hoca: - Pekala! Öyleyse aramızda bahse tutuşalım. Kim önce
konuşursa eşeğe o yem versin. Anlaştık mı? der. Karısı teklifi kabul eder. İkisi
de birer köşeye çekilirler. Az sonra kadın, el işini alarak komşuya gider. Hoca birşey diyemez. Aradan
biraz zaman geçer. Eve bir hırsız girer. Hoca'yı görünce kaçacak olur. Ama Hoca'dan hiç ses ve tepki gelmediğini
anlayınca kaçmaktan vazgeçer. Ortalıkta ne var ne yoksa koca bir çuvala doldurur. Hoca'nın gözleri önünde çuvalı
yüklenerek evden çıkar. Karısı epey zaman sonra eve girip evin halini görür. Eşyaların yerinde yeller
esmektedir. Telaşla: - Bu ne hal? Efendi! diye çiğlik atar. Hoca yattığı yerden doğrularak:
- Haydi bakalım Hatun, bahsi kaybettin. Eşeğin yemini sen vereceksin! der.
Mutlu Bebek İki
gey birlikte yaşamaktadır. Her şey çok iyi gitmekte oldukça iyi geçinmektedirler. Sonunda evlenmeye karar verirler.
Evlilikleride oldukça mutludur ancak tek bir dertleri vardır oda çocuk sahibi olamamak. Bu onları yiyip bitirmektedir.
Birgün akıllarına bir fikir gelir kiralık bir anne bulacaklar spermlerini birleştirerek mikroenjeksiyon
yöntemi ile hamile bırakacaklardır. Operasyon gerçekleşir ve bebeklerinin doğumunu beklemeye başlarlar.
Doğum günü gelmiştir ve her ikiside heyecanla hastane koridorunda beklemektedir. Sonunda hemşire gelir ve -"müjde
nur topu gibi bir oğlunuz oldu" diyerek mutlu haberi verir. Çok heyecanlanan gey ler bir an önce bebeklerini görmek isterler
ve yeni doğan bebeklerin olduğu bölüme hemşire ile birlikte giderler. Fakat bütün bebekler feryat figan ağlamakta
ancak bir bebek mutluluktan uçarcasına gülücükler atmaktadır. Heyecanla hemşireye bebeklerinin hangisi olduğunu
sorduklarında hemşire - "gülen bebek sizinki" der. Şaşıran geyler "nasıl olur bütün bebekler
ağlarken bizim bebeğimiz gülüyor" hemşire - "kıçındaki dereceyi çekeyim siz ozaman görün ağlamak
nasıl oluyor."
Meraklı Deve Genç deve annesine sormuş -"Anne niye bizim ayaklarımız
bu kadar büyük?" Anne cevap vermiş: -"Çölde kuma batmamak için." Genç deve tekrar sormuş: -"Peki
kipiklerimiz niye bu kadar gür. Anne tekrar cevap vermiş: -"Çölde kum fırtınalarında kum kaçmasın
diye." Merakı yatışmamış olan genç deve bir soru daha sormuş: -"Bizim niye hörgüçlerimiz
var." Anne deve sabırla yanıtlamış : -"Çölde çok uzun süre susuz idare edebilmek için suyu hörgüçlerimizde
depolarız." Sonunda dayanamayan genç deve sormuş : -"Peki biz bu hayvanat bahçesinde ne işimiz var?"
Kırşehirli Muavin Bir kamyonun şoförü Nevşehirli, muavini de Kırşehirli'ymiş.
Bir gün kamyona 6 metre yüksekliğinde yük yükleyip yola çıkmışlar. Bir süre sonra yüksekliği 5 metre
olan bir köprüden geçeceklermiş. Kırşehirli muavin sağa sola bakınmış, Nevşehirli
şoföre "Trafik yok, geç ağbi" demiş.
Yolunacak Kaz Cok soguk bir kis gunu padisah,
tebdil'i kiyafet gezmeye karar vermis.Yanina basvezirini alip yola cikmis. Bir dere kenarinda calisan yasli bir adam gormusler..
Adam elindeki derileri suya sokup, doverek tabakliyormus. Padisah, ihtiyari selamlamis. " Selamunaleykum ey pir'i fani..."
" Aleykumselam ey serdar'i cihan..." Padisah sormus. " Altilarda ne yaptin ?" " Altiya alti katmayinca, otuz ikiye
yetmiyor..." Padisah gene sormus. " Geceleri kalkmadin mi ?" " Kalktik...Lakin, ellere yaradi..." Padisah gulmus.
" Bir kaz gondersem yolar misin ?" " Hem de ciyaklatmadan..." Padisahla basvezir adamin yanindan ayrilip yola koyulmuslar.
Padisah basvezire donmus. " Ne konustugumuzu anladin mi ?" " Hayir padisahim..." Padisah sinirlenmis. " Bu aksama
kadar ne konustugumuzu anlamazsan kelle ni alirim." Korkuya kapilan basvezir, padisahi saraya biraktiktan sonra telasla dere
kenarina donmus. Bakmis adam hala orada calisiyor.. " Ne konustunuz siz padisahla..." Adam, basveziri soyle bir suzmus.
" Kusura bakma. Bedava soyleyemem. Ver bir yuz altin soyleyeyim.." Basvezir, yuz altin vermis. " Sen padisahi, serdar'i
cihan, diye selamladin. Nereden anladin padisah oldugunu.." " Ben dericiyim. Onun sirtindaki kurku padisahtan baskasi
giyemezdi.." Vezir kafasini kasimis. " Peki, altilara alti katmayinca, otuz ikiye yetmiyor ne demek..." Adam, bu soruya
cevap vermek icin de bir yuz altin daha almis. " Padisah, alti aylik yaz doneminde calismadin mi ki, kis gunu calisiyorsun,
diye sordu. Ben de, yalnizca alti ay yaz degil, alti ay da kis calismazsak, yemek bulamiyoruz dedim." Vezir bir soru daha
sormus... " Geceleri kalkmadin mi ne demek ?" Adam bir yuz altin daha almis. " Cocuklarin yok mu diye sordu..Var, ama
hepsi kiz. Evlendiler, baskasina yaradilar, dedim..." Vezir gene kafasini sallamis. " Bir de kaz gonderirsem dedi, o ne
demek..." Adam gulmus. " Onu da sen bul..."
Borsa Köylünün biri eşşeğini satmaya
karar vermiş.50 milyon fiyat biçmiş. Herkes itiraz etmiş bu yüksek fiyata. Derken başka bir köylü razı
olmuş ve satın almış. Satan köylünün akşam gözüne uyku girmemiş, demek ki var bir hikmeti de
eşşeği satın aldı demiş. Ertesi sabah sattığı kişiye gidip 75 milyon teklif
etmiş. Tekrar satın aldığı eşşek bu sefer diğer köylüyü rahatsız etmiş.
Sabahı sabah edip ilk sahibine 125 milyon verip tekrar almış. Bu böyle devam etmiş. -Birgün meydanda
müthiş bir kalabalık bağıra bağıra bir eşşeğin etrafında toplanmışlar.
Bir yabancının dikkatini çekmiş ve eşşeğin fiyatını sormuş; 995 milyon cevabını
alınca: Olur mu be! En fazla 20 milyon eder demiş. Bir Köylü hemen itiraz etmiş: -Abi sen ne diyorsun!Var
ya bu eşşek 1 Milyar direncini geçti mi 1.5 Milyara kadar yolu var...
Oscar Atlas Okyanusu'nda
giden geminin kaptanı gemide olan bütün herkesi güverteye çağırmış. Herkes gelince -Size bir
iyi bir kötü haberim var. Önce hangisini söyliyeyim. Herkes: "İyi" demiş. -13 dalda oscar kazanacağız.
Yüzbaşı Bir Astsubay'la bir gözü takma Yüzbaşı aynı bekar lojmanında
birlikte kalıyorlardı. Yüzbaşı her gece yatmadan takma gözünü çıkartır su dolu bir bardağa
koyar sabah tekrar yerine takardı. Sıcak bir Yaz akşamı gece yarısı Astsubay susadı,el
yordamıyla sehpadaki bardağı kaptı bir dikişte yuvarladı oda ne..suyla birlikte gözüde yutmuştu.Astsubay
farkına vardı ama artık iş işten geçmişti. Ertasi gün sabah sporundan sonra Astsubay tuvalete
gitme ihtiyacı duydu .Koşar adımla tuvate gitti pantolonunu sıyırdı başladı ıkınmaya
fakat mümkün değildi bir türlü rahatlayamıyordu.Onun ıkınma sesini duyan tuvalet nöbetcisi er telaşlandı
nazikçe kapıyı tıklattı.. -Komutanım yardımcı olayım.. Astsubay can havliyle kapıyı
açtı, -Bak oğlum şurada ne var bir türlü s...çamıyorum deyip er'e doğru döndü. Er eğilip
bakar bakmaz hazırola geçti ve selam durdu.Bunu gören Astsubay sinirlendi, - Ne selam durdun evladım diye bağırdı..
Asker yanıtladı; -Nasıl selam durmayım Komutanım içeriden Yüzbaşım bakıyor......
Denize girmek yasak Bir grup İngiliz, Amerikan ve Türk gemiyle yolculuk ediyorlarmış.
Birden şiddetli bir fırtına kopmuş. Geminin batacağını anlayan kaptan hemen yolculara koşup
gemiyi boşaltmalarını istemiş. Fakat kimse buna inanmayarak kendini denize atmayı kabul etmemiş.
Bir süre sonra bütün yolcuların ölüm tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu gören kaptan hemen
bir tayfasını çağırmış. "Git bir de sen dene onları gemiden atlamaya ikna etmeyi" demiş.
Tayfa gitmiş ve kısa bir süre sonra geri dönmüş. Kaptan merakla sormuş: -Eee, noldu? -Hepsi atladılar
efendim. Kaptan çok şaşırmış: -Nasıl olur, daha demin kıllarını bile
kıpırdatmamışlardı. Ne dedin onlara? -Çok kolay. İngilizlere "Sizin gibi soylu insanlar
batmak üzere olan bir gemide olmamalılar" dedim. Amerikalılara deniz suyunun insan vücudu için çok faydalı
olduğunu söyledim. -Peki ya Türklere ne dedin? -Onlara da "Denize girmek yasak! " dedim.
Çin İşkencesi Adamın
biri ormanda bir geziye çıkıyor ve kayboluyor. İki gün geçiyor. Adam düzlük bir yere geliyor. Bir bakıyor
büyük bir ev. Hemen koşüp kapıyı çalıor. Kapıyı yaşlı bir çinli açıyor. -Amca
ben tanrı misafiriyim. Ormanda kayboldum. İki gündür durumum şudur budur anlatıyor. Çinli de: -Seni
evime alırım ama bir şartla kızıma sarkmıyacaksın yoksa sana üç çin işkencesi uygularım
diyor. Zaten açlık ve susuzluktan kadın düşünecek hali olmayan adam hemen kabul ediyor. Eve giriyor dinleniyor
akşam yemekte kızı görüyor. Afet bir hatun. Gece herkes yattıktan sonra gizlice kızın odasına
giriyor. İşini bitirdikten sonra odasına dünüp uyuyor. Sabah karnında bi acıyla uyanıyor bir
bakıyor karnında dev bir kaya. Üzerinde de bi kağıt: - 1.çin işkencesi. Adam zar zor taşı
kaldırıyo. Camdan dışari atıyor. Kaya aşağı düşerken adam kayaya bağlı
bir ipinde kayayla beraber aşağı gittiğini göruyor. Bi bakıyor ipin üzerinde bir kağıt:
- 2.çin işkencesi. Lan gene noluyor diye bakınırken ipin diğer ucunun sağ testisine bağlı
olduğunu farkediyor. Camdan asagi bakiyo. Cok yuksek. Simdi burdan asagi atlasak kolumuz bacagimiz kirilir ama tasagi
kurtaririz diyo atliyo. Adam duserken, havada ucusan bi kagit goruyo. Adam yakaliyo kagidi, uzerinde bi yazi: - 3.çin işkencesi
(NOT: Obur tasaginida yatagin bacagina bagladim)
Çılgın moruk Yaşlı bir amca
parkta bir banka çökmüş etrafi seyrediyormuş....Derken yanina bir delikanlı gelmiş ki saçları yeşil,
kırmızı, turuncu, mavi, sarı renk boyalı... Adam çocuğa bakakalmış....çocuk da
küstah bir sesle: - "ne var moruk, sen hayatında hiç çılgınca birşey yapmadın mı" demiş..
Adam gülümsemiş: "Yaptım.. bir seferinde çok sarhoştum ve bir papağanı becermiştim.. şimdi
de yoksa bu çocuk benim oğlummu diye merak ediyorum..."
Tesadüf Doktor muayene saatini sonuna
doğru kapıyı açıp, salonda sohbet eden bir hanımla bir bey gördü. Buyurun ikiniz de dedi. İkisi
de muayene odasına girdiler, doktor: -Soyunun, dedi. Adam soyunmaya başladı, biraz tereddütten sonra
kadın da kızara bozara ve sinirlenerek soyundu. Soyunmaları bittikten sonra doktor adama: -Bayan hep böyle
sinirli midir? -Vallahi bilmem... Ben de ilk defa görüyorum kendisini.
İddia 51. piyade
alayında yuzbaşı jack diye bir subay varmış. Bu alayda bütün herkes bu yzb'dan illallah demiş.
Çünkü her girdiği iddiayı kazanıyormuş. Alay komutanı sonunda dayanamayıp yzb. jackin tayini
ni çıkarmayı başarmış. Ve bizim yzb. 61. piyade alayına tayini çıkmış. 51. piyade
alay komutanı, 61. piyade alay komutanına telefon ederek yüzbaşı için 'aman bu adama dikkat edin sakın
kimseyle iddiaya girmesin. Aka kara der iddiayi yinede kazanır' diye uyarıda bulunmuş. 61. piyade alay
komutanı olurmu canım öyle şey diyip telefonu kapatmış. Neyse bizim yzb. 61. piyade alayına
gelmiş ve alay komutanın karşına geçerek komutanım ben geldim' demiş. Alay komutanı: -
Sen misin şu meşhur yzb. jack derken, yzb. alay komutanına - a a komutanım beni hatırladınız
mı, demiş - hayır hatırlamadım - olurmu komutanım vietnam savaşında beraber
mevzide idik siz o zaman yarbaydınız bende daha teğmendim. - yok canım ben o savaşa katılmadım
- aa komutanım ben adım gibi hatırlıyorum sizin kıçınıza şaraplen parçası
gelmişti. Kesin onun yara izide kalmıştır. - olurmu canım sen manyakmısın ben ne o
savaşa katıldım ne de kıçımda şaraplen yarası var. - komutanım 100$ iddiasina
girerim ki sizin kıçınızda şaraplen yarası var demiş ve 100$ iddiasına girilmiş. Alay
komutanı indirmiş pantalonu ve yaranın olmadığını göstermiş. yzb: - ah komutanım
çok özür dilerim. yanılmışım buyurun 100$ ınızı demış ve 100$ i vermiş.
61. piyade alay komutanı sevine sevine 51. piyade alay komutanını telefonla arayarak - he he bu muydu
her iddiayı kazanan adam. - ne oldu ki - iddiaya girdim ve kazandım - sakin ona kıçımı
gösterdim deme! - nereden anladın kıçımı gösterdiğimi - ulan senin allah belanı versin
allah seni kahretsin o adam senin kıçını görmek için bütün alayla iddiaya girmişti.
Kedi
sütü iç Çocuk peltekmiş. Öğretmeni tahtaya kaldırmış ve tahtadaki "kedi sütü iç" yazısını
okumasını istemiş. Çocuk "tedi tütü it" demiş. Öğretmen bağırmış ve doğru
söyle demiş. Çocuk yine "tedi tütü it" demiş. Öğretmen acaip sinirlenmiş ve çocuğu dövmüş ve
"doğru oku dedim sana şunu" demiş. Çocuğun artık canına tak etmiş ve ".natını
.ttimin tediti ittene tu tütü" demiş.
Yeni Horoz Yaşlı horoz,kümese yeni gelen
ve hemen icraata başlayan genç horozun yanına yaklaşıp 'hoşgeldin' dedikten sonra; -Biliyorum
der,benim günlerim artık sayılı..Genç ve kuvvetli biri varken sahibimiz beni yaşatmaz..Senden,ölmeden
önce son bir istekte bulunabilirmiyim.?.. Genç horoz,karşışında ezilip-büzülen yaşlı horoza
acıma ve küçümsemeyle bakar; - Neymiş o isteğin bakiimm?.. Yaşlı horoz,kümesin dip taraflarındaki
tavuklardan birini göstererek, ağlamaklı bir ses tonuyla konuşmasına devam eder; - Şu benim en
çok sevdiğim tavuk..İzin ver de onu son bir kez s*keyim.. - Hayır..olmaz.. - O zaman bana son birşans
ver.. - Neymiş o.?... - Kümesin dışına çıkıp,şu ağaca kadar yarışalım.Kim
kazanırsa tavuk onun olsun..Ama ben senden iki adım önde başlıyayım.Zira ben yaşlıyım..
Genç horoz bu teklifi kabul eder ve kümesten önce yaşlı horoz,ardındanda genç horoz fırlar... Birden...GÜÜMM...diye
bir silah sesi duyulur.Genç horoz kanlar içinde can verirken Silahı ateşleyen mal sahibi yanındaki arkadaşına
döner; - Ulan bu oğlancı çıkan onuncu horoz be..
Peri 3 erkek çocuğu olan
bir ailenin bir de inekleri var ve ineklerini çok seviyorlar, herşeyleri canları, ciğerleri o inek. Bir gün
evin annesi ahıra gidip bakıyor ki inek ölmüs. O da hemen orda kriz geçirip ölüyor. Sonra en büyük oğlan ahıra
gidiyor, bakıyor ki inek de anne de ölmüş buda intahar etmek için boğaz köprüsüne gidiyor. Tam atlayacak iken
bir peri kızı geliyor. Oğlana benimle beş kere birlikte olursan hem ineği hem de annenizi diriltirim
diyor. Tabii büyük oğlan hemen tamam diyor. Gelgelelim iki diyor üç diyor dördüncü de kalıyor... 5. yi yapamayıp
kendini köprüden atıyor aşağı. Sonra ortanca oğlan geliyor ahıra bir bakıyor ki anne ve
inek ölmüq. Oda gidiyor köprüye. Peri kızı yine geliyor bu sefer benimle on kez beraber olursan inegğide annenizi
de abinizi de diriltirim diyor. Oğlan bir başlıyor o da en son 8 e kadar gelebiliyor. O da kendini atıyor
köprüden. En son da küçük oğlan geliyor ahıra bir bakiyor ki anne ölmüş bu da gidiyor köprüye. Peri kızı
geliyor yine... Bu seferde benimle 15 kere birlikte olursan 4 ünüde diriltirim diyor. Bunun üzerine küçük oğlan 18 olmazmı
diyor peri kızı olur diyor. Oğlan ya yirmi diyor tabbii o da olur diyor peri kızı.. Oğlan bu
sefer 25 de olurmu diyor.. Tamam deyince peri kızı, oğlan gözleri parlayarak: - Bak sonra inek gibi ölmek
yok ama..
Hadım Eski bir devirde İngiliz, Fransız ve Türk arkadaşlar haremin
camından içeriyi gözetlerken yakalanmışlar. olayı öğrenen Padişah çok sinirlenerek hepsinin
mesleğine göre hadım edilmesine karar vermiş. İngilize mesleğini sormuşlar; -Terziyim...
-Kesin makasla, Fransıza sormuşlar; -Oduncuyum... -Kesin baltayla, Bu sırada Türk gülmekten
katılıyormuş. merakla sormuşlar; -Ya neden gülüyorsun, biraz sonra hadım olacaksın... -ben
dondurmacıyım, yalaya yalaya nasıl bitireceksiniz onu merak ediyorum...
Ucuz Tedavi Adamın
biri işyerindeki kantinde arkadaşıyla yemek yerken * Kolumun ağrısından ölüyorum, diye arkadaşına
dert yanmış. Doktora gitsem iyi olacak Arkadaşı da * Yahu ne lüzum var demiş. İlerde köşedeki
marketin çıkışında yeni bir bilgisayarlı cihaz koydular. Üç otuz paraya bir jeton alıyorsun
kasadan,atıyorsun, yanında getirdiğin idrar örneğini açılan kapaktan içeri atıyorsun, on saniye
sonra neticeyi ve tedavi için yapman gerekenleri öğreniyorsun demiş. Gördüğün gibi ucuz ve çabuk diye eklemiş. Adam
hemen bir kaba idrarını doldurup arkadaşının dediğini yapmış ve Bilgisayar hemen yazılı
olarak cevap vermiş: * Kolunuzda bir cins eklem ağrısı olan Tenis elbo oluşmuş. Sıcak
suya koyun, ağır işlerden kaçının, iki hafta sonra düzelecektir demiş Memnun biçimde eve
dönen adam, bir yandan Bilgisayarın dediğini uygularken bir yandan da muzurca fikirlere kapılıp bu akıllı
cihazın nasıl aldatılabileceğini düşünmeye başlamış. Ertesi gün olunca bir miktar
çeşme suyuna köpeğinden alınmış bir kılı koymuş, üstüne bir şekilde elde ettiği
karısının ve kızının idrar örneklerini eklemiş, tüm bu karışımın üzerine
bir de mastürbasyon yapıp doğru cihazın yanına varmış. Jetonu atıp kabı makinaya vermiş,
on saniye sonra cihazdan yazılı yanıt gelmiş. 1. Çeşme suyunuz çok kireçli. Bir filtre cihazı
almayı düşünün 2. Köpeğinizde kene var. Eczaneden özel bir şampuan alıp köpeğinizi yıkayın 3.
Kızınız kokain bağımlısı. Bir psikiyatri kliniğine yatırın 4. Karınız
hamile. Kız ikizler. Sizden değil. İyi bir avukat bulun. 5. Kendinizi bu yolla tatmin etmeyi bırakmazsanız
kolunuz iyileşmez
Ceset parası II. Dünya Savaşı sırasında Rus orduları
geri çeliyorlar. Ve Rus generali durumu kurtarmak için askerleri teşvik etmeye karar vermiş. Her getirilen ölu Nazi
için 10 ruble vaad etmiş. Askerler saldırdılar. Çatışmadan sonra kimi 1 kimi 3 ceset getiriyorlar
ve paralarını anında alıyorlar. Birara bir Yahudi asker bir vagon sürükleyerek getirdi. Vagonun kapısını
açtı, içerisi ceset doluydu. General bunu görünce şaşırdı ve askeri kenara çekerek şöyle dedi
: -Asker, anlarsın ya bütçemiz zayıf, haydi ben sana 7.50 ruble ceset başı veriyim. Asker : -Olmaz,
dedi, Zaten bana geliş fiyatı 8.30 ruble
General Komutan karargah garajına telefon
açar: Komutan: "Zırrr Zarrr..." Er:"Aluuu" Komutan: "Şu anda garajda kaç tane araç var?" Er: "Şu
anda ipne generalin jipinden başka bi moh yokh Komutan:" Ulan sen kiminle konuştuğunu biliyor musun lan,
ben generalim! Er: Mosmor bir şekilde yaa öyle mi? Eee peki siz kiminle konuştuğunuzu biliyor musunuz?
Komutan: "Yooo..." Er:"O zaman bay bay mına godumun generali! Çatt
Safari Bir Amerikali
ile Japon safari'ye çıkmışlar. Her ikisi de son teknolojik silahlarıda birbirlerine nazire yapmak için
yanlarına almışlar. Derken uzakta bir aslan görünmüş.... Amerikalı lazer tüfeğini doğrultmuş
ve aslana ateş etmiş. Ama karavana. Hemen Japon uydudan yönlendirmeli tüfeğini doğrultup ateş etmiş.
Fakat o da karavana. Aslan bizimkileri farkedince üzerlerine doğru gelmeye başlamış. Amerikalı bir
yudum viski içip acı sonu beklemeye başlamış. Japon hemen botlarını çıkarıp spor ayakkabılarını
giymeye başlamış. Amerikalı sormuş : -Ne o, aslandan hizlı mı koşacaksın ?
-Yoo, senden hızlı koşsam yeter.
Ekmek ve Ördek Ördek bara girer ve barmen'e:
- ekmek var mı - yok - ekmek var mı - yok - ekmek var mı - yok - ekmek var mı
- yok dedik ya - ekmek var mı - eğer bir daha sorarsan seni duvara çivilerim - çivi var mı
- yok - ekmek var mı
Kamplumbağa Ücra bir koyun ilkokuluna mufettiş geleceği
haberi alınır. Bunu duyan tek sınıflı ilkokulun tek öğretmeni panikler çünkü çocuklar 2. sınıfta
olmalarına rağmen çok zor okumaktadırlar. Öğretmen mufettişin geleceği gün sınıfta
ufak bir konuşma yapar: "Bakın çocuklar bugün okulumuza müfettiş gelecek. Muhtemelen de tahtaya birşeyler
yazıp okumanızı isteyecek. Müfettiş tahtaya birşey yazmaya başlarsa hemen bana bakın ben
size ne yazdığını anlatırım, siz de okumuş gibi yapıp söylersiniz." Çocukların
aklına yatmış bu tabii. Müfettiş gelmiş, kısa hoşbeşten sonra öğretmen çocuklardan
birine "Kalk bakalım" demiş "Su tahtaya yazdığımı oku" ve başlamış kocaman harflerle
"kaplumbağa" yazmaya. Bunu gören öğretmen müfettişe çaktırmadan çocuğa bir güzel anlatmış
ne olduğunu tahtadakinin. Müfettiş: "Oku bakalım oğlum ne yazıyor?" Öğrenci: "Tos-ba-ğa"
Enayi Enayi Bir araştırmacı sabır ve dikkatle çalışarak iki fareye
acıktıkları zaman burunları ile bir zile basmayı öğretti. Üç gün sonra bu farelerden biri diğerine
şöyle diyordu: "Enayiyi amma alıştırdık yahu... Her zile basışımızda peynir veriyor"
Şempanze Kadın bebeğiyle otobüse binerken otobüs şöförü kendini tutamayıp
şöyle demiş:"- Aman tanrım ne kadar çirkin bir bebek..." Kadın sinirle biletini kutuya basmış,
en arka tarafa geçmiş, bir adamın yanındaki boş yere oturmuş. Adam dönüş kadına;"- Özür
dilerim. Acaba az önce şöförle aranızda ne geçti?" Kadın: - Büyük bir terbiyesizlik etti. Hakaret... Adam:
- Bir kamu görevlisi insanlara hakaret edemez. Suç teşkil eder. Kadın: - Doğru. Gideyim de şunu bir
azarlayayım. - Merak etmeyin, ben maymununuza gözkulak olurum...
Öğrenci Yurdu Üniversitede
dönemin ilk gününde Rektör yeni gelenleri toplamış, üniversite kurallarını anlatırken sıra yurt
olayına gelmiş. Rektor demiş ki "- Kız yurtları erkek öğrenciler için yasak bölge. Erkek
yurtları da kız öğrenciler için. Yasak bölgede yakalanan kişiye ilk seferinde 20 dolar ceza kesilecek.
İkinci yakalanışında 60 dolar, üçüncü yakalanışında da 180 dolar ceza kesilecek. Sorusu
olan var mı?" Arka taraftan bir erkek öğrenci sesi: - Sezonluk bilet ne kadar?
Süpermen İki
adam New Yorktaki Empire State binasının tepesindeki barda oturuyorlarmış. Biri diğerine dönmüş:
- Biliyor musun geçen hafta şunu keşfettim; Bu binanın etrafında öyle kuvvetli rüzgarlar var ki, tepesinden
atlıyorsun aşağı, 10. Kata kadar düşüyorsun, sonra rüzgar o kadar kuvvetleniyor ki seni döndürüp
10.Kat penceresinden içeri atıyor...Barmen bunu duyunca kafasını olumsuz bir şekilde sallamış.
Öbür adam demiş ki: - Yahu sen deli misin olacak şey değil şu dediğin.. - Yok kesinlikle
oluyor denedim ben. İstersen şimdi göstereyim sana. Ve adam kalkmış bardan, gitmiş pencereye,
yallah atlamış aşağı. 10.Kata yakınlaşınca birdenbire pencereden içeri doğru
kayıvermiş. Sonra da asansöre binip yukarı, bara çıkmış. Öbür adam demiş ki: - Yahu
gördüm ama bu bir sefer olacak bir şeydi bir daha olmaz - Olur olur bir daha göstereyim bak... Ve adam yine cumburlop
aşağı atlamış. Yine 10. kat civarında rüzgar adamı pencereden içeri atıvermiş.
Adam bara dönünce öteki adama deneyip görmesini söylemiş. Öbür adam: - Haydi bakalım. Hakkaten işe yarıyor
demek. Bir deneyeyim...Demiş ve pencereden aşağı atlamış. Direk aşağı uçarken
11. katı geçmiş, 10.kat, 9.kat, 8.kat derkent taakk diye kaldırıma yapışmış. Yukarıda
barda barmen birinci adama dönmüş ve: - Süpermen, içince eşşoğlueşşeğin teki oluyorsun...
Büyülü göl Bir zenci ormanda yürüyormuş. Birden uzaktan gelen garip sesler işitmiş
: "Çan Lin Wang, Wung Çon Li..." Sesin geldiği yöne doğru yürümeye başlamış. Birkaç saniye
sonra sesler yine duyulmuş : "Po Mang Fu,Wong Ton Çi...". Bu arada adam açık bir alana gelmiş, bir
de bakmış ki mistik görünümlü bir göl var. Az ötede de bir Çinli duruyor. Hemen yanına gitmiş ve bu tuhaf
seslerin ne olduğunu sormuş. "Haaa" demiş çinli, "Bu göl büyülü. Eğer bir taş sektirirsen sana
atalarının isimlerini söylüyor. Bak şimdi.." ve bir taş sektirmiş. Büyülü ses yine duyulmuş
: "Wu Lang Çing, Hung Wong Lu..." Çinli Zenciye "Haydi sen de dene" demiş. Zenci bir taş almış
ve sektirmiş ve ses duyulmuş: - Şem Pan Ze
Kızıldereli Nasa, 1966
yılı civarında aya gidecek Apollo astronotlarını eğitmek için kızılderili rezervasyonu
sınırlarında bulunan ve ortamı ay yüzeyine çok benzeyen Tuba City e götürmüş. Astronotlar çalışmaya
başlamış. Acayip görünümlü kamyonların arasında sadece 2 uzay giysili astronot görünüyormuş
uzaktan. Yakınlarda da yaşlı bir Navajo çobanı ile oğlu koyun otlatıyormuş. E iki astronot
dikkatlerini çekmiş izlemeye başlamışlar. Bu arada da bazı Nasa personeli onları farketmiş
ve yanlarına gelmiş. Çoban ingilizce bilmediği için oğlu aracılığıyla o iki acaip
adamın ne olduğunu sormuş. Nasa personeli de "O adamlar aya gidecek astronotlar, eğitim yapıyorlar"
deyince Çoban çok heyecanlanmış ve astronotlarla aya bir mesaj yollaması mümkün mü diye sordurmuş oğluna.
Nasa personeli bunun çok orijinal bir şey olacağını düşünüp bir koşu teyp getirmişler ve
adamın mesajını Navajoca teybe kaydetmişler. Mesaj kayıdı bitince Nasa personeli çocuktan babasının
mesajını tercüme etmesini istemiş ama çocuk reddetmiş. Daha sonra Kızılderili rezervasyonunda
birçok kişiye yanaşmışlar, her biri önce "Cık cık cık" demiş sonra da mesajı
tercüme etmeyi reddetmiş. Ama en sonunda eline para sıkıştırılınca bir genç yaşlı
adamın mesajını tercüme etmiş: - Bu heriflere dikkat edin, topraklarınızı çalmaya geldiler
Microsoft & General Motors Bu gerçek bir olay. Geçmiş yıllardaki bir COMDEX bilişim
fuarında Bill Gates Bilgisayar endüstrisi ile araba endüstrisini kıyaslarken "Eğer General Motors araba teknolojisini
bilgisayar teknolojisi kadar geliişmiş tutsaydı, hepimiz 25 dolara satın alınabilen ve bir litre
benzinle bin kilometre yapan arabalar kullanıyor olurduk" demesiyle başlamış. Bunun üzerine General Motors
bir basın bildirgesi hazırlamış ve bu bildirge General Motorsdan bay Welch tarafından okunmuş.
Eğer General Motors teknolojiyi Microsoft gibi geliştirseydi şu karakteristiklerde arabalar kullanıyor
olurduk: - Yol çizgilerinin her boyanışında yeni araba almak zorunda kalırdınız - Arabanız
anayolda yoktan yere sık sık stop ederdi, siz de bunu doğal kabul eder, arabayı yeniden çalıştırır
ve yolunuza devam ederdiniz - Çoğu zaman manevra yaparken arabanız stop eder ve tekrar çalışmazdı
ve siz de motoru yeniden taktırmak zorunda kalırdınız. Her nedense bunu da doğal kabul ederdiniz.
- Macintosh güneş enerjisiyle hareket eden, iki kat daha güvenilir, beş kat daha hızlı, iki kat daha
kolay kullanılan bir araba yapardı, ama bu araba Microsoft tekelinden dolayı yolların ancak yüzde beşinde
gidebilirdi. - Yağ, Isı, Benzin ve Sinyal göstergelerinin yerini tek bir "Genel Araba Hatası" göstergesi
alırdı - Kaza anında Hava Yastığı açılmadan önce sorardı: "Emin misiniz?" -
Eğer yeni bir araba almaya gücünüz yetmezse arkadaşınızınkini ödünç alıp kopyalardınız
- Yeni bir araba aldığınızda çalışmaya başlaması için bir hafta boyunca ateşleme
sistemi ayarlarıyla uğraşmanız gerekirdi - Eğer bir kaza geçirseydiniz, nasıl olduğu
hakkında en ufak bir fikriniz olamazdı - Microsoft arabalarına koyacağı, ama diğer arabalarda
çoktandır olan "Yeni" özelliklerle ilgili tantana yapardı
3 Zarf Şirkette eski
genel müdür kovulmuş, yeni bir genel müdür atanmıştı. Eski müdür görevi devrederken, yenisine tavsiyelerde
bulundu ve 3 adet zarf verdi. Her biri numaralanmıştı. Eski müdür yenisine ileride her başı sıkıştığında
bir zarfı açmasını söyledi. Ve yeni müdür işe başladı. Altı ay işler yolunda gitti.
Fakat sonra satışlar birdenbire düştü. Ne yapacağını bilemeyen yeni müdür, en sonunda 1. zarfı
açtı. Zarfta şöyle yazıyordu: - Kendinden önceki müdürü suçla... Yeni müdür hemen bir basın toplantısı
ayarladı ve sorunlar için kendinden önceki müdürün politikalarını suçladı. Basın ve borsa bu açıklamalara
olumlu baktı, şirket hisseleri toparlandı, bu arada da satışlar düzeldi... İşler bir süre
daha yolunda gitti. Fakat sonra üretim sorunları çıktı. Önceki olaydan tecrübeli yeni müdür gecikmeden 2. zarfı
açtı. zarfta şu yazıyordu: - Şirketi yeniden organize et. Yeni müdür reorganizasyonu uygulamaya koydu,
sorun çözüldü. Bir süre sonra işler yine bozuldu. Yeni müdür koşa koşa gitti ve 3. zarfı açtı: -
3 zarf hazırla...
Ted Amca Amerikada bir ilkokulda öğretmen çocuklara evde ders alınabilecek
bir hikaye yaratmalarını, ertesi gün sınıfta okuyacaklarını söylemiş. Ertesi gün çocuklar
hikayelerini anlatmaya başlamış. İlk sırada küçük Suzi varmış. Başlamış
anlatmaya: Bizim çiftliğimiz var. Bir gün babamla yumurtaları topladık, bir sepete koyduk. Arabayla giderken
bir tümsekten geçtik, sepet devrildi ve yumurtaların hepsi kırıldı." Öğretmen - Güzel. Peki bu
hikayeden alınacak ders nedir? - Bütün yumurtaları aynı sepete koyma. - Aferim çok güzel. Lily sıra
sende. Küçük Lily tahtaya kalkmış ve anlatmaya başlamış: - Bizim de bir çiftliğimiz var.
Babam yumurtalardan civciv çıkması için onları kuluçka makinesine koyar geçen hafta 12 yumurta koydu. 12 civcivi
olacağını sanıyordu, ama sadece 8inden civciv çıktı. - Eveeet. Peki burdan alınacak
ders nedir? - Yumurtadan çıkmamış tavukları sayma - Aferim bu da çok güzel. Billy, sıra sende Küçük
Billy tahtaya kalkmış ve anlatmaya başlamış: - Amcam Ted Vietnam Savaşına katılmıştı.
Bir gün helikopterle bir göreve giderken helikopter vurulmuş. Ted Amcam helikopter düşmeden elinde bir makinalı
tüfek, bir kasatura ve bir şişe bira ile atlamayı başarmış. Paraşütüyle yere inerken yolda
birayı içip bitirmiş. İnince mermisi bitene kadar makinalı tüfeğiyle 70 kişiyi haklamış.
Sonra kasatura kırılana dek onunla 20 kişiyi halletmiş. Sonra da son 10 kişiyi de silahsız bitirmiş. -
Böyle korkunç bir hikayeden alınacak ne ders olabilir? - İçerken Ted Amcama bulaşmayın...
Meslek Birinci
sınıfa başlayan çocuklara öğretmen, babalarının mesleklerini soruyordu : -Söyle bakalım
Tuna, baban ne iş yapıyor? Tuna : -Otobüsleri kaldırıyor efendim, dedi. Bir sıra önde oturan
bir çocuk yanındaki arkadaşına yavaşça sordu: -Pekiyi anlayamadım, neymiş babası? Arkadaşı
büyük bir saflıkla cevap verdi: -Vinç miş, vinç!
İyilik Okulda öğretmen
çocuklardan hafta sonu bir iyilik yapıp gelmelerini ister..Sınıftada 3 afacan çocuk vardır.. Hafta başı
gelince öğretmen sırayla herkese ne tür iyilikler yaptıklarını sormaya başlar.. Sıra bizim
afacanlara gelmiştir.. Ali'ye sorar: Ali söyle bakalım sen nasıl bir iyilik yaptın..? Ali övünerek:
Hocam yaşlı bir bayanın karsiya geçmesine yardım ettim der. Öğretmen: Aferin der.. Sıra
Veli'ye gelir: Onada aynı soruyu sorar.. Veli'de: Hocam bende Ali'ye yardım ettim..Yaşlı bayanı
karşıya geçirdik.. Öğretmen : Peki hala der.. Sıra Osman'a gelir.. Aynı soruyu onada sorar..
Osman'da: Hocam bende Ali ile Veli'ye yardım ettim, Yaşlı bayanı karşıya geçirdik.. Hoca
biraz düşünür ve sorar: -Neden üçünüzde aynı kişiye yardım ettiniz peki? Çocuklar hep bir agizdan:
-Hocam, yaşlı kadın karşıya geçmek istemeyince üçümüz bile az geldik, ne diyonuz siz?
İmamların
maçı Trabzonlu imamlar kendi aralarında maç yaparlarmış ama ne hikmetse hep merkez imamlarının
takımı maçı kaybedermiş. Bir gün merkezin hocalardan biri demiş ki: -Böyle olmayacak. En iyisi biz
Trabzonspor'lu Hami'ye rica edelim gelsin takımda oynasın.Soran olursa merkez camii imamı Hami Hoca deriz demiş.
Hami'den rica etmişler. Hami de kabul etmiş. Maç oynanmış ama merkezin imamları yine mağlup
olmuşlar. Maç dönüşü merkez imamlarının arkadaşlarından biri sormuş: -Hoca bu hafta
kazandık değil mi? -Malesef 2-1 yenildik -Yapma ya nasıl olur Hami oynamadı mı? -Oynadı
ve bizim golümüzü de o attı -Peki onların gollerini kim attı? -Roberto Carlos Hocayla, Ronaldo Hoca
Cüceler Cüce kız kardeşler evlenmeye kara verirler. İki cüce erkek kardeş
bulup evlenirler. Daha sonra balayına çıkarlar. Otelde odalar yanyanadır. Çiftlerden biri bir türlü beceremez.
Bu arada yan odadanda sürekli hop hop hooop hop diye sesler geldiğini duyar. Bu duruma çok sinirlenir. Tekrar tekrar
denerler ama yinede beceremezler. Sabah çiftler kahvaltıya oturduklarında, birtürlü yapamayan çift diğer çifte;
biz dün gece birşey yapamadık, sinirlendik uyuduk der. Diğer çifette; siz yine uymuşsunuz biz yatağa
bile çıkamadık der.
Hepsi eriyor Deli , kahveye girdiğinde soluk soluğadır.
Boş bir masaya oturup ocağa seslenir; - Bana bir çay ! Çay gelir, şekerleri atıp karıştırır.
Garsonadan yine şeker ister. Onları da atıp karıştırır, yeniden ister. Garson; - Sekiz
şeker koydunuz çaya, der şaşkın şaşkın, - Koydum ama , işte görüyürsun, hepsi
eriyor
Posta Bir fakir Kırşehirli paraya çok sıkışmış. Her
türlü çareye başvurmuş, yardım eden olmamış. Son çare olarak, 'Allah, sıkışan kuluna
yardım eder' inancından hareketle, Allah'a mektup yazmaya karar vermiş. 'Cenab-ı Allah Yüksek Katına'
diye başlamış ve 'Allah'ım ne olur bana bir yüz milyon lira gönder' diye bitirmiş. Zarfın üzerine
de 'Esirgeyip bağışlayan Yüce Allah' diye yazıp postaya vermiş. Postacılar mektupları
ayırırken, gitmesi mümkün olmayan adresi görünce açmışlar. Mektup sahibine acımışlar ve
aralarında para toplayıp yardım etmeye karar vermişler. Ama, ancak 80 milyon lira toplayabilip, göndermişler.
Parayı alan Kırşehirli, hemen Allah'a bir mektup daha yazmış. Postacılar, 'Allah' adresli
iknici mektubu açmışlar. Kırşehirli şöyle yazıyormuş: 'Allah'ım gönderdiğin
parayı aldım, teşekkür ederim. Ama, bundan sonra para gönderirken, Meleklerinle gönder, hırsız postacılar
gönderdiğiniz paranın 20 milyon lirasını çalmışlar.'
Fotoğraf Resmi
bir daireden, Kırşehirli birisinden 12 fotoğraf isterler. Kırşehirli, yanında 6 fotoğraf
olduğunu söyler. Görevli, 'Onları ver, arkadan 6 fotoğraf daha getir' der. Bunun üzerine Kırşehirli,
biraz sonra enseden çekilmiş 6 fotoğrafı, görevliye getirir.
Paraşütçü Kırşehirli
iki arkadaş askere gitmişler ikisi de paraşütçü olmuş. Belli bir eğitim gördükten sonra paraşütle
deneme yapıyorlarmış. İkisi de uçaktan atlamışlar. Ellerinde yüksekliği gösteren bir alet
varmış. Arkadaşlardan birisi alete bakarak sayıyormuş.'250,200,150,100,90,80,70,60,50,40,30,20 açmasak
da olur. Geldik'
Muavin Bir kamyonun şoförü Nevşehirli, muavini de Kırşehirli'ymiş.
Bir gün kamyona 6 metre yüksekliğinde yük yükleyip yola çıkmışlar. Bir süre sonra yüksekliği 5 metre
olan bir köprünün altından geçeceklermiş. Kırşehirli muavin sağa sola bakınmış, Nevşehirli
şoföre 'Trafik polisi yok, geç ağbi' demiş
Ayakkabı Bir Kırşehirli
ayakkabı almak için mağazaya gitmiş. Denediği ve beğendiği ayakkabılardan birisinin ayağını
sıktığını söylemiş. Mağaza sahibi de 'Bir hafta sonra açılır' demiş. Kırşehirli,
'İyi o zaman, ben bir hafta sonra gelip alayım' demiş.
Kaplumbağalar iskoçyada
nesli tükenmekte olan dünyanın en uzun ömürlü hayvanlarından üç kaplumbağa nın canları sıkılmış
ve ne yapacaklarını bilmiyorlarmış. İçlerinden biri uzklardaki bir dağı gösterip. -Hadi
biralarımızı da alıp şu dağın zirvesinde piknik yapalım demiş. -Güzel fikir
diye almışlar yanlarına soğuk biralarını ve yiyeceklerini yola koyulmuşlar.dağın
zirvezine ulaşmak tam yirmi yılda olmuş.soluklandıktan sonra içlerinden biri, -hadiyemeğimizi
yiyip biralarımızı içelim. demiş sofra hazırlanmış ama o da ne?Biraları açmak için
açacak getirmeyi unutmuşlar.kimin gideceğine kararverirken içlerinden yaşı küçük olan -Ben giderim ama
bir şartla kimse ben gelinceye kadar yemeklere dokunmayacak.demiş ve kabul edildikten sonra yola koyulmuş.aradan
20 yıl 30 yıl 40 yıl derken 50 yıl geçmiş hala gelen yok. içlerinden en yaşlı olanı
-Ben artık yaşlandım izin verde bir parça ekmek yiyeyim demiş arkadaşıda tamam demiş
ve yaşlı kaplumbağa tam ağzına lokmasını götürüp ısırdığı esnada
karşı taraftaki çalıların arasında bir hışırtı duyulmuş ve birden en küçük
kaplunbağa fırlamış ve -Yalancılar. e vallahi gitmeyeceğim. demiş
İlk
deneyim Bir gün iki erkek kedi iki dişi kediden konuşuyorlarmış. Erkek kediler, dişi
kedilere -Akşam 11 de buluşup sevişelim demişler, dişi kediler de kabul etmişler. Bunu duyan
bir yavru kedi de - Abilerim beni de götürün; sevişmek konusunda hala hiçbir şey bilmiyorum demiş. Erkek
kedilerde tamam gel demiş demişler ve buluşma yerine gitmişler, dişi kedileri beklemeye başlamışlar
ama saat 11 olmuş yoklar, 12 olmuş dişi kediler ortada yok, 1 olmuş hala yoklar.. Sonunda yavru kedi dayanamamış
ve - Abi demiş ben biraz daha sevişirsem soğuktan ölecem demiş.
Sirk Ruslar,
Kırşehir'de gösteri yapmak için bir sirk getirmiş. Sirk gösterilerinin başlamasına kısa
bir zaman kala maymun ölmüş. Yenisini getirmeleri mümkün olmadığından, çare aramaya başlamışlar.
Sonunda bir Kırşehirli'ye maymun kıyafeti giydirmeye karar vermişler ve hiç konuşmaması için
sıkı sıkı uyarmışlar. Kırşehirli, kafesine geçip, hoplayıp zıplamaya,
çocukların attıkları fıstıkları yemeye başlamış. Kendisini o kadar kaptırmış
ki, zıplarken, birden yandake aslan kafesine düşmüş. Can havliyle 'imdaaat' diye bağırmaya başlamış.
Aslan, Kırşehirli maymunun kulagına eğilip 'Çaktırma lan, sus. Ben de Kırşehirli'yim' demiş.
Papağan yumurtası Siverekli bir adam hayatında ilk defa İstanbul'a gider orada
burada dolaşırken gözüne bir petshop ilişir ve içeri girer.Pet shop'ta hayinda görmediği ve adını
bile duymadığı renkli bir kuşa rastlar ve Pet shop sahibine bunun ne olduğunu sorar.. Pet shop
sahibi papağanı ve özellikleri anlatır, bizim siverekli bu kuşu almak istediğini ve köyüne götürüp
herkese göstermek istediğini söyler ve fiyatını sorar. Pet shop sahibi yüksek bir rakam söyleyince siverekli
okadar parası olmadığını ama kuşu gerçekten almak istediğini söyler. Pet shop sahibi
sivereklileri cok sevdiğini bu nedenle ona papağan yerine onun üç yumurtasını vereceğini söyler..
Adam üç yumurtayı alıp köyüne sevinçle döner,aradan zaman geçer ve yumurtalardan bir serçe, bir kumru ve bir
guvercin çıkar.. Siverekli cok sinirlenip istanbul yolunu tutar..Pet shop'a çok sinirli girer ve o anda papağan
geri zekalı geri zekalı diye bağırır.. Buna dahada çok sinirlenen siverekli cevap verir belki ben
geri zekalı olabilirim ama bizim bütün köy de senin orospu olduğunu biliyor..
İşlem Hacmi Yasli
borsaci ile genc borsaci parkta sohbet ederek dolasiyorlar. Yasli, gence meslegin puf noktalarini anlatiyor: - Bak evladim.
Bu meslekte basarili olmak icin sadece firsatlari degerlendirmek yetmez. Zaman zaman firsatlari da senin yaratman gerekir.
Bunun icin surekli dikkatli olman gerekir. Uygun bir yorumla hic umulmadik olaylar bile cok buyuk firsatlara donusebilir.
Bak mesela su karsida gordugun taze kopek pisligi sana sadece igrenc bir sey olarak geliyordur. Ama ben eger 'su pislikten
bir lokma agzina atarsan sana 1 milyar lira veririm' dersem olay senin acindan nasil da buyuk bir firsata donusuverir degil
mi? Yapar misin?' Genc borsaci tabi efendim der. Parmagini pislige daldirir, bir lokma alir yutar. Yasli borsaci cebinden
bir milyari cikartir, gence verir. Bir sure yururler, genc dayanamaz sorar: - Hocam, ben size ayni teklifte bulunsaydim kabul
eder miydiniz.? Bakin ileride de baska bir pislik var. Bir milyar karsiligi dener miydiniz? Yasli borsaci tabi ki der. O da
bir lokma alip yutar. Genc borsaci da cikartir, biraz once kazandigi 1 milyari iade eder. Bir sure sessiz sessiz yururler.
Genc yine dayanamaz sorar: - Hocam. Ne sizin cebinizdeki para miktari degisti. Ne de benim cebimdeki. Soyler misiniz biz bu
boku niye yedik ? Kurt borsaci cevap verir: - Oyle deme evladim. 2 milyarlik islem hacmi yarattik!!!
Allah
erkeği yarattı Allah eşşeği yarattı ve ona dedi ki : Sen bir eşşeksin.
Sabahtan akşama kadar yorulmadan çalışacaksın ve ağır yükleri sırtında taşıyacaksın.
Ot yiyeceksin, az akıllı olacaksın ve 50 yıl yaşayacaksın. Eşşek cevap verdi :
50 sene böyle bir hayat için çok çok fazla, lütfen bana 30 yıldan fazla verme ! Ve böyle oldu... Sonra Allah köpeği
yarattı ve ona dedi ki : Sen bir köpeksin. İnsanların mallarını koruyacaksın, onların en
yakın dostu olacaksın. İnsanlardan geriye kalan artıkları yiyeceksin ve 25 yıl yaşayacaksın.
Köpek cevap verdi : Allahım, 25 yıl böyle yaşamak çok fazla. Bana 10 yıl ver yeter ! Ve böyle oldu...
Daha sonra Allah maymunu yarattı ve dedi ki : Sen bir maymunsun. Ağaçtan ağaca salınacak ve bir aptal
gibi davranacaksın. İnsanları eğlendireceksin ve 20 yıl yaşayacaksın. Maymun cevap verdi
: 20 sene dünyanın palyaçosu olarak yaşamak çok fazla. Bana 10 seneden fazla verme ! Ve böyle oldu... En sonunda
Allah erkeği yarattı ve ona dedi ki : Sen erkeksin, dünyada yaşayacak tek rasyonel düşünen canlı
sen olacaksın. Diğer yaratılmışlara zekanı kullanarak hükmedeceksin. Dünyayı yöneteceksin
ve 20 yıl yaşayacaksın. Erkek cevap verdi : Allahım erkek olmak için 20 yıl yetmez. Lütfen bana eşşekten
artan 20 yılı, köpekten artan 15 yılı ve maymunun 10 yılını da ver... Allah bunu kabul
etti ve erkek 20 yıl erkek olarak yaşadı, sonra evlendi ve 20 sene eşek olarak sabahtan akşama kadar
çalıştı ve ağır yükleri taşıdı. Sonra çocukları oldu ve 15 yıl köpek gibi
yaşadı, evi korudu, aileden artanları yedi. Sonra ilerleyen yaşında 10 yıl maymun olarak yaşadı,
aptal gibi davrandı ve torunlarını eğlendirdi. Bugüne kadar böyle geldi...
Yine kardayız Ücüncü
Boğaz Köprüsü'nü Japon, Amerikan ve Türkler'den oluşan bir konsorsiyum almış. Tam açılışın
yapılacağı sırada kurdela kesilirken köprü büyük bir gürültüyle yıkılmıs. Japon; 'gitti
bütün emeklerim, mahvoldu kumlarım' diyerek harakiri yapmış. Amerikalı; 'gitti çeliklerim, tonlarca
çelik yıkıldı' diyerek tabancasını çekip intihar etmiş. Tüm bunlari izleyen Türk müteahhit
de derin bir 'Oh!' çekerek yanındakilere dönmüş: ' 'İyi ki çimento koymamışım, yoksa bunlar
gibi mahvolurdum'...'
Amerikan hastanesi Bir USA Askeri Birliğinde açının yemekleri
yüzünden millet hemoroid olmuş. Tam 107 kişi yatak yorgan yatıyormus. Bir gün Revire gezmeye gelen komutan
her askerin önüne duruyor ve soruyormuş: - Merhaba asker , hastalığın nedir ? - Merhaba komutanım
, hemeroidim var - Tedavi olarak ne yapıyorlar ? - İlaçlı pamuk efendim. - Bir arzun var mı
asker ? - Bir an evvel iyileşip tekrar vazifeme dönmek istiyororum komutanım... Komutan herkesin önünde
durup aynı soruları sormuş ve hep aynı cevapları alınca memnun olmuş. Sıra en son
sıradakı adama gelmiş. Ona da aynı soruları sormaya başlamıs: - Merhaba asker , hastalığın
nedir ? - Bademciklerimden rahatsızım efendim. - Öyle mi ? Peki ne ilaç kullanıyorlar ? - İlacli
pamuk efendim. - Güzel. Peki bir isteğin var mı evladım? - Var, efendim. Mümkünse sıra bana gelince
pamuğu değiştirseler diyecektim de....
Dünyanın Sonu Günün birinde Bill Clinton,
Fidel Castro ve Bill Gates kendilerini tanrının yanında bulmuşlar. Tanrı bunlara dönmüş " Sizi
buraya çağırdım çünkü 2000 yılında kıyametin kopacağını cemaatlerinize haber
vermenizi istiyorum" demiş. Daha ne olduğunu anlayamadan bi de bakmışlar ki evlerindeler... Clinton,
hemen ülkenin bütün televizyonlarına haber vermiş ve canlı yayına çıkmış. " Sayın
vatandaşlarım, size bir iyi bir de kötü haberim var. İyi olanı, In god we trust harbi harbi var. Yani
bunca zaman boşuna inanmadınız. Kötü olan ise 2000 yılında kıyamet kopacak... " Kastro'da
boş durmamış hemen insanlarının karşısına geçmiş. " Yoldaşlar üzgünüm ama
size iki kötü haberim var. Birincisi, bunca zaman kendimizi kandırmısız, tanrı gerçekten de varmış!
İkincisi ise daha kötü, daha tanrıya inanamadan hepimiz öleceğiz, çünkü 2000 yılında kıyamet
kopuyor. " Bu arada Gates'de bütün kurmaylarını toplamış havadis veriyor. "Baylar size iki iyi haberim
var. Birincisi, tanrı beni dünyanın en önemli üç kişisinden biri olarak görüyor. İkincisi ise artık
"year2000" problemini çözmemize gerek kalmadı..."
Savaş Gemisi Bir savaş gemisi
karanlık ve sisli bir gecede yol alıyormuş. Derken kaptan köşkündeki komutan tam karşıda ve
uzakta üzerlerine doğru gelen bir ışık farketmiş. Hemen karşı tarafa sinyal göndererek
şu mesajı geçmiş: -"Derhal rotanızı 30 derece doğuya çeviriniz" Karşıdan anında
cevap gelmiş: -"Sen rotanı 30 derece batıya çevir!" Komutan şaşırmış, biraz da
sinirlenmiş, mesajı tekrarlamış: -"Rotanı derhal 30 derece doğuya çevir, emrediyorum!" Karşıdan
cevap: -"Asıl sen rotanı 30 derece batıya çevireceksin!" Komutan öfkeden küplere binmiş, bir mesaj
daha yollamış. -"Ben 30 yıllık kaptanım, sana son kez emrediyorum, rotanı 30 derece batıya
çevir!" -"Sen 30 senelik kaptansan ben de 20 senelik denizciyim, sen rotanı 30 derece doğuya çevir." Komutan,
o kadar sinirlenmiş ki, hemen mürettebata bütün topları ateşe hazır hale getirmelerini emretmiş ve
son kez bir mesaj göndermiş: -"Burası bir savaş gemisi, derhal rotanı 30 derece batıya çevirmezsen
ateşe başlayacağız." -"Burası da bir deniz feneri.. Sen rotanı bir an önce 30 derece doğuya
çevirmezsen birazdan kayalara çarpacaksın"
Dilenci Adamın biri bir gün yolda giderken
bir dilenciye rastlar. Dilenciye bir para verir ve al bununla bir sigara alırsın der. Dilenci "beyim ben hiç sigara
içmem" der. Bunun üzerine adam o zaman bir bira içersin der. Dilenci "ben ağzıma içki koymam" der. Sen de o zaman
bir altılı oynarsın. Dilenci "beyim ben hiç kumarda oynamam" deyince adam o zaman al bu parayı ve bizim
eve gel der. Dilenci neden olduğunu sorar. Adam "Karım seni bir görsün içki ve sigara içmeyen, kumar oynamayan bir
adamın hali ne oluyor."
Tampon Üç mahkum cezaevi yolundadır. Herbirine, hapiste geçirecekleri
günler için bir eşya getirilmesine izin verilmiştir. Otobüste, biri diğerine döner ve sorar, "ee, sen ne getirdin
?", diğer mahkum bir kutu boya çıkarır ve bunlarla herşeyi boyayabileceğini söyler ve diyer mahkuma
sorar, "sen ne getirdin ?". Oda, yanındaki kutuyu açar ve içinden iskambil kağıtlarını çıkarır.
"Bunlarla poker oynayabilir, fal bakabilir veya herhangi bir kart oyunu oynayabilirim" der. Üçüncü mahkum köşede sessizce
sırıtarak oturmaktadır. Diğer iki mahkum farkeder ve sorarlar, "Sen niye kendinden eminsin o kadar, sen
ne getirdin ?" Üçüncü mahkum bir kutu çıkarır ve gülerek "bu tamponları getirdim," der. Diğer iki mahkumunda
kafası karışmıştır, merakla sorarlar, "Bunlarla ne yapabilirsin ki?" Üçüncü yine sırıtır
ve kutuyu göstererek "Kutuda yazdığına göre, bunlarla at sürebilir, yüzmeye gidebilir hatta paten kayabilirmişim"
Cehennem Bıçkın ve aynı zamanda hovarda bir adam ölür ve cehenneme gider. Cehennemde
birkaç gün kaldıktan sonra cennet görevlisi melek gelir ve seni cennete götüreceğim der. Bizim bıçkın
halinden memnun görevli melekle cennetin yoluna koyulurlar. Cennetin kapısına yaklaştıklarında içeriden
feryat figan sesler duyar ve meleğe döner, - Sen beni cennete götürecektin der. Melek burası cennet deyince,
içerideki sesler nedir demiş, melek : - ha o sesler içerideki iyi insanlara kanat takılacak onun için sırtlarına
delik açılıyor demiş. Bizimki ürkmüş cennetin yolunda biraz daha ilerlemişler bu sefer geçenki seslerden
daha acı ve yoğun sesler gelmeye başlamış. Bıçkın yine sormuş; Şimdi neler oluyor,
neden sesler daha acı? Melek: - İyi insanların başlarına halka takılacak onun için başlarını
deliyorlar. Bizimki iyice korkmuş ve ben cehenneme gitmek istiyorum deyince melek iyi ama orada da sana kuyruk takacaklar
demiş. Bıçkın olsun olsun nasıl olsa onun deliği hazır demiş.
Abluka Amerikada
yaşayan ünlü bir mafya babasının karısı doğum yapacakmış. Hastaneye kaldırmışlar.
Tabii ilgi obiçim. Doktorlar, hemşireler etrafında pervane. Neyse doğumhaneye almışlar. Kadın
ikiz doğuracakmış. İlk çocuk gelmeye başlamış, çocuk kafasını çıkarınca
etraftaki kalabalığı görür görmez hemen bağırmış. -Hey Joe, Ön kapıyı tutmuşlar,
arka kapıdan kaçalım.
Kamuflaj Askerde kamuflaj yarışması var... Herkes
cuvallara giriyor,, komutan gelip tekme atıyor onlarda hayvan sesleri çıkarıyorlar komutan onaylıyor...
Birinci çuvala vuruyor.. Hav hav hav. Komutan aferin diyor köpek çuvalı.... İkinci çuvala vuruyor, miyav miyav..
Komutan gene beğeniyor.. Böyle on onbeş çuval geziyor. Hepsi çok iyi taklit yapıyorlar... Enson çuvala vuruyor
ses yok... Daha sert vuruyor gene ses yok, tekme, tokat, tahta, tüfek, ses yok... Askerlere emir veriyor iyicene tekmeleyin...
Çuvaldan kan sızmaya başlıyor.. Beş dakika sonra da ince, bitkin bir ses: "Patateeeeeees, Patateeeeeees!!!"
Yorgunluk Genç bir sanatçı adayı , kız doktoruna telefon açıp aldığı
randevuya gelemiyeceğini söyledi. Doktor sordu: "Neden çok mu hastasınız?" -Yoo değilim. Yalnız
bugün bir prodüktöre gidip bir rol istedim. Sonra terzime gittim. Daha sonra ev sahibiyle kira meselesini tartıştık. Kısacası
doktor bey, bir defa daha soyunacak halim kalmadı!
Senfoni Bir Türk Amerikaya ziyarete gezmeye
gitmiş.Sokakta dolaşırken tuvaleti gelir. Koştura koştura umumi bir tuvalet bulur.Kendini bir an
önce içeri atmak ister fakat kapıdaki adam 25 cent ister.Bizimki sıkışa sıkışa 25 cent
i verir içeri dalar.Zart zurt sesli yaparken yandan "yavaş be adam" diye ses gelir meyerse yandakide bir Türkmüş.İşini
bitirip dışarı çıktıktan sonra yandakiyle karşılaşır ve lafı yapıştırır.
"Be adam 25 cent e mozartımı yoksa şopennimi dinleyeceğini sanıyordun" der.
Ekonomik
kriz İki otomobil galerisi sahibi dertleşmektedirler. Bir ara biri: -İşler öyle kötü
ki,sorma. Şu sıralar en azından bir araba satamazsam, popomu satmak zorunda kalacağım. Yanında
oturan ve bu sözleri işiten sarışın dilberden özür diler. Bunun üzerine sarışın: -Boş
verin canım. Neler hissetiğinizi anlıyorum. Bizim işlerde kötü. Şu sıralar bende popomu satmazsam,
arabamı satmak zorunda kalacağım.
İşler İki otomobil galerisi sahibi
dertleşmektedirler. Bir ara biri: -İşler öyle kötü ki,sorma. Şu sıralar en azından bir
araba satamazsam, popomu satmak zorunda kalacağım. Yanında oturan ve bu sözleri işiten sarışın
dilberden özür diler. Bunun üzerine sarışın: -Boş verin canım. Neler hissetiğinizi anlıyorum.
Bizim işlerde kötü. Şu sıralar bende popomu satmazsam, arabamı satmak zorunda kalacağım.
Bisiklet Birgün
ali askerdeyken komutanın postacısıymış, o günlerde komutanının tayini çıkacakmış
buda yeni tayin yerini öğrenmeye gitmek için hazirlanırken aliyi yanına çağırmış. Bak Ali
oğlum biliyorsun yengen hamile bundan önceki çocuklarım hepsi kız eğer yengen doğum yaparsa oğlan
olursa bana mektupta dersinki; komutanım beklediğin bisikilet geldi yazarsın ben anlarım. Yoksa arkadaşlar
erkek oğlum olduğunu duyarlarsa ziyafet isterler tamammı deyip gider. Aradan zaman geçer yenge doğum yapar
ama gene kız olur Aliyi bir düşünce alır gider. Mektupta kamyonun geldi desem olmaz minübüsün geldi desem anlamaz
tam o anda aklına; komutanım beklediğin bisikilet geldi ama ponpasıyla çantası eksik geldi der.
Tahrik Savcı,
sanık sandalyesindeki yaşlı teyzeye sorar : - Bize yaşınızı söyler misiniz? - 86
yaşındayım - Lütfen bize olay günü neler olduğunu anlatın - O gün hava çok güzeldi ve ben parkta
oturuyordum....derken o adam geldi yanıma oturdu - Onu tanıyor muydunuz? - Hayır ama tatlı birine
benziyordu - Sonra ne oldu? - Birden bacaklarımı okşamaya başladı... - Ona engel oldunuz
mu? - Hayır - Neden? - Çünkü hoşuma gitti.. kocam 30 yıl önce öldüğünden beri kimse bana böyle
dokunmamıştı.... - Sonra ne oldu? - Sonra göğüslerime dokundu.... - Engel oldunuz mu? - Hayır -
Neden? - Çünkü bana kendimi uzun zamandır ilk defa bir kadın gibi hissettiriyordu... - Sonra ne oldu?? -
O kadar tahrik olmuştum ki bacaklarımı açtım ve "SEVİŞ BENİMLE HADİ SEVİŞ
BENİMLE!!!"diye bağırdım... - Sizinle sevişti mi?? - HAYIR!! Ben öyle bağırınca
o da birden "GÜLÜMSEYİİİN, KAMERA ŞAKASIIII!!"diye bağırdı ben de onu vurdum !!!!!!!
Doğum
Yeri Adamın biri birgün trene binmiş ve karşısında çok hoş bir bayan görünce konuşmaya
çalışmış ve sonunda: - Hanımefendi size 1 milyon dolar versem şu eteğinizi 2 parmak
yukarı kaldırır mısınız Kadın: - Hayhay der daha sonra - Size 2 milyon dolar daha
verim, 2 parmak daha derken iş yukarı kadar çıkar, adam sonunda kadına - Hanımefendi size 5 milyon
dolar vereyim bana doğum yaptığınız yeri gösterin der ve kadın kabul ederek şöyle der: Bakın
şu ağaçların arasındaki binanın 2 katındaki oda...
Köprü Bir gun
cennet ve cehenlemdekilerin canı sıkılmış cennettekiler ve cehenlemdekiler karşı karşıya
duruyolarmış. Birgün demişlerki cenlettekiler cehenleme kadar yarım köpru yapsın, cehennemdekilerde
cennete kadar yarım bir köpru yapsın hergün o köprüde konuşuruz demişler bakmışlarki cehenlemdekiler
bitirmiş cenlettekilerde daha bir tuğla bile koymamış eee neden yapmadınız demişler. Cennettekiler
cevap vermiş: Eee bözde hiç muteaahit yokki!
Beş Lira Küçük çocuk yolun ortasında
hüngür hüngür ağlıyordu... Yaşlı bir hanım acıyarak sordu; -Ne için ağlıyorsun
evladım? -Beş liramı yitirdim... -Peki al sana beş lira. Yaşlı hanım bir iki adım
yürüdü. Küçük çocuk yine ağlamaya başladı. Hanım döndü: -Peki şimdi neden ağlıyorsun? -Nasıl
ağlamam? O beş liramı yitirmeseydim şimdi on liram olacaktı...
Değişim Körfez
Savaşı'ndan önceki yıllarda, Amerikalı bir bayan gazeteci, kadınlarla erkeklerin toplumdaki yeri
hakkında bir yazı dizisi hazırlamak üzere Kuveyt'e gitmiş.. gözlemleri sırasında ilk dikkatini
çeken, kadınların kocalarının 5 adım gerisinden yürüdükleriymis... Yıllar sonra aynı
gazeteci tekrar bir yazı dizisi için Kuveyt'e gittiğinde bu sefer bir de bakmış kadınlar önden gidiyor,
kocaları 5 adım arkalarından geliyor... bu işe çok şaşırmış, hemen bir kadına
yaklaşıp sormuş: "Bu gördüğüm inanılmaz bir gelişme... peki ama bu değişikliğin
sebebi nedir??" Kuveyt'li kadın cevap vermiş: "Mayınlar..."
Manyak Yolcu
gemisi okyanusta ıssız bir adanın yanından geçerken yolcular uzun sakallı üstü başı yırtık
sıska bir adamı farketmişler.. Adamcağız sahilde oradan oraya koşuyor, çılgın gibi
ellerini sallıyor, zıplıyor, bağırıp çağırıyormuş.. Yolculardan biri "-
Kim bu kaptan?" diye sormuş.. "- Bilmem.." demiş Kaptan "- Her sene buradan geçeriz, her seferinde de bu
manyak böyle kafayı üşütür.."
Mustafa Abi Bir gün köy ahalisi köy kahvesinde bir yandan
haberleri izliyorlar miş biryandan da pişpirik çeviriyorlarmış. İçlerinden biri (Mustafa Abi) televizyonda
Ecevit'i görmüs ve demiş: - Ulan, başbakan oldu yüzümüze bakmıyo. Eskiden böylemiydi bea! Etrafımda
dolanırdı! Hey bee, zaman ne çabuk geçiyor... Tabii kahvedekiler merakla sormuslar: - Mustafa Abi? Sen nereden
tanıyorsun Başbakanı yahu? Mustafa Abi istifini bozmadan cevap vermiş: "-Ulan üniversite yillarında
abilik ettim ona! Az ekmeğimi yemedi!! Gel gör ki şimdi bizi unutmuş baksana!" Kahvedeki ahali inanmamş
tabii ki. Mustafa Abi'de inandıirmak için demis ki: - Gelin ulan! Meclisin önüne gidiyoruz. Çıkışta
yakalayacağız Ecevit'i. O zaman anlarsınız yalan mı değil mi?? Hepbirlikte T.B.M.M.'nin önüne
giderler ve çıkışta Ecevit'i yakalarlar. Ecevit hemen Mustafa Abi'nin elini öpmeye kalkışır
ve der ki: - Abim, Mustafa abim; kusura bakma başbakanlık bir dakika boş bırakılmıyor ki!
Kusuruma bakma abi. Mustafa abi kahve ahalisine şöyle bir bakar ve ahalinin acayip şekilde etkilendiğini
görür. Başka birgün gene kahvede ahali ile TV seyreden Mustafa Abi TV'de Süleyman Demirel'i görür ve der: - Bu da
öyle. Cumhurbaşkanı olunca kendini birşey zannetti. Hayırsız çıktı bu da!! - Hadi canım.
Ecevit'i belki şans eseri tanıyorsun ama buna inanmıyoruz!!, der. Mustafa Abi hemen ahaliyi toplar ve Çankaya'ya
gider. Mustafa Abi'yi gören Demirel hemen Ecevit gibi Mustafa Abi'nin ellerine sarılır ve öpmeye kalkışır.
Mustafa Abi buna izin vermez tabi. Demirel ekler: - Abi Vallahi billahi kusura bakma. Uzun yıllardır göremiyordum
seni. Tamda seni ziyarete gelecektim der. Mustafa Abi tekrar ahaliye dönerek bir bakış atar ki artık ahalinin
gözünde peygamber kadar yükselmistir. Yine birgün kahvede tv izlerken bu sefer tv ye Clinton çıkar. Mustafa Abi söze
başlar ve der ki: - Ulan ne çabuk unuttun o sefalet dolu günleri? Tabi zengin oldun, Amerika'nında başına
geçince unuttun bizi.. Hayırsız herif!! Ahali bu kadarınında fazla olduğunu söyler ve diğerlerinin
belki bir şans eseri olabileceğine ama Clinton'u tanımasının imkansız olduğuna imece usülü
karar verirler. Mustafa Abi'nin tabii ki kafası atar ve bazı köylüleri alarak Beyaz Saray'a giderler. Kapidaki
görevliye Clinton ile görüşmek istediklerini söylerler.. Görevlide sadece bir kişinin girebileceğini söyler.
Köylüler düşünürler ve sadece Mustafa Abi'nin Clinton'u tanıdığını söyleyerek Mustafa Abi'nin
gitmesini isterler. Güvenlik Mustafa Abi'yi iyice arayarak içeri sokar. Saatler geçer ama kapıdan kimse çıkmaz.
Köylüler sıkılır. Penceredende bakma olanakları olamadığı için ordan geçen uzun boylu birine
sorma kararı alırlar. Şans eseri orada o anda Michael JORDAN geçmektedir. İngilizce bilen bir köylü Michael
Jordan'a döner ve der ki: - Ya Jordan Abi. Senin boyun uzun. Camdan içeri bakıp neler oluyo, kaç kişi var bi
baksana... Jordan camdan bakar ve cevap verir: - Vallahi ne olduğunu bilmiyorum. İçerde 6 kişi var. Biri
Mustafa Abi, diğerlerini tanımıyorum.
Ekran Koruyucu BILL GATES ölmüş ve tanrının
huzuruna çıkmış. Tanrı Sen iyi bir çocuksun Bill demiş, herkese yapmam ama sana seçme hakkı
verecegim, cenneti de cehennemi de gör, hangisini istersen oraya git.? Bill önce cehenneme gitmiş, deniz kenarında,
harika bir gün batımı yaşanmaktaymış, kızarmış köpükler kumları yalıyor,
hafif ılık rüzgarda palmiyelerin yaprakları nazlı nazlı sallanıyormuş. Allah allah demiş
Bill, Bize hiç böyle anlatmamışlardı!? Sonra cennete gitmiş.Orası da fena değilmiş ama
doğrusu cehennemle kıyaslanmazmış. Cehennemi seçtim demiş tanrıya. Güzel düşler kurarak
kapıdan girdiginde tam da bildiği cehennemle karşılaşmış; kazanlar kaynıyor, zebaniler
ortalıkta dolaşıyor,alevler gökyüzünü kızıla boyuyormuş. Aman demiş Bill, Hemen tanrıya
çıkmam lazım ve soluk soluğa bağırmış; Benim ilk gördügüm cehennem böyle değildi.? Tanrı
gülmüş, çok geç artık Bill demiş, seçimini yaptın. O ilk gördügün sadece ekran koruyucuydu...?
McGayver McGyver
markete gitmiş. Kasiyer kıza yaklaşıp, "İyi günler, ben 6 metre dikenli tel, bir tane demir makası,
bolca zımpara kağıdı, bir de elektrikli testere istiyorum" demiş. Kasiyer kız şaşırmış:
"İ.. i. iyi ama onları burada bulamazsınız ki, burası küçücük bir market, burada sebze meyve gibi
şeyler vardır sadece..." demiş. McGyver 1-2 dakika düşünmüş, sonra kasiyer kıza dönmüş:
"Tamam, onlar da olur" demiş
SA Sakip Sabanci Aga'ya bir gün demisler ki : -Aga bu dünyada
her sey senin için güllük gülistanlik. Nereye baksak her tarafta senin sirketleri, fabrikalari görüyoruz, (MarSA, YünSa, LasSA,
ToyotaSA...). Burada işin iy. Ya diğer tarafta ne olacak, orada ne yapacaksın, nasıl kurtulacaksın
zebanilerden?.. Sakıp Aga gülmüş: -Öte yanda da işimizi sağlama aldık Bir tarafımızda
İSA, diğer tarafımızda MuSA."
Servet İki fakülte arkadayı yıllar
sonra sokakta karşılaşır, biri diğerini eve yemeğe davet eder... - Oğlum bu ne ev böyle
be, su salonun büyüklüğüne bak! Nereden buldun bu kadar parayı birader? Duvarlarda nadide tablolar... - Gel göstereyim,
gel şu pencerenin önüne... Şuradaki otoyolu görüyor musun? - Evet. - 20 milyon dolar tuttu, 25 milyon dolara
fatura ettik, farkı cebe indirdik. İki yil sonra iki arkadas yine karşılaşır... - Gel
bu sefer ben seni davet edeyim, bize gidelim... - Yuh! Şuraya bak... Vay anam vay! Oğlum sen bizim eve saray
diyordun bu ne böyle. Bizimki bunun yanında müstemilat olmaz valla, saray asil burasi. - Gel nasıl yaptığımı
sana göstereyim, geç şu pencerenin önüne, bak şurada otoyolu görüyor musun? - Hayır! - İşte !!!
Beni Bekle Anne ve babası ile uzun bir tartışmadan sonra bıyıkları
yeni terleyen delikanlı, bavulunu toplamış.. "Sakın beni durdurmaya kalkmayın.. Ben heyecan istiyorum,
Aşk istiyorum..Coşku istiyorum..Bol para, güzel kızlar istiyorum.. Bu evde bunların hiçbiri mümkün değil.." Sonra
kapıya doğru yürümüş.. "Dur" diye bağırmış, babası arkasından.. "Size söylemiştim,
beni durdurmaya teşebbüs etmeyin diye geriye bağırmış delikanlı.." "Dur" diye yeniden bağırmış
babası, oğlu bahçe kapısından çıkarken.. "Dur... Beni bekle.."
Önemli Neden -Hayrola
nereden? -Be be ben mi? Rad rad radyodan geliyorum... -Ne vardı radyoda? -Spi spi spi spiker sı sı
sı synavı vardı da... -Eeee, ne oldu? -Bı bı bı bırak yahu? Kı kı kıravat
tak tak takmadık diye almadyılar.
Kamyon Şoförü Bir kamyon şoförü 30 kişiyi
ezerek öldürmüş. Mahkemeye çıkmış. Hakim sormuş,anlat bakalım nasıl oldu. Şoför anlatmaya
başlamış. Kamyonla yokuştan aşağı inerken arabamın fireni patladı benimde durmam
için sağa veya sola çarpmam gerekiyordu. Sağ tarafta küçük çocuk, soltarafta da 30 kişi vardı. Bende sağ
tarafa çarpmaya karar verdim demiş.Hakim de sinirlenerek sormuş. E o zaman nasıl 30 kişiyi ezdin. Kamyon
şoförüde: ben ne yapayım çocuk birden bire karşıya geçti demiş.
Başağrısı Başı
ağrıyan kızılderili reisi yanında iki çevirmeniyle birlikte eczaneye girer..Eczacının şaşkın
bakışları arasında şef UGGHH der..hemen şefin sağındaki çevirmen atlar "büyükşef
bir adet ağrıkesici istiyor"der.Eczacı gider ve getirir, sonra şef gene UGGHH der.Bu sefer soldaki çevirmen
şefin bir adet prezervatif istediğini söyler..Eczacı doğum kontrolünün kızılderileler arasında
yaygınlaşmasına hem şaşırır hemde sevinir..En kalitesinden bi prezervatifi getirip şefe
uzatır..Şef kendinden emin elindeki ağrıkesiciyi prezervatif içine koyar ve tereddüt dahi etmeden yutar
ve UGHHH UGGH der.. Eczacı dayanamaz "ne yapıyosun sen kardeşim" deyince çevirmenlerin her ikisi birden gülerek
"BÜYÜK ŞEF BAŞAĞRISININ ..MINA KOYDU" derler....:))
4 Motorlu uçak Amerikalı'lar
4 motorlu bir uçak yapmışlar ve arabistan çöllerinde uçurmak istemişler , yanlarına bir arap pilot almışlar
ve uçmaya başlamışlar giderken bom diye bir ses gelmiş ve 1. motor patlamış, göstergede no panik
this is a amerikan teknoloji yazmış,biraz daha gitmişler tekrar bom diye bir ses gelmiş ve 2. motorda
patlamış,yine no panik this is a amerikan teknoloji yazmış,az daha gitmişler tekrar bom diye bir
ses gelmiş 3. ve 4. motorlarda patlamış yine no panik this is a amerikan teknoloji yazmış ve pilot
uçağı otomatik pilota bağlamış ve uçak yere inmiş.Araplar'da böyle bir uçak yapmışlar
ve amerikalı bir pilotla keşfe çıkmışlar giderlerken 1. motar patlamış no panik this is
a arabik teknik yazmış giderken 2.motorda patlamış ve yine no panik this is a arabik teknik yazmış
giderken 3. ve 4. motor da patlamış göstergede repeat after me eşhe düella ilahe illah ve eşhe dü enne
muhammeden abduhu versulühü yazmış.
Not Arabasını park edip lokantaya giren
adam, çıktğında arabasını akordeona dönmüş bir halde bulur.Cam sileceğinin altında
bir kağıtt vardır. Kağıdı açtığında, şu satırlarla karşılaşır
: -Ön vitesle geri vitesi karıstırıp arabanıza sert bir şekilde çarptım. Arabanızda
gördü?ünüz gibi çok büyük hasar var. Olayı gören kimseler de şu an, ben bu satırları yazarken çevremde
toplanmış bulunuyorlar ve bu kağıda adımı ve adresimi yazdğımı sanıyorlar.Ne
halin varsa gör, o kadar enayi değilim!
İlk Aşk Evliliklerinin ustunden henuz
bir ay gecmistir.Mutlu koca genc ve guzel karisina sarilir : -Ilk ask ne kadar tatli, ne heyecanli degil mi? Genc karisi
yanitlar : -Evet... ama seni tanidigima da memnunum...
Ameliyat yeri Iki sevgili bir agacin
golgesinde otururlar.Delikanlinin tatli sozleri arasinda bir ara kiz sevgilisinin kulagina fisildar : -Sevgilim sana apandist
ameliyati oldugum yeri gostereyim. Delikanlinin gozleri parlar. -Goster canim goster. Kiz eliyle uzak bir yeri gostererek
: -Bak su ilerde gorunen sari bina var ya, onun ucuncu kati....
Kuaför Adam, lüks erkek kuaföründe
oturmuş bir yandan sakal tıraşı yapılırken bir yandan da elleri manikürlenmektedir. Manikürü
yapan sarışın fıstık adamın ilgisini çekmekte gecikmez, "Güzelim, bu gece benimle çıkmaya
ne dersin??" Kız gülümser, "Özür dilerim ama ben evliyim." "Boşversene" der adam, "Seninkine telefon et bu
gece işin çıktığını eve gelemeyeceğini söyle!" "İstersen sen söyle, şu anda
seni tıraş ediyor..."
Tarla "Bir adamın çok büyük bir tarlasy varmış,tarlasyyla
övünür ,hava atarmış.Ancak bir gün tarlasyna geldiğinde onu çok kızdıran birşey görmüş
ki,Tarlasynyn ortasyna birisi bir yol yapmy?,oturup beklemeye başlamış ve ilk geleni iyi bir döveceğim
demiş.Biraz sonra eşeğin üzerinde bir adam çıka gekmiş,mal sahibi adamy e?ekten indirip dövmeye başlamış,eşek
bayılana kadar dövmüş,daha sonrada adamy aynı şekilde bayılana kadar dövmüş.Olayı uzaktan
seyreden üçüncü bir şahıs sormuş ; neden ilk önce eşeği dövdün ? adam cevap vermiş "ilk önce
adamy dövseydim eşek kaçardı"
Golf Bir cumartesi sabahi.. Iki genc kadin golf oynuyorlar. Sarisin
olani topu dikmis.. Sopayi oyle bir savurmus ki.. Top havada kursun gibi ucmus, obur delikte golf oynayan bir erkege o hizla
carpmis.. Kadinlar dehset icinde, erkegin iki elini bacaklarinin arasinda kelepceleyip iki buklum kaldigini gormusler. Sarisin
hizla oraya kosmus ve ozur dilemeye baslamis.. "Lutfen izin verin size yardim edeyim.. Ben bir fizik tedavi uzmaniyim ve
eger izin verirseniz cektiginiz aciyi azaltabilecegimi biliyorum." "Yooo.. Yooo.. Gerek yok" diye inler gibi konusmus adam,
elleri hala bacaklarinin arasinda kelepceli.. "Onemli degil.. Birkac dakika icinde duzelirim merak etmeyin.." Sarisin israr
etmis.. Oyle israr etmis ki adam "Peki" demis sonunda.. Kadin cok yumusak hareketlerle adamin ellerini birbirinden ayirip
iki yana sarkitmis once. Sonra adami cimlere uzatmis. Pantolonun kemerini gevsetmis.. Elini iceri sokmus ve masaj yapmaya
baslamis.. Biraz sonra sormus.. "Simdi nasil hissediyorsunuz kendinizi.." "Harika" demis adam.. "Harika hissediyorum.. Ama
bas parmagim hala fena halde zonkluyor!.."
Patron ve Sekreter Patron (adam) ve sekreteri (kadin)
sehir disina yemege gitmek için arabayla yola çikarlar. Fakat araba yolda problem yaratir. Inip bakarlar tamir olacak gibi
degil. Burda kaldik diye söylenirler. Ilerde bir küçük ev görürler. Giderler ve kapisinin açik oldugunu görürler. Araladiklari
kapidan baktiklarinda sanslarina bir de yatak olduguna sevinirler. Adam,"sen yataga yatabilirsin, ben de uyku tulumuyla
suraya kivrilirim" der. Yatarlar. Biraz sonra sekreter "ben üsüyorum" der. Adam uyku tulumunun fermuarini açar, kalkar
ve bir battaniye alip kadinin üzerine örter. Tekrar gider uyku tulumunun içine girer. Fakat çok geçmez. Kadin biraz da
arzulu bir sesle "ama ben hala üsüyorum der". Adam yine kalkar ve bir battaniye daha alip kadinin üzerini örter. Döner, uyku
tulumuna girip uyumaya çalisir. Yine biraz sonra kadin arzulu bir sesle "ama ben isinamadim" der. Adam tekrar kalkar. Bir
battaniye daha alir ve kadini örter. Dönüp tekrar uyku tulumunun içine girer. Biraz sonra kadin daha arzulu bir sesle "ama
ben üsüyorum ve bir türlü isinamiyorum" der. Adam "en iyisi biz seninle bu aksam evliymisik gibi davranalim, ne dersin?"
diye sorar. Kadinin hosuna gider ve sevinçle "olur" der. Adam oldukça yükses tonda bagirir: "kalk ve su lanet battaniyeyi
alip üzerini ört" der.
Slikon Madeni Ogretmen sinifta madenleri ve ne kadar degerli olduklarini
anlatiyormus. Dersin bitiminde çocuklara sormus: "Kim hangi madene sahip olmak ister cocuklar?" Önce David cevap
vermis: "Platin, ogretmenim. Onunla kendime bir Porsche alirdim." Ardindan Mike cevaplamis: "Altin, ogretmenim. Altinlarimla
kendime sonmodel bir Cadillac alirdim." En son Küçük Joe yanitlamis: "Silikon, ogretmenim. Ablamda iki tane var, kapinin
önündeki arabalari hayal bile edemezsiniz!..."
Vehbi Efendi
Bir gün padisah Vehbi Efendi'yi
yanina çagirir ve: "Bana öyle bir siir yaz ki bir misrasini okuyunca içimden seni öldürmek, bir sonrakini okuyunca ise ödüllendirmek
gelsin" der. Ve iste sonuç asagida: * Azm-u hamam edelim, sürtüstürem ben sana, Kese ile sabunu, rahat etsin cism-u can.
* Lal-u sarap içurem ve islatip geçirem, Parmagina yüzügü, hatem-i zer drahsan. * Egil egil sokayim, iki tutam az
midir? Lale ile sümbülü kakülüne nevcivan. * Diz çökerek önüne ilik ilik akitam, Bir gümüs ibrik ile destine ab-i revan.
* Salinarak giderken arkandan ben sokayim, Ard etegin beline, olmasin çamur aman. * Kulaklarindan tutam, dibine kadar
sokam, Sahtiyenden çizmeyi, olasin yola revan. * Öyle bir sokayim ki, kalmasin disarda hiç, Düsmanin bagrina, hançerimi
nagehan. * Eger arzu edersen, ben agzina vereyim, Yeter ki sen kulundan lokum iste her zaman. * Herkese vermektesin,
bir de bana versene, Avuç avuç altini, olsun kulun saduman. * Sen her zaman gelesin, ben Vehbi'ye veresin, Esselamun aleyküm
ve aleykümesselam. Sümbülüzade Vehbi Efendi
İskoç'un Tarağı
Sokakta karşılaşan
iki İskoçyalı, aralarında konuşuyorlardı: - Üzgün görünüyorsun, Neyin var? - Sorma? Canım
çok sıkılıyor. - Neden ? - Tarağımın bir dişi kırıldı. - Tarağın
bir dişi kırıldı diye, insan bu kadar üzülür mü? - Kırılan tarağın son dişiydi
Rolex
Avukat arabasını bürosunun önüne çekmişti inmek için kapıyı
açtı tam o sırada arkadan hızla gelen tır kapıyı aldı götürdü hemen kalabalık birikti
ambulans polis ...vs polis avukata sordu nasıl oldu avukat sinirli inecekken arkadan geldi kapıyı aldı
götürdü eyvah o kadar para vermiştim. Polis: peki beyfendi kolunuz nasıl koptu Avukat bagırarak eyvah rolexim
rolexim
Herkes, Hiç kimse, Herhangibirisi, birisi
Öykünün kahramanları 'Herkes! 'herhangi
biri' birisi ve Hiç kimse adlı dört kişidir Ortada HERKESTEN yapması istenilen bir iş vardı.HERKES
bu işi kesimlikle BİRİSİNİN yapacağına inanıyordu HERHANGİ BİRİNİN
yapabileceği bu işi nedense HİÇKİMSE üstüne almadı BİRİSSİ bu duruma çok üzüldü Çünkü
yapılması gereken iş HERKESİN işiydi Fakat bıişi HERKESİN yapamayacağını
HİÇKİMSE aklına getirmemişti HERKES ise konuya nasılolsa HEHANGİ BİRİ yapar gözüyle
bakıyordu sonunda HEKES,HERHANGİ BİRİNİN yapabileceği fakat HİÇ KİMSSENİN yapamadağı
bu işin suçunu BİRİSİnin omuzlarına yükledi
Enayi
Bir araştırmacı
sabır ve dikkatle çalışarak iki fareye acıktıkları zaman burunları ile bir zile basmayı
öğretti.Üç gün sonra bu farelerden biri diğerine şöyle diyordu: enayiyi amma alıştırdık
yahu ....her zile basışımızda peynir veriyor.
Uyuşturucu
İki
genc uyusturucu icerken yakalanmislar ve cuma gunu mahkemeye cikarilmislar. Hakim - Bakin cocuklar daha cok gencsiniz size
2. bir sans veriyorum. Hafta sonu elinizden geldigince insanlari uyusturucudan vazgecirin pazartesi goruselim Haftasonu
gecmis.. Hakim - Eeee ne yaptiniz anlatin bakalim .. 1. genc - Ben 17 kisiye uyusturucuyu biraktirdim.. hakim
- Cok guzel nasil yaptin? 1. genc - Iki daire cizdim.. ( O o ) seklinde ve 1. si uyusturucudan onceki beyniniz 2. si ise
uyusturudan sonraki beyniniz deyince inandilar.. Hakim - Guzel, inandirici..Serbestsin..ya sen? 2. genc - Ben 156
kisiye biraktirdim.. Hakim - Ho !?..Inanilmaz,nasil ? 2. Genc - Bende 2 daire cizdim.( o O ) seklinde.. 1. daire uyusturucudan
onceki kiciniz 2. si ise hapishaneden sonraki dedim..
Sadece Yağmur Yağdığında
Kadin kocasi isteyken sevgilisini eve cagiriyor, ikisi yatakta zevk dolusaatler gecirirken birden kapi caliyor bi
de bakiyolar KOCASI EVE ERKEN GELMIIIIIS!!!... Kadin panik icinde: "Allahim bu nerden cikti simdi!!!Cabuk al topla kiyafetlerini,
camdan atla kaybol!!" Adam pencereden asagi bir bakiyor: "Hayir atlayamam deli misin nasil yagmur yagiyor gormuyor musun!!!"
Kadin deli gibi kosturuyor: "Kocam bizi burda yakalarsa ikimizi de öldürür atlamak zorundasin hadi cabuk cabuk!!!!" Boylece
adam caresiz,kiyafetlerini kaptigi gibi camdan atliyor.. ayaga kalkip bir de etrafa bakiyor ki bir maratonun tam ortasina
dalmis....bozuntuya vermeden yariscilarla kosmaya baslamis.....tabi cirilciplak ve pantolonu gomlegi elinde kosan bitek kendisi
oldugu icin dikkat cekiyor ... Kosuculardan biri soruyor kendisine: "Siz hep ciplak mi kosarsiniz?" "Ah evet evet...rüzgarin
ciplak tenime degmesi kadar guzel bi duygu yok" "Ama ciplak kosarken de hep kiyafetlerinizi elinizde mi tasirsiniz?" "Yaaa
öyle...kosu bitince arabama biner giyinir eve giderim diye" "Gercekten cok ilginc....peki kosarken hep prezervatif de
takar misiniz?" "Aaa..seyy.. sadece yagmur yagdigi zaman..."
Tetikçi
Mafya babasi korumaya
aldigi muesseselerden haraclari toplamak icin yeni bir tetikci buldu. Sectigi adam sagir ve dilsizdi. Baba, yeni tetikcinin
polisin eline gecerse, fazla bir sey anlatmasinin mumkun olamayacagini dusunuyordu boylece. Baba, bir gun odemelerin geciktigini
fark etti ve tetikciye adamlarini gonderdi. Adamlarin sagir dilsizle anlasmalari mumkun olmadi tabii. Bunun uzerine "Baba"
sagir dilsizi odasina aldirtti. Bir de isaret alfabesi bilen tercuman buldular. Tercuman isaretle sordu: "Paranerde?..
" Sagir dilsiz isaretle yanit verdi: "Ne parasi.. Benim paradan haberim yok.. Neden bahsettiginizi anlamiyorum ."
Tercuman tercume etti. "Neden bahsettiginizi anlamiyormus.. " Baba 38'ligini koltuk altindan cekip sagir dilsizin
beynine dayadi. "Simdi sor bakalim, para nerde?.." Tercuman isaretle sordu: "Para nerde? ." Sagir dilsiz isaretle
yanit verdi: "Central Park'ta, Bati 78'inci Caddeye acilan kapidan girince soldan ucuncu agacin kovugunda 100 bin dolar
var." Baba ofkeyle gurledi: "Ne dedi?.." Tercuman yanitladi: "Dediki hala neden bahsettiginizi anlamiyormus.
Ayrica diyor ki, o tetigi cekmeye de g..unuz yemezmis!.."
Kanca
Sahil kasabasindaki meyhaneye
giren tek bacagi, tek kolu ve tek gözü olmayan kara korsan müsterilerin derhal dikkatini çekmis. Tahta bacagini ileri
dogru uzatip kanca kolunu yanindaki iskemleye dayadiktan sonra içkisini yudumlayan korsana meyhanedekiler biraz hosbesten
sonra merakla sormuslar: - Bacagini nerede kaybettin? - Preveze deniz savasinda... - Ya kolunu? - Düelloda...
- Peki ya gözüne ne oldu? - Güvercin pisledi... - Güvercin pislemesi gözü kör eder mi? - Güvercin pisledigi
gün koluma kancayi yeni taktirmistim
İskoç Yöntemi
İskoç gencin birisi, evlendigi
günün ertesi Amerika'ya çalismaya gider. 2 sene sonra vatanından eline bir telgraf gelir: "Karın öldü stop.
Acele gel stop." İskoç atlar ilk uçağa ve memleketine döner. Hanımının başucuna gider ve
başlar yakarmaya. Kiraz dudaklarına doyamadım, elma göğüslerine doyamadım derken şehvete gelir
ve ölü hanımını becerir. İş buya hanımı birden canlanır . Bir kaç gün daha memleketinde
kalan iskoç tekrar Amerikaya döner. Aradan bir iki yil daha geçtikten sonra, eline bir telgraf daha geçer: "Amcanın
oğlu öldü stop. Gelmene gerek yok stop. Bütün köy bir haftadır uğraşıyoruz stop.
Doktor
Çok Kızdı
Adam doktora gitmişti. Muayeneden sonra doktor : -Sana suppozituvar yazıyorum.
Akşamları uygularsın der. Adam eve geldikten sonra karısına sorar. -Suppozituvar ne demek? -Ben
nerden bileyim aç telefonu doktora sor. Adam doktora telefonda suppozituvarın nasıl kullanılacağını
sorar. Doktor yanıtlar. -Rektal yoldan kullanacaksın.Ve telefonu kapatır. Adam karısına döner
ve : -Rektal yol ne demek? -Ayol delimisin ben nereden bileyim doktora sorsana. Adam bu sefer de rektal yoldan kullanmak
nedir diye sorar. Doktor yanıtlar. -Anal yoldan uygulayacaksın. Adam yine anlamamıştır. Tekrar
sorar : -Anal yol nedir? Doktor tekrar yanıtlar. -Kıçına sok kardeşim. Ve telefonu kapatır.
Adamın yüzü buruştuğu için karısı sorar. -Doktor ne dedi? -Valla adamın ne dediğini
anlamadğm ama çok kızdı sanırım. İlacı kıçına sok dedi.
Yöneten
Erkekler
Yeryüzündeki herkes ölür ve Tanrı'nın huzuruna çıkarlar... Tanrı der ki: "Erkekler
2 sıra olsun, bir sırada karılari tarafından yönetilen erkekler, diğer sırada karılarını
yöneten erkekler.. ayrıca bütün kadınları cennete aldım onlar meleklerle birlikte gidecekler şimdi..."
Böylece kadınlar gittikten sonra Tanrı erkeklerin karşısına geçer... Bir bakar ki karıları
tarafindan yönetilen erkeklerin sırası 100 km.uzun...ama karılarını yöneten erkeklerin sırasında
sadece bir adam duruyor... Tanr diğer sıradakilere çok kızar: "Kendinizden utanın!! Sizi bu dünyada
güç ve idarenin temsilcisi olarak yarattım ve şuraya bak, hepiniz güçsüz karaktersiz 100 km.lik bir sürü olmuşsunuz...
bakın bir tek erkek kulum şu yan sırada tek başına gururla dikiliyor...Ondan ders alın!!! Oğlum,
sen anlat bunlara, sen ne yaptın da "karılarını yöneten erkekler" sırasında bir tek sen oldun????"
Ve adam cevap verir: "Bilmem... karım bana burda durmamı söyledi"
Siyanürlü Karpuz
Bir karpuz tarlası olan çiftçi, her aksam tarlasına çocuklariın dadandığını ve
birkaç karpuzun eksildiğini farketti. Epey düşündukten sonra, tarlaya bir uyari levhasi koymaya karar verdi. "Dikkat!
Karpuzlardan birine siyanür enjekte edildi! " Ertesi akşam karpuz yiyemeden kaçan cocukları keyifle izledi.
Bir hafta sonra, çiftci tarlasında geziyordu. Karpuzlarıniı kontrol ederek eksik olmadığıı
düşünürkenken gözü kendi levhasının yanına konan bir levhaya ilişti "Şimdi o karpuzlardan
iki tane var !"
Kravat istiyorum
Günün birinde bir adamın akşam patronla yemeği
varmış. Adam takım giysisine çok güzel ve görkemli bir kravat almak istiyormuş. Bir mağazaya gitmiş.Yanına
bir kadın yaklaşmış ve sormuş: -Ne arzu etmitiniz efendim? -Bir kravat alacaktım. Kadın:
-Bizde müşteriyi memnun etmek esastır kravatlarimiz 2. kattadır. Adam 2. kata çıkmış. Adam
kadına bir kravat istiyorum demiş ve kadın sormus: -Kravatınız renkli mi olsun yoksa siyah beyaz
mı? Adam: -Renkli olsun, demiş. kadın: -Bizde müşteriyi memnun etmek esastır lütfen bir kat
yukarı çıkın, demiş. Adam çıkmış. Kadına ben renkli bir kravat istiyorum demiş.
Kadın: -Kravatınız renkli ve üstünde çizgiler mi olsun yoksa renkli ve üstünde çiçekler mi demiş?
Adam : -Çiçekler olsun,demiş. Kadın: -Bizde müşteriyi memnun etmek esastır lütfen bir kat yukarı
çıkın,demiş. Adam bi kat daha yukarı çıkmış. Kadına: -Renkli ve desenleri
çiçekli olan bir kravat istiyorum,demiş. Kadın: -Kravatınızdaki çiçeklerin fonu koyu renk mi açık
mı olsun ,demiş. Adam: -Açık renk olsun,demiş. Kadın: -Bizde müsteriyi memnun etmek esastır
lütfen bi kat yukarı çıkın,demiş. Adam renkliydi, açıkdı,koyuydu, çizgiliydi, fonu açıktı,
maviydi, sarıydı derken 36. kata ulaşmış ve sinirli bir halde istediği kravatın özelliklerini
saymış. Kadın: -Alacağınız kravat bu giysinizin üstüne mi olacak yoksa başka bir giysinizin
üstüne mi, diye sormuş. Adam: -Evdeki bir takımımın üstüne demiş. Kadın: -Bizde müşteriyi
memnun etmek esastır,eğer vereceğimiz kravat takımınızın üstüne olmazsa bu bizim disiplin
kurallarımıza uymaz lütfen evdeki giysilerinizi getirin, demiş. Adam sinirli bir halde asansöre doğru
yürümüş ve o anda asansörün içinden yarı çıplak bir adam çikmış ve demiş ki: -Bu popom bu
da klozet kapağım lütfen verin artık şu tuvalet kağıdını!
Eleman Aranıyor
Bir şietin kapısında bir ilan asılmış şöyle yazıyor: "Dakikada 70 kelime
yazabilen, Bilgisayar bilen, Yabancı dili olan eleman aranıyor" Bir köpek ordan geçerken bu ilanı görüyor..bir
süre bakiyor; bakıyor,derken ağzıyla kağıdı yerinden söküp ofise giriyor, doğru müdürün
odasina...Ve müdürün karşısına geçip ağzında kağıtla ona öylece bakıyor... Adam bunu
görünce kahkahayi basiyor.... - "Hahahahahahaaa ama ben bir köpeği işe alamam ki??" - Ama köpek ısrarla
kağıdı adama uzatıyor...Ve müdür sonunda diyor ki - "peki o zaman sana bi mektup vericem bunu yaz
bakalım" Köpek kağıdı alıyor,bilgisayarın başına geçiyor, gayet güzel tıkır
tıkır mektubu yazıp bitiriyor...Müdür şok oluyor,ama bozuntuya vermeden bu sefer diyor ki: - "Bak
şöyle şöyle bir uygulamaya ihtiyacımız var, buna bir program yaz çalıştır bakalım.."
15 dakika sonra köpek bilgisayarda o problemi çözecek süper hızlı bir uygulama yaziyor, adam inceliyor ve dumur
oluyor....Artık söyleyeceği tek sey kalıyor: -"Sen inanılmaz birşeysin!!! Ama yine de seni ise
alamam...Ne yazik ki senin herşeyin mükemmel ama yabancı dilin yok" Ve köpek cevabi yapistiriyor: -"Miaaooooowwwwww"
Papağan
Kadının birinin canı sıkılır ve hayatında
değişiklik olsun diye pet shoptan bir hayvan almaya gider.Pet shopa gidince kedi,köpek ve bir papağanın
fiyatını sorar. Papağanın fiyatının cok ucuz olduğunu gören kadın sorar: ''bu
papağan neden bu kadar ucuz'' .Pet shopun sahibi yanıtlar: ''bu papagan daha önce bir genelevde duruyordu, ağzı
biraz bozuktur, alanlarda ondan şikayetçi onun için fiyat ucuz. ''Kadın bu fiyatı kaçırmak istemez
ve bir papağan ne kadar kötu konuşabilir ki diyerek alır evine götürür. Eve gelince kadın papağanın
örtüsünü kaldırır. Yeni ortamı gören papağan ''ooo yeni mekan, yeni patron '' der. Kadın
bunlara gülüp geçer. Daha sonra evin iki kızı okuldan gelir. Papağan bunları görerek ''ooo, yeni mekan
yeni patron, yeni kızlar'' der.. Tabii kızlar saşkin. Anneleri olayı anlatınca kızlar da
gülerler. Bu sırada evin babası gelir. Papagan yine acar ağzıni: ''yeni mekan, yeni patron, yeni kızlar''
sonra evin babasına bakarak ''OOOO, Mehmet abi hos geldin yaaa!!!
Gözbebeği
İngiltere'nin
saygin kız kolejlerinden birinde biyoloji öğretmeni öğrencilerden miss perkins'a "söyle bakalım, insan
vucudunda uyarıldığında normal büyüklüğünün altı katına ulaşan organ hangisidir?"
Öğrenci yüzü kızararak bana bu soruyu sorduğunuzdan ailemin haberi olacak demiş. Öğretmen baska bir
ögrenciye dönmüs ve sen söyle miss sarah demiş. Sarah "los ışıkta gözbebegi" yanıtını vermiş.
Öğretmen aferin dedikten sonra miss perkins'a dönmüs ve sana üç sey söyleyeceğim demiş. 1- dersine hiç çalışmamışsın
bundan ailenin haberi olacak 2-aklın fikrin sürekli kötü şeylerde. 3- ilerde çok büyük hayal kırıklığına
uğrayacaksın...
Kanca
Sahil kasabasındaki meyhaneye giren tek bacağı,
tek kolu ve tek gözü olmayan kara korsan müşterilerin derhal dikkatini çekmiş. Tahta bacağını
ileri doğru uzatıp kanca kolunu yanındaki iskemleye dayadıktan sonra içkisini yudumlayan korsana meyhanedekiler
biraz hoşbeşten sonra merakla sormuslar: - Bacağını nerede kaybettin? - Preveze deniz savaşında...
- Ya kolunu? - Düelloda... - Peki ya gözüne ne oldu? - Güvercin pisledi... - Güvercin pislemesi gözü kör
eder mi? - Güvercin pislediği gün koluma kancayı yeni taktırmıştım
Başkasının
Pantolonu
Öğretmen çocuğa sormuş, 'Oğlum elini pantalonun sağ cebine attın
ve bir 10 milyon lira çıkarttın, sol cebinden de 5 milyon lira çıktı. Senin şimdi neyin var? Öğretmen
çocuğun '15 milyon liram var' cevabını vermesini beklerken Çocuk cevap vermiş 'Her halde üzerimde
başka birinin pantalonu var!'
Gaipten Gelen Ses
Koyboy colorado colunde atıyla
yorgun argın giderken birden bire nereden geldiği belli olmayan bir sesle irkilir. - '' DUUR'' şasıran
kovboy etrafına baksada kimseyi göremez. gaipten gelen bir sesdir bu. az sonra tekrar aynı ses, - '' ATINDAN
İN VE KUREĞİNİ AL'' der. şaşıran kovboy korku içinde emre itaat edip atından ıner
ve kureğını atının arka tarafında çekıp alır. bu arada etrafına bakmayı
ıhmalde etmez ama koca colde kimseler yoktur. az sonra o uğultu şeklindeki gürleyen ses tekrar duyulur. -''
SOLA DOĞRU YİRMİ ADIM AT'' kovboy aynen denileni yapar. yapar ama korkudan ne yapacağını
bılememektedırde. Adımları sayar ve durur. birazdan, o ses... -'' ORAYI KAZ HEMEN''der kovboy kazmaya
basşar. Az sonra kureğıne bir şey takılır. biraz daha kazar ve bir sandık görür... -''
SANDIĞI ÇIKART ORADAN'' denileni yapar hemen -'' AÇ ONU'' diye gürler o ses yine kovboy sandığın
kilidini kırar ve içini açar. oda ne içi, çil çil altın dolu. ne yapacağını şaşıran
kovboy etrafına bakar bakar ama kimseyi göremez. şaşkınlığını üzerinden atamadan o
ses yine gürler, -'' HEMEN ATINA BİN VE DOĞRU LAS VEGASA GİT'' der. bir robot gibi emre itaat eder
ve hemen sandığı atının arkasına bağlar ve şaşkınlık içinde atını
Las Vegas'a sürer. Las Vegas'a geldiğinde o ses ... -'' DUUUR VE SAĞDAKİ KUMARHANEYE GİR'' der kovboy
denileni yapar içeri girer . ve yine o ses -'' RULET MASASINA GİT VE BÜTÜN ALTINLARI SİYAH 5'E OYNA'' der. kovboy,
parlayan gözlerle denileni yapar. masaya yaklaşır ve sandığı herkesin şaşkın bakışları
arasında siyah 5'e koyar. rulet dönmeye başlar kovboy kendinden emin olmakla beraber birazda heycanlıdır.
top döner, döner,döner ve oda ne? KIRMIZI 12 . Evet top kırmızı 12' de durur. sessizlik olur kovboy şaşkın
etrafına,sağa sola bakarken gürleyen ses.... -'' HASS..R BE'' der.....
Kırık Anten
Kaynana geline devamli söylenirmiş babanın evinden ne getirdin diye. Gelin sonunda dayanamamış
"daha ne getireyim" gögüslerini göstermiş "kristal avize" demiş, göbeğini göstermiş "6 metrekare
bünyan halı" demiş ekmek teknesini gösterip "renkli televizyon" demiş sonra kaynanaya sormus : "Oğlun
ne getirdi, kırık bi anten, o da oynamazsan göstermez
Mars'ta Hayat Yok
Temel,
marsa gidecek ilk astronottur. 10 milyar dolarlik muhtesem bir uzay gemisi ile giden Temel'den dönüse dek haber alınamayacaktır.
10 yıl sonra geri döndügünde flaslar patlar herkes merakla etrafını sarar: "Marsta hayat var mı???"
Temel omuzlarını silker: "Yok ..." Bilim adamları, basın ve tüm dünya hayal kırıklığı
içindedir. Temel'i uçağa bindirip Trabzona uğurlarlar. Aksam evinde ailesi ile kendi dönüsünü seyreden Temel'in
oglu sorar: "Baba hakkaten hayat yok muydu acaba?" Temel yine omuzlarını silker: "Haçan saat 11 dedin miydu
butün tükkanlar kapanii! Sen puna hayat mi diisin?"
Hakan Şükür
Birkaç Fransız
kantinde gevezelik ederken içlerinden biri sorar : Bir gün Fatih Terim Rıdvan Dilmen'i Florya tesislerine
cağırır ve : -Benim oyuncularım seninkilerden akıllı, der. Bunun uzerine Rıdvan
: -Göster hadi, der. Fatih : -Hakan gel oğum, der. Hakan : -Buyur hocam, der.
-Senin babanın oğlu olupta senin kardeşin olmayan kimdir? -Tabiki benimdir hocam, der.
-Afferim doğru söylüyormuşsun, der Rıdvan. Fenerbahçe tesislerinde : -Boliç gel evladım.
-Buyur hocam. -Senin babanın oğlu olupta senin kardeşin olmayan kimdir? -Valla
bilmem kimdir hocam? -Bak birde bana soruyor git iki kat antreman yap!!! Boliç düşünür : -Ulan
hocayı kızdırdık bari Rüştü'den öğreniyim. -Rüştü. -Ne var. -Senin
babanın oğlu olupta senin kardeşin olmayan kimdir? -Tabiki benim. -Sağol. Boliç
koşarak Rıdvan'ın yanına gelir. -Hocam hocam cevabı buldum. -Nedir? -Tabii
ki Rüştü'dür hocam. -Salak herif cevap Rüştü olur mu? -E peki o zaman nedir? -Tabiki
Hakan Şükür'dür.
Gece Kursu
Birkaç Fransız kantinde gevezelik ederken içlerinden
biri sorar : -Gütenberg kim. Biliyormusunuz? -Hayır, der ötekiler. -Güzel,
sizde benim gibi gece kurslarına gitseydiniz, Gütenberg'in basım makinasını bulan kişi olduğunu
bilecektiniz.... Ya Panmentier'i? -Hayır, der ötekiler. -Güzel, sizde benim gibi gece
kurslarına gitseydiniz, Panmentier'in patatesi bulan kişi olduğunu bilecektiniz.Eğer gece kurslarına
gitmezseniz yaşam boyunca.... İşte ozaman, aralarında lehimci olanı öfkelenip
patlar : -Oldu, anlaştık! Gütenberg'i, Panmentier'i bilmiyoruz. Sen Totoche kim biliyormusun?
-Hayır! -Peki öyle ise öğren! Totoche, sen gece kurslarına giderken karınla
yatan adam!
Güle Güle
Adam bakmış, küçük oğlu Hz. İsa'nın
resmi önünde dua ediyor. -Tanrımın anneme, babama, büyük babama uzun ömür ver.Güle güle anneanne...
Bir anlam verememiş bu duaya...Ancak ertesi gün acı haber gelmiş.Anneanne sizlere ömür...
Ertesi hafta adam bakmış çocuk yine duada : -Tanrım anneme babama uzun ömür
ver. Gülegüle büyük baba... Ertesi gün büyük baba mefta... Bir hafta sonra adam
bakmış küçük çocuk yine duada : -Tanrım anneme uzun ömür ver. Güle güle baba...
Adam ertesi sabah bir hastaneye gitmip yatmış.Tetkikler, tahliller, kalp elektrosu, röntgen çekimleri...Sapasağlam.
Bakmış karısı iki gözü iki çeşme ağlıyor. -Ne oldu hanım.
-Bizim postacı, demiş hanım. Ne iyi adamdı. Bugün haber aldım. Ölmüş!!!!
Trafik
Cezası
İki polis otobanda arabayla yavaş yavaş giderlerken bir amcanın eşeğiyle
otobanının kenarından giderken görürler ve biraz dalga geçmek için arabayı durdururlar. Amcacığm
senin bu yaptığın yasalara aykırı. Otobana eşekle girilmez. Bu yüzden ceza yazmamız gerekiyor.
Cezayı sana mı yazalım yoksa eşeğe mi? Amca düşünmüş ve bana yazın demiş. Polisler
bir daha sormuş ama yine aynı cevabı almışlar. Polisler cezanın neden kendisine yazılmasını
istediğini sorunca yaşlı amca; "Ben bu eşeği ilerde polis yapacağım. Sicilinin şimdiden
bozuk olmasını istemem." demiş
Boynuzlar
Bi adamla kadın evlilermiş
fakat çocukları olmuyormuş 15 sene sonra kadın müjde kocacım hamileyim demiş bizimki çok sevinmiş
ee kolay diil 15 seneden sonra baba olmak, fakat 8 ay sonra işyeri adamı yurtdışına göndermiş
adam çok üzülmüş doğumda karısının yanında olamayacağı için ama eli mahkum gitmiş
4 ay sonra geldiğinde ne görsün çocuk zenci, karısına sorunca kadın soğukkanlılıkla cevap
vermiş. Aslında çocuk normal doğdu fakat sonradan benim sütüm kesildiği için zenci bir süt annesi
buldum onun sütünü içe içe böyle karardı demiş. Adamda ben en iyisi anneme sorayım o herşeyi bilir
demiş annesine anlatmış. Anneside: evet oğlum doğrudur sende normal doğdun fakat sütün kesildiği
için seni inek sütüyle besledim şimdide boynuzların çıkıyor!
Reha Muhtar'ın konuğu
Reha Muhtar türkiyenin en yaşlı adamını stüdyosunda anahaber bültenine çağırır.
Reha- Efendim bize başınızdan geçen güzel bir anınızı anlatırmısınız.
Adam- Bir gün köyde komşumuzun eşeği kayboldu. köyün gençleri olarak onu aramaya gittik. Geri dönerken
akşam olmuştu. Eşek gözümüze güzel göründü... (Reha Muhtar hemen keser) Reha- öhö öhö burda olmaz efendim.
Siz en iyisi bize başka bir anınızı anlatın. Adam- Bir gün muhtarın kızı kayboldu.
köyün gençleri olarak onu aramaya gittik. Geri dönerken akşam olmuştu. Kız gözümüze güzel göründü... (Reha
Muhtar hemen keser) Reha- öhö öhö ayıp oluyor efendim. siz en iyisi güzel anılarınızı boşverin
başınızdan geçen kötü bir olayı anlatın bize. Adam-BİR GÜN BEN KAYBOLDUM!
Temel'in
Ataları
Temel bilim admıdır ve bir arkeoloijk uluslararası toplantıya katılır.
jopon bilim adamı kürsüye çıvar ve: -Biz yaptığımız kazılarda 50 m ye kadarindik ve
telefon tellerine rastladık demekki bizim atalarımız telefon kullanıyorlarmış temel: -Bizde
yaptığımız çalışmalarda 100 m ye kadar indik ve hiç bir şey bulamadık demekki bizim
atalarımız da telsiz tefon kullanıyorlarmış.
Eşşek Kaybolunca
Nasreddin Hoca'nın eşeği kaybolunca arkadaşları üzülmüş ve eşeği aramaya koyulmuştu.
Hoca ise bunların arasında: "Allaha şükürler olsun", diye dolaşıyordu. Arkadaşları
dayanamadı: "Hoca efendi biz üzülüyoruz ve eşeğini arıyoruz, sen ise şükürler olsun diye adeta
seviniyorsun, bu ne haldir." deyince: Hoca: "Ben eşeğin kaybolmasını değil, eşeğin
üzerinde ben olmadığıma şükrediyor seviniyorum, yoksa dört gündür ben de yitik olacaktım.
Ramazan
Bayramın yaklaştığı günlerden birinde, iftar sırasında, misafirlerden biri: "Keşke
Ramazan senede iki gelse..." der. Aynı sofrada misafir bulunan Bektaşi ise hemen şu cevabı verir:
"Madem bu kadar seversiniz, Ramazan gider gitmez neden Bayram edersiniz..."
Biletimi Yırtıyor
Sinemaya girip, filmi seyretmek istiyodu. Gişeden biletini aldı. Birkaç dakika sonra gelip bir tane daha
aldı. Sonra bir bilet daha, bir daha... Gişedeki görevli dayanamadı; "Karaborsa yapıyorsun galiba. Bu
kaçıncı bilet alışın?" Deli; "İçeride bir deli var." dedi. "Tam kapıdan girince biletimi
yırtıyor. Bende gelip yenisini almak zorunda kalıyorum!"
Dilinizi Çıkarın
Doktor şikayetirıi dinledikten sonra kıza dönmüş: "Soyunun!" demiş. "Fakat doktor..." demiş
kız, "Hasta olan ben değilim, annem..." "Doktor anneye dönmüş: "Dilinizi çıkarın bakayım
hanımefendi..."".
İnanır mısınız? Bir kadının
yatak odasındaki gardrop bozuktur. Evin yanında bulunan istasyondan her tren geçişinde, gardrobun kapağı
açılmaktadır "Bunun için bir gün bir marangoz çağırır. Marangozu yatak odasına götürür ve
dolabı gösterir. O anda bir tren geçer ve gardrobun kapağı kendiliğinden açılır.
Wilson
Çivileri Adamın birinin bir çivi fabrikası vardır ve reklam yaptırmak istiyordur. Pazarlamacı
bir arkadaşı ile konuşurken arkadaşı "Wilson Çivileri" diye bir reklam ayarlayabileceğini söyler.
"Bana bir hafta ver." der arkadaşı. "Sana bir kasetle döneceğim." Bir hafta sonra pazarlama uzmanı
Wilson'u görme ye gelir. Kaseti videoya koyar ve çalıştırır. " Romalı bir asker, İsa'yı
çarmıha çivilemekle meşgul, yüzünü kameraya çevirir ve "Wilson Çivileri kullanın, onlar her şeyi taşırlar!"
der. Wilson çılgına döner ve bağırır; "Senin problemin ne? Bunu asla TV'de göstermezler, sana ikinci
bir şans veriyorum, ama kesinlikle Romalılar'ın İsa'yı çarmıha germesi gibi şeyler istemiyorum."
"İkinci hafta pazarlamacı elinde başka bir kasetle gelir. Yine kaseti videoya koyar ve çalıştırır.
Bu sefer kamera, Roma'nın dışından merkeze doğru yakınlaşır ve çarmıha gerili
İsa'nın önünde durur. Romalı bir asker yukarı bakar ve "Wilson Çivileri... Her şeyi taşır!"
der. "Wilson kendini tutar bu sefer. "Sen, beni anlamıyorsun, çarmıhta bir İsa istemiyorum. Sana son şans
veriyorum ve bir hafta içinde yayınlanabilecek bir reklamla gelmeni istiyorum." der. Bir hafta daha geçer. " "Wilson
sabırsızca beklemektedir. Pazarlama uzmanı yeni kasetiyle gelir. Saçları uzamış, çıplak
bir adam nefes nefese koşmaktadır. Bir düzine Romalı asker de peşinden kovalamaktadır. Tepenin başına
gelirler ve askerlerden biri kameraya döner: "Keşke Wilson Çivileri kullansaydık!"
Papaz
Papaz, iki metre ilerisinde duran zangoça sormuş: "Gizli gizli sen mi içiyorsun kutsal şarabı?"
Zangoç'ta derin bir sessizlik... İyice köpürmüş Papaz: "Sana soruyorum be adam! Duymuyor musun?" "Hayır, buradan
hiçbir şey duyulmuyor efendim!" Olacak şey mi! İki adım öteden beni duymuyorsun..." Zangoç bıyık
altından gülmüş; "İsterseniz yer değiştirelim, anlarsınız..." Yer değiştirmişler.
Bu kez Zangoç seslenmiş: "Kilise için toplanan yardımları kim iç ediyor?" Papaz kendi kendine söylenmiş:
"Hakikaten yahu! Buradan hiçbir şey duyulmuyor."
Melez
Bir gün bir tavşan ormanda
neşeyle yürüyormuş. Derken karşısına tanımadığı bir hayvan çıkmış.
"Nesin sen?" diye sormuş tavşan. . "Ben katırım. Annem eşşek, babam ise bir attır."
demiş. Tavşan "Hmm... hayli enteresan." diyerek yoluna devam etmiş. . Derken yine tanımadığı
bir hayvana rastlamış. . "Peki sen nesin?" . "Ben bir kurt köpeğiyim. Annem köpek, babam ise kurttur."
Tavşan yine "Enteresan..." diyerek ilerlemiş. . Ancak bu sefer karşısına ne idüğü belirsiz
bir hayvan daha çıkmış. . "Sen de kimsin?" "Ben bir devekuşuyum." "Hassittir len..."
Limon
Kalmadı
Karadetnizlinin biri bara girmiş. "Barmen bey, Limonsuz bir tekila lütfen" demiş.
Barmen: "Beyefendi, limonumuz kalmadı, kusura bakmayın. Portakalsız versek olur mu?"
Program
Başbakan Temel gazetecilere açıklıyor; -Programımızı tamamlamak için dört yıl
daha istiyoruz! -Programınız nedir? -Dört yıl daha görevde kalmak!
Savunma
Bir çift, göl kıyısına tatile gider... Gölün bazı bölgelerinde balık avlamak yasaktır.
Koca, yasak olmayan bölümlerde avlanarak, kadın da kitap okuyarak günlerini geçirmektedirler. Bir gün adam balık
avlamaktan gelir ve öğleden sonra kestirmek üzere odasına çekilir. Kadının canı sıkılır
ve botla gölde bir gezinti yapmaya karar verir. Bu gezinti umduğu gibi gitmez ve botun hakimiyetini yitirir. Bot,
göl üzerinde serbestçe dolaşmaya başlar. Kadın da yapacak bir şey olmadığı icin çıkarıp
kitabını okumaya başlar. Derken devriyeye çıkmış olan deniz polisi kadını görür
ve yanına yanaşır. "Hanımefendi burada ne yapıyorsunuz?" "Görmüyor musunuz, kitap okuyorum!"
"Ama bu bölgede balık avlamak yasaktır!" "Zaten ben de balık avlamıyorum!" "Ama gerekli bütün
ekipmana sahipsiniz, sanırım sizi karakola götürüp ceza kesmem gerekiyor!" "Eğer böyle bir şey yaparsanız,
ben de sizin bana tecavüz ettiğinizi söylerim!" "Size dokunmadım bile!.." "Ama gerekli tüm ekipmana sahipsiniz,
değil mi?"
Relativite
Bir adam, tanrının doğasını anlamak istiyormuş
ve ona sormuş; "Tanrım, bir milyon yıl senin için ne kadar bir süredir?" Tanrı şöyle cevaplamış;
"Bir milyon yıl, benim için 1 dakika kadardır." Adam sormaya devam etmiş; "Peki tanrım, bir milyon
dolar senin için ne kadardır?" Tanrı cevaplamış; "Bir milyon dolar benim için bir pennydir" Adam
dayanamamış; "Tanrım bana bir penny verir misin? " demiş. Tanrıdan şöyle bir cevap gelmiş;
"Bir dakika. "
Kulaklar
Bir hanımefendi, yıllık kontrol için doktora gitmiş.
"Doktor..." demiş. "Ben son derece sağlıklı bir kadınım. Bir tek kusurum var. Gaz kaçırıyorum.
Durmadan gaz kaçırıyorum. Evde, işte, otobüste, asansörde, süper markette. Durmadan kaçırıyorum.
Ama fazla da şikayetim yok. Kendime hiç sorun yapmıyorum bunu. Çünkü benim kaçırdığım gazın
ne kokusu var, ne de sesi çıkıyor." Doktor, bir hap yazmış kadının reçetesine. "Bu haplardan
günde üç tane al, haftaya gel, gene beni gör." demiş. Kadın, ertesi hafta hışımla girmiş
doktorun muayenehanesine. "Doktor..." demiş. "Hey doktor... Geçen.` hafta verdiğin haplardan sonra, kaçırdığım
gazlar leş gibi kokmaya başladı..." Doktor, "Güzel..." demiş. "Çok güzel... Sinüslerinizi tedavi
ettik demek. Şimdi sıra geldi, kulâklarınız üzerinde çalışmaya..."
İki
Deli
Akıl hastanesinden kaçan iki deli, karşıdan gelen bekçiyi görünce, iri gövdeli bir çınarın
arkasına saklandılar. Bekçi, onların ayak seslerini işitmişti. Sordu; "Kim o?" İçlerinden
biri kedi gibi miyavladı. Bu başarılı miyavlamadan sonra bekçi yürüyüp gidiyordu ki delilerin ayakları
altındaki yapraklar hışırdadı. Bekçi geri dönüp yine seslendi: "Kim var orada?" İkinci
deli cevap verdi; " Bir kedi daha."
Yağmurluk İkiz kardeşler annlerının karnında papaz kaçtı
oynuyorlarmış, derken diğeri ötekine seslenmiş hey kapı açılıyor demiş ötekide olsun
ya gelen babamdır demiş. Diğeri değil deyince nerden anladın diye sormuş oda babam hiç yağmurluk
giymezki demiş.
Delikçi Memet Yeni evlenen çocuk cinsellik ile alakalı hiç bir bilgisi
yoktur, kız da bir o kadar saf, ilk gece ne yapacaklarını bilmeden oynaşırlar. Sabah olduğunda
babası oğluna sorar ne oldu ne yaptın.? Oğlu cevap verir valla henüz birşey olmadı, ama
çok yakında olur der babasına. Ertesi gün olur babası yine sorar ne oldu.? Cevap yine aynı bişi olmadı.
Aradan birgün daha geçer, babası yine sorar oğluna ne oldu. Oğul bu sefer farklı bir cevap verir.
Valla bayağı yumuşattım yakında kesin delerim der. Aradan bu şekilde birkaç gün daha geçer,
ama hiç bir değişiklik olmaz sonunda babası oğluna der. Bak oğlum, bizim köyün altındaki
köyde namlı bir adam var namınca ona delikçi Mehmet derler, istersen onu kimse duymadan çağırıp şu
işi hallettirelim yoksa rezil olucaz elaleme. Oğul tamam der ve babası haber yollar delikçi Mehmete, adam gelir
akşama eve ve derki beni bu gece yeni gelinle yalnız bırakın, sabaha işi bitirmiş olarak size
teslim ederim der, bizim kör cahillerde tamam derler, adam zaten hovardanın önde gideni namı ile delikçi Mehmet,
sabah olur delikçi gelinin işini bitirmiş vaziyette babaya teslim eder, üstüne üslük yaptığı hizmetin
ücretinide alır ve çeker gider. Akşam olduğunda yeni damatla yeni gelin yalnız kalırlar bu arada
gelin işi öğrendi tabi tecrübe sahibi oldu, nede olsa yeni damada her şeyi neyi nasıl yapacağını
gösterir ve sabah olduğunda babası tekrar sorar ne oldu oğlum tamammı damat cevap verir. Ya baba tamamda
ben göbekten uğraşıyodum delmeye bu adam çok aşağıdan delmiş ya. Babası cevap verir
o pezevenk ananıda ordan delmişti.
Beni dinle Adam evine erken gelir bir bakarki en
samimi arkadaşı karısı ile sevişiyor. Başlar konuşmaya; -Şevket bunu bana nasıl
yaparsın senle beraber aynı okullarda okumadıkmı ? aynı dönem aynı yerde askerlik yapmadıkmı
sen benim hayatımı kurtardın ben senin,asker dönüşü paran yetmedi işini kurmak için sermayeni ben
vermedimmi,şevket... şevket bari ben konuşurken dur....
Belediye Damgası Çok
mutaasip bir aile çocugu yine kendi gibi mutaasip eline el değmemiş bir kız bulur ve onunla evlenmeye karar
verir, kız da kaşarmı kaşar, yatıp kalkmadığı erkek kalmamış. Delikanlınin
ailesi ne hikmetse tutturmuş kızlık muayenesi yaptıracağız diye, kız kendinden emin değil
ama zoraki kabul etmiş ve kara kara düşünmeye baslamış ben ne diyeceğim diye. En samimi arkadaşına
durumu anlatmış o da "canım bundan kolay ne var, git kasaba rica et herhangi bir etin üzerindeki zarı
soyup sana versin, tanıdık bir doktor var, ona rica ederiz sana bir kızlık zarı yaparız" demiş.
Kız da dediğini aynen yapmış, artık içi rahat muayene olmaya gitmiş. Delikanlı orda,
ailesi orda, doktor "uzan kızım demiş" kız uzanmış, doktor birden kafasını kaldırıp
ordakilere bakmış "allah allah" demiş. Ordakiler "ne oldu" demiş, "bir problem mi var doktor" Doktor
"bir dakika deyip raftan ansiklopedileri indirmiş bakmış bakmış sürekli şaşkın şaşkın
kıza bakıp "allah allah" deyip duruyormuş. Delikanlı dayanamayıp sormuş "doktor bey yoksa
kız değilmi?" Doktor; "kız olmasına kız ama benim anlayamadığım belediyenin damgasının
burda ne işi var?!!!!"
Tedbir Kızılderililerin genç reisi 18 yaşına geldiğinde
canı kadın ister. Kabilenin büyücüsüne gider, der ki: - "Oturan Boğa kadın ister." Büyücü: - "Oturan
Boğa ormana gitsin, üzerinde delik olan bir ağaç gövdesi bulsun ve onun üstünde eğitim yapsın, hazır
olunca gelsin. 15 gün sonra reis geri gelir. Der ki: - "Oturan Boğa hazır." Büyücü de kabiledeki en güzel kızı
ona verir. Reis alır kızı çadıra girer. - "90 derece eğil" der. Kız eğilince, kıza
bir tekme vurur. Kız çığlık atarak bunu niçin yaptığını sorar. Reis şöyle cevap
verir: - "Oturan Boğa akıllandı, önce yaban arılarını kontrol!"
Pilot Uçak
havalandıktan sonra pilot mikrofonu açıp şöyle demiş "sayın yolcularımız uçağımız
havalanmış durumdadır kemerlerinizi çözebilirsiniz" demiş ve arkasına yaslanmış. ve mikrofonun
açık olduğunu unutan pilot kendi kendini önce bir gerinmiş ve söylenmeye başlamış "oooohhhh
gidim önce bir sıçim ondan sonrada şu hostese bir yüklim demiş " içrideki yolcular hepsini duymuş hostes
durumu düzeltmek için içeriye koşmaya çalışırken ayağı takılıp düşmüş yoculardan
biri acele etme bacı adam önce sıçacak yav demiş.
Zula Bir gün bi adam ile kızı,karayoluyla
Hakkariden Şırnağa gidiyorlarmış Arabalarının bagajında da bir sandık dolusu
altın ve mücevher varmış Güle oynaya yollarına devam ederken birden yollarını teröristler kesmiş
Adamı arabadan indirmişler,kızı da arabanın arkasından dolanarak babasının yanına
gelmiş.Teröristler üstlerini arayıp bişey bulamıyınca arabayı alıp kaçmışlar.
Adam yolun kenarına çökmüş. -Gittii altınlar! Diye yakınmaya başlamış. Bunu görünce
kız: -Üzülme baba onları aşk üçgenime sakladım demiş. Adam bunu duyunca iyice kendini yerden
yere atıp: -Tüüh,tüh!Anan da gelseydi,arabayı da kurtarırdık demiş.
Ben Yaşıyorum Berrin
bir işe müracaat etmis, medeni halini sormuşlar. - Bes yıldır dulum, iki çocuğum var, biri on
diğeri iki yaşında... - Küçük çoçuğunuz iki yaşında ve kocanız öleli beş yıl
oldu öyle mi ? - Evet, ama ben yaşıyorum!..
Dolmakalem Adamın birinin daldan
dala gezerken cinsel organı kırılmış. Doktora gitmiş doktor adama her akşam yatmazdan önce
on onbeş dakika cinsel organını bir bardak süte bandırmasını istemiş adam eve gelip yatma
vakti geldiğinde banyo ya girip doktorun dediklerini uygulamaya başlamış tabi karısı içerde
bekliyor ve kocasına seslenmiş. Aradan biraz zaman geçtikten sonra kadın sabırsızlanıp dalıvermiş
banyoya kadın şaşırarak, - Ay kocacığım kırk yıl düşünsem bunun bir dolma
kalem gibi doldurulduğu aklıma gelmezdi...
Telkin Kadının başı çok
ağrıyormuş. Demişler ki bir psikiatrist var. Harika tedavi ediyor. Neyse, gitmiş doktora, akşam
eve gelince kocası sormuş - "Ne oldu" diye. - "Valla, bana telkin önerdi, bir yere oturup kafamı iki
elimin arasına alıp sallana sallana 'bu kafa benim değil, bu kafa benim değil' diye tekrarlayacakmışım."
Kadın 3-4 gün bu işe devam etmiş ve başağrıları tamamı ile geçmiş. Ancak bu sırada
kocasında bir sorun baslamış. Adamda tık yok. Geceleri sırtını dönüp yatıyor. İlişki
milişki hak getire. Sonunda kadının da ısrarı ile adam da aynı doktora gitmiş. Akşam
eve gelince kadın ne oldu demiş. Adam - "Bırak yaa demiş, bana da telkin önerdi ama ben öyle saçma
şeyleri yapmam" demiş, demiş ama o günden sonra adam olmuş bir canavar. Eve gelince kadını hemen
yakalayıp yatağa atıyor. Durum felaket. Neyse herkes çok memnun ama kadın da bu işin nasıl olduğunu
merak ediyor. Bir gün kadın eve gelmiş. Adam - "Hadi karıcığım demiş, sen hemen yatağa
gir, ben bi banyoya gidip geleyim" demiş. Kadın gizlice adamı takip etmiş. Ne görsün. Adam banyoda klozete
oturmuş, kafasını iki elinin arasına almış sallanıyor. - "Bu karı benim değil,
bu karı benim değil"
Aptallık Bir Alman, bir ingiliz, bir Laz barda oturmuş
bir yandan içip, bir yandan karılarının aptallığı konusunda sohbet ediyorlarmış. Alman
demiş ki: "Benim karım Helga o kadar aptal ki geçen gün ucuzluk var diye marketten 300 Mark'lik et almış,
halbuki bir buzdolabımız bile yok!" İngiliz gülmüş: O da birşey mi?" demis, "Benim karım Elizabeth
daha da aptal. Babası çok zengindir, geçen hafta kendisine 6000 Pound'a araba aldırdı, ama kullanmayı
bilmez." Laz atlamış. "Ula uşaklar, siz ne diyorsunuz" demiş, "Benim karım Fadime hepsinden aptal.
Bodrum'a iki haftalık tatile gidiyor. Dün bavulunu yaparken gördüm, 400 tane prezarvatif almış, halbuki çükü
bile yok!"
Masal Adamın biri kitapçıya gider ve tezgahtara :"Evin reisi erkektir adli
kitap varmı?." diye sorar. Tezgahtar:"Maalesef beyefendi masal kitabı satmıyoruz."
Yanlış
ada Delikanlı olgunca bir arkadaşına yalvarıyor - abi nolursun zamparalık nasıl
yapılır bana da öğret. Bak oğlum diyor diğeri. Akşam en son kalkan ada vapuruna bineceksin,
heybeliada da ineceksin, orada eşini bekleyen birçok kadın görürsün, kocası gelenler birlikte giderler, kocası
vapurdan çıkmayan birini gözüne kestirir beraber yemeğe gitmeyi teklif edersin. Eh ondan sonrası sana kalmış.
Delikanlı o gün son ada vapuruna binmiş vapurdaki sallantıdan uyuya kalmış, birde gözlerini açmış
ki heybeliadayı geçip büyükadaya gelmişler. Olsun ada değilmi birşey farketmez deyip vapurdan inmiş.
Gerçekten birkaç kadının kocası gelmemiş. bizimki yaradana sığınıp birine yemeğe
beraber çıkmalarını teklif etmiş. Kadın da -Burası küçük bir yerdir herkes birbirini tanır
buyüzden evime gidelim demiş. Bunlar yemekten sonra gerekli işleme başlamışlar on dakika sonra kapı
paldır küldür açılmış ve kadının kocası girmiş. - Karıcım geç kalınca
bir motor tuttum geldim ve ben gelmeyince bana yapacağın bumuydu. Bu arada bizimkine dönmüş - Ulan sana
Heybeliada dedik, hergele, Büyükada değil.
Daire Bir gün adamın biri tele kızın
birisi ile beş yüz dolara anlaşırlar. Ve geceyi beraber geçirirler. Ancak sabah olup sıra parayı
ödemeye gelince, adam cebinde yeteri kadar para olmadığını anlar. Tele kıza parası olmadığını,
işyerine vardıktan sonra parayı zarfla göndereceğini söyler. Kız da kabul eder. Adam zarfın
üzerine daire kirası yazacağını söyler. Adam işyerine vardıktan sonra parayı hazırlarken
aslında gecenin o kadar da iyi geçmediğini, beklediği kadarda eğlenmediğini düşünür. Ve kadına
beşyüz dolar yerine ikiyüzelli dolar göndermeye karar verir. Zarfın üzerine daire kirası olduğunu belirttikten
sonra içine de şöyle bir not iliştirir. -Hanımefendi size beşyüz yerine ikiyüzelli dolar yolluyorum.
Çünkü ben; Dairenizin daha önce hiç kullanılmamış oldugunu düşünmüştüm, ve dairenizin daha küçük
olduğunu sanıyordum... Ayrıca dairenizin ısıtma sistemini de hiç beğenmedim. Daha sıcak
olmasını bekliyordum" der. Ve zarfı kurye ile yollar. Kadın zarfı açtığında paranın
eksik olduğunu ve yanına bir not iliştirilmiş olduğunu görür. Notu okuduğunda hemen cevap olarak
şunu yazar. -Beyefendi böylesi güzel bir dairenin daha önce kullanılmamış olabileceğini nasil
düşünürsünüz, -Aslında daire hiç de büyük değil. Sizin dairenin içini dolduracak kadar eşyanız
olmadığı için size büyük gözükmüş olabilir. Ayrıca ısıtma sistemi de iyidir ancak siz ateşlemeyi
beceremediyseniz ben ne yapabilirim.
İdeal Boğa Bir adamla karısı hayvanat
bahçesini gezerken çiftlik hayvanlarının bulunduğu bölüme gelmişler ve bir çitin önünde durmuşlar.
Çitin üstündeyse "Bu boğa geçen sene tam 50 kez çiftleşti." yazıyormuş. Kadın bunu okuduktan sonra
kocasına dönerek "Bu boğadan öğrenecek şeylerin olmalı" demiş. Adamın siniri bozulmuş
ama ses çıkarmamış. Bir başka çite gelmişler ve "Bu boğa geçen sene 100 kez çiftleşti!".
Kadın kocasına dönerek "Deminkini boşver asıl bunu örnek almalısın kendine" demiş. Adam
yine sesini çıkarmamış. Bir sonraki çitte ise "Bu boğa geçen sene tam 365 kere çiftleşti !!!". Kadın
kocasına dönerek "Çüşş!!! Bir yıl boyunca hergün çiftleşmiş. Asıl bu boğayı kendine
idol olarak seçmelisin!" demiş. Adam artık dayanamamış ve "Peki karıcım ama bi sor bakalım,
arkadaş hep aynı inekle mi çiftleşmiş?"
Beyaz Ayı 8 - 9 yaşlarında
bir çocuk var, bu çocuğun en sevdiği şey yatak odasındaki dolaba girip oyuncak beyaz ayısı ile
oynamak. Yalnız bu duruma annesi cok kızıyormuş çünkü kocası yokken sevgilisini eve getiriyormuş.
Yine bir gün annesi sevgilisi ile dışarıda iş üzerindeyken çocuk dolapta beyaz ayısı ile
oynuyormuş... Bu sırada kadının kocası gelmiş kapı çalınmış, kadın
panik ile adamı dolaba sokmuş.. Bu sefer kocasıyla dışarda sevişmeye başlamışlar. Bu
sırada içerde çocuk ve adam karşı karşıya oturuyorlar.. bir süre sonra * Amca, * Efendim?
* Benim bi beyaz ayım var.. * Eee.? * Sen onu alıcaksın * çocuğum ben koca adamım ne
yapıyım ayıyı? * yok yok alıcaksın.. * Almıcam ulan * Alıcaksın, yoksa
çıkar babama söylerim * Peki peki sus... ne kadar ? * $50 * Hadi lan .. ben $50 vermem ona * Peki bende
çıkar babama söylerim... * peki peki ... al şunu .. aradan bi süre geçmiş.. * Amca * ne var?
* ayımı geri ver.. * hadi lan ben ona $50 saydım.. * vericeksin, yoksa çıkar babama söylerim..
* peki lan velet al sus şunu.. biraz sonra * Amca.. * ne var * benim beyaz ayı varya... *
eee ..? * sen onu geri alıcaksın $100 * Hmmppf ! Bu böyle sabaha kadar devam etmiş.. çocuk adamın
cebindeki tüm parayı almış. Ertesi gün gitmiş... Paralarla kendisine bir bisiklet almış.. Eve
dönmüş annesi bisikleti görmüş *bunu nerden buldun? demiş O da *yerde para buldum onunla aldim demiş..
Annesi *Olmaz çocuğum sen günah işlemişsin, git bisikleti geri ver, parayı geri al .. sonra o
parayı kiliseye bağşsla.. gitmişkende parayy nasyl bulduğunu anlat ve günah çıkar demiş...
Çocuk istemeye istemeye gitmiş, bisikleti geri vermiş, parayı almış.. sonra parayı kiliseye
bağışlamış ve günah çıkarma odasına girmiş... Rahip kabinin diğer tarafından
seslenmiş *Buyur çocuğum * Rahip amca benim bi beyaz ayım var Rahipten gelen cevap: *S..tirrrrr
gitt laaaaaaaaaaaaaaaaaaaaan..!!
Bizi izler misiniz? Yetmişlerinde bir çift.. Doktora gelmişler.. "Doktor"
demişler.. "Sevişirken bizi izler misiniz?" Doktor şaşkın bakmış.. Demek bir sorunları
var. Tıp adamı olarak yardım etmek zorunda.. "Peki" demiş.. Çift yatağa uzanmış.. Doktor
izlemiş ve teşhisini bildirmiş: "İkiniz de gayet sağlıklısınız. Sevişmeniz
fevkalade.. Merak edecek birşey yok.. Viziteniz 32 dolar. Bu da faturanız.." Ertesi hafta çift gene gelmiş
doktora.. "Sevişirken bizi izle" diye.. Gene izlemiş doktor.. Gene sorun yok. Gene vizite 32 dolar. Her hafta
çift randevu alıyor, geliyor, sevişiyor, parayı ödüyor, çıkıp gidiyor. Bir türlü birşey bulamayan
doktor sonunda dayanamamış.. "Bana biraz yardımcı olun. Sıkıntınız ne, söyleyin.." Adam
cevap vermiş: "Herhangi bir sıkıntımız yok. Birşey bulmanızı da istemiyoruz. Bu
kadın evli.. Onun evine gidemiyoruz. Ben de evliyim.. Benim evime de gidemiyoruz. Hilton geceye 78 dolar istiyor.. Sheraton
82 dolar.. Buraya ise sadece 32 dolar ödüyoruz. Onun 28 dolarını da sigortamız fatura karşılığı
'Doktor muayenehanesinde ziyaret' fonundan geri ödüyor!.."
İzah meselesi On yıldır
evlilermiş.. Ama gerdek gecelerinden başlayarak, adam hep karanlıkta sevişmek konusunda ısrar etmiş..
Kadıncağız yıllar yılı kaç kez sabahlara kadar yalvarmış, bir kerecik olsun,ışıklari
yakıp sevişmek için ama adam hep inatla "Hayır" demiş.. "Kesinlikle olmaz. İlle de karanlıkta
sevişeceğiz.." O gece kadıncağız gene ışıkları yakmak için yalvaracak gibi olmuş,
ama hemen vazgecmiş. Kocası on yıl sonra insafa gelecek değil ya.. Vazgeçmis ama sadece yalvarmaktan..
Kafasına koymuş, bu kez çünkü.. Tam sevişmenin en heyecanlı anı, en doruk noktasında elini kaydırıp,
yatağın bas ucundaki gece lambasının düğmesine dokunuvermiş.. Bir de görsün.. Kocasının
beline, o yapay aletlerden biri bağlı değil mi?.. "Bunu bana nasıl yaparsın" diye haykırmış..
"Bunca yıldır, bu işi sahte bir aletle yaptığını bana söylemedin bile.. Hemen açıkla
bana her şeyi.. Hemen.." Adam çok ama çok soğukkanlı yanıt vermiş.. "Tamam, tamam.. Her şeyi
izah edeceğim sana.. Ama önce sen bana şu üç çocuğumuzu izah et, bakalım!.."
Yeter be Adamın
biri bir aydır tatilde yalnız başına bıraktığı karısını hafta sonu
nedeniyle ziyarete gitmişti. Karısı kendisini garda karşılayıp boynuna atladı. - “Ah
sevgilim, bilsen seni ne kadar özlemişim...gelmene öyle mutlu oldum ki.”. Akşam yemekten sonra karıkoca
oteldeki odalarına çekildiler. Kapıyı kapatır kapatmaz öpüşüp koklaşmaya, tatlı sözler
mırıldanmaya başladılar. Fakat tam bu sırada komsu odadan bir tekme duvara indi. Ardından
öfkeli bir ses gürledi: - “ Yeter yahu... Her geceki gibi gene başlamayın... bırakın da hiç
olmazsa bu gece uyuyalım...
50 dolar Vietnam savaşının en kritik günleriydi.
Genç Amerikalı asker memleketteki eşine mektup yazarken itirafta bulunacağı tuttu: - “ sevgilim,
buradaki kadınlar yalnız para için yatıyorlar. Böylesine para canlısı insanlara daha önce hiç rastlamadım.”
Kısa süre sonra eşinden şöyle bir cevap geldi: - “ sevgilim,sakın onlara 50 dolardan fazla para
verme,ben burada ancak o kadar alabiliyorum.”
Kullanım dışı Alışverişten
sonra evine dönen kadın, kocasını yatakta genç ve güzel bir kadınla yakalayınca dehşete düşer.
Ortalığı dağıtmaya kalkışacağı sırada kocası onu durdurur. "..Şoyle
açıklayabilirim..." der.. "Eve dönerken bu zavallı kızı gördüm. Çok yorulmuştu. Onu arabama aldım.
Karnı da acıkmıştı, o yüzden onu eve getirdim ve senin buzdolabında unuttuğun rostoyu pişirdim.
Kızın ayakkabıları delinmişti. Modası geçti diye artık giymediğin ayakkabılarından
bir çift verdim ona. Üşümüştü, o yüzden sana doğum gününde aldığım fakat rengini beğenmediğin
için hic giymediğin süveteri ona verdim. Kızın pantolonu parça parça olmuştu, artık senin kalçalarının
sığmadığı bir pantolonunu da verdim. Tam çıkmak üzereyken bana "Karınızın
artık kullanmadığı başka birşey var mı bu evde?" diye sordu.. ve işte buradayız..'
Amca ve Teyze Minik oğlan bahçede oynarken, babasının arabasıyla sokaktan
geçip, ormana doğru gittiğini görmüş. Merak bu ya. O da arabayı izleyerek ormana gitmiş. Bir
de ne görsün. Babası ile teyzesi arabanın yanında durmuş öpüşüyorlar. Çocuk bu ya, gördüğünden
etkilenmiş durumda koşarak eve dönmüş, nefes nefese heyecanlı bir şekilde annesine, "Anne, anne.
Biraz önce babamı ormanda" derken annesi sözünü kesmiş ve "Dur biraz. Nefes al. Sakinleş. Öyle anlat" demiş.
Oğlan sakinleştikten sonra devam etmiş, "Bahçede oynarken babamın arabasıyla ormana doğru
gittiğini gördüm. Ben de ormana gittim. Orada babamı teyzemle öpüşürlerken gördüm. Bir süre sonra babam ceketini,
teyzemde gömleğini çıkardı. Sonra arabanın arka koltuğuna geçtiler". Anne çocuğa dönmüş,
"Dur bakalım, ne kadar ilginç bir öykü bu. Devamını anlatma, sakla. Aksam yemeğinde babanla beraberken
bitirirsin. Sen bu öyküyü bitirirken babanın suratını görmek istiyorum". Aksam olmuş, yemeğe
oturmuşlar. Anne çocuga dönmüş; "Bu gün neler yaptığını bize anlatsana" demiş. Oğlan
baslamış; "Bahçede oynarken babamın arabasıyla ormana doğru gittiğini gördüm. Ben de ormana
gittim. Orada babamı teyzemle öpüşürlerken gördüm. Bir süre sonra babam ceketini, teyzemde gömleğini çıkardı.
Sonra arabanın arka koltuğuna geçtiler. Ardından geçen sene babam seyahatteyken senin Amcamla yaptığın
şeyden yaptılar"
Düşman Karargahı Bir kasabanın kilisesinde papaz vaaz
vermektedir. Konu kasaba nufusunun azlığına gelir ve papaz halkı çocuk yapmak için "Eşiyle cinsel
ilişkide bulunan her kimse bir tabur düşman askeri öldürmüş kadar sevap kazanır" der. Vaazdan sonra evine
dönen çiftlerden birinde kadın kocasına yaklaışr ve "Hadi kocacım bir tabur asker öldürelim" der.
Kocası kabul eder ve birlikte olurlar. Aradan yarım saat geçer, kadın yeniden gelir, "Hadi kocacım bir
tabur düşman askeri daha öldürelim" der. Adam yine kabul eder ve yeniden birleşirler. Aradan bir saat geçer, kadın
yeniden gelir "Hadi kocacım bir tabur daha öldürelim" der, adam oflaya puflaya kabul eder ve yeniden birlikte olurlar.
Bunun üzerinden bir saat geçer kadın yine ister adam bir nevi çaresiz yine "hadi" der, bu sırada çıkarttıkları
seslerden rahatsız olan oğulları gelir odaya: "Ya çok gürültü yapıyorsunuz uyuyamıyorum" Babası
yakınır: "Ne yapayım oğlum, düşman askerleri ananin orasına karargah kurmuş, öldür öldür
bitmiyor"
Dayanıklı Ol 10 kişiyi öldürmekten ömür boyu hapis mahkumu hapisten kaçar.
Kaçarken önüne çıkan bir eve girer ve yataklarında uyumakta olan bir çifti esir alır. Adamı bir sandalyeye,
kadını da yatağa bağlar. Bir an etrafına bakınıp kadının ustune atlar ve boynunu
öpmeye başlar. Aradan bir dakika bile geçmez, mahkum yeniden ayağa fırlar ve odayı terkeder. Bunun üzerine
adam karısıyla konuşmaya başlar: "Sevgilim, bu adam yıllardır kadın görmemiş.
Boynunu nasıl optüğünü gördüm. Sanırım geri gelince seninle birlikte olmak isteyecektir. Aman ne derse
yap, onu sinirlendirme, sadece memnun olmasını sağla ki burdan sağ çıkabilelim. Unutma ki hayatımız
buna bağlı. Dayanıklı ol ve unutma, seni seviyorum!" Kadın bu sözler üzerine gülümser ve sakince
konuşur: "Haklısın sevgilim bu adam yıllardır kadın görmemiş ama o sırada benim
boynumu öpmüyor, kulağıma senin çok yakışıklı olduğunu, seni çok beğendiğini
söylüyordu. Hemen ardından da bana vazelinin banyoda olup olmadığını sordu. Dayanıklı ol
ve unutma, ben de seni seviyorum!"
10 dolar 10 dolardır Yaşlı bir çift her yıl
yılda bir gelen festivale giderlermiş. Her sene yaşlı adam gezi başına 10 dolara biletle katılınan
bir uçak gezintisine katılmak ister, her sene de karısı itiraz eder ve şöyle dermiş: - 10 dolar
10 dolardır. Üç yıl beş yıl "10 dolar 10 dolardır" derken, en sonunda yaşlı adam demiş
ki;"- Bak, artık 71 yaşındayım, bu uçağa bu sene binmezsem bir daha hiç şansım olmayabilir."
Fakat karısı tınmamış ve şöyle demiş;"- 10 dolar 10 dolardır...". Ama bu sırada
uçağın pilotu bunları duymuş ve ikisine bir pazarlık önermiş. İkisi de uçağa binecekler,
eğer uçuşun başından sonuna ses çıkarmadan dururlarsa bedava. Ama eğer çıt çıkarırlarsa,
10 dolar ödeyecekler...Yaşlı çift kabul etmiş. Ve uçağa binmişler. Pilot da bahis söz konusu olunca
başlamış acayip manevralar yapmaya...Taklalar atmış, uçağı kendi ekseninde döndürmüş,
ani duruşlar,dönüşler,dalışlar yapmış. Ama arkadan ses yok ! En sonunda pes etmiş ve uçağı
indirmiş. Yaşlı adama dönmüş; - Bildiğim her numarayı denedim. İyi dayandınız.
İkiniz de çıt çıkarmadınız...Yaşlı adam cevap vermiş: - Karım uçaktan düşünce
aklımdan söylemek geldi ama, 10 dolar 10 dolardır...
Değmez Viagra kullanımının
yasak olduğu Mısır'da bir mısırlı pazarda gezerken yanına bir yabancı kaçakçı
yaklaşmış. "Beyefendi" demiş, "Viagra almak istemez misiniz. Sadece 100 Mısır lirası" -
Değmez... - 50 Mısır lirasına ne dersiniz? - Değmez... - Peki ya 20? - Hayır
değmez... - Peki ya 10 Mısır Lirası? - Değmez... - Bakın, bu hapların her bir
tanesi 10 Mısır Lirasına maloluyor. Nasıl olur da "Değmez" dersiniz ! - Yo yo, Haplara değer.
Ama karım buna değmez..
Balon Küçük çocuk, annesinin kendisini yıkadığı
bir anda annesinin göğüslerini göstererek sorar, "-Anne bunlar ne?" Ne diyeceğini bilemeyen annesi, unutacağını
düşünerek "-Yarın kahvaltıda babana sorarsın! Diyerek geçiştirir. Ertesi gün kahvaltıda
çocuk soruyu bu kez de babasına sorar. Baba "-Oğlum onlar birer balon, annen öldüğü zaman onları şişireceğiz
ve annen de cennete uçacak!" diye cevap verir. Aradan uzun bir süre geçtikten sonra, birgün eve erken gelen baba, küçük çocuğu
gözyaşları içinde bulur: -Baba koş, annem ölüyor. -Nereden anladın yavrum? -İçerideki
amca annemin balonlarını şişiriyor ve annem de "Tanrım, geliyorum" diye bağırıyor.
Şifre kısa Bir bayan eleman yeni bir erkek müşterinin bilgisayarlarının
ayarlarını yapmasına yardım ediyormuş. Sırası gelince, adama internet şifresi olarak
hangi kelimeyi kullanmak istediğini sormuş. Kadını utandırmak isteyen adam "Penis !" demiş.
Kadın kılını bile kıpırdatmadan dönmüş, şifreyi girmiş ve bilgisayar cevap vermiş:
- Şifre reddedildi - Çok Kısa..
Ruj İzi Bir kız yurdunda şöyle bir
sorun yaşanmaktadır: Kızlar, sabah dudaklarına ruj sürdükten sonra aynayı öperek dudak izi bırakmaktadırlar,
bunların temizlenmesi sorun olmaktadır. Yurdun müdürü birgün yurtta kalan kızları ve tuvaletleri temizleyen
hademeyi tuvalete toplar. Kızlara yönelik şöyle bir konuşma yapar: "Bazılarınız dudaklarına
ruj sürdükten sonra aynaları öperek dudak izi bırakıyorlar. Hadememiz bunları temizlerken çok zorlanıyor.
Şimdi ne kadar zorlandığını hep beraber izleyelim." Der. Bir işareti ile hademe fırçasını
klozetlerden birine daldırıp aynayı temizlemeye başlar. O günden sonra aynalarda bir daha dudak izine
rastlanmaz.
Kimmiş 'Çok acayip bir şey oldu,' diye adam arkadaşına anlatır:
'Dün gece kapıyı çaldım, karanlıkta açanı hizmetçi kız zannedip öptüm.. Meğer karım
değil miymiş?' 'Eee, ne olmuş yani?' der beriki. 'Daha ne olsun be adam? Karımı öperken karım,
dikkat et sevgilim, kocam aniden gelebilir, diye fısıldamaz mı?'
Topu Elinden Kaçırmış Hasta
doktoruna dert yandı: 'Sormayın doktor bey... Gece gündüz, kendimi hep kaleci olarak düşünüyorum, ha bire topu
tutmak için sağa sola atlıyorum. Geceleri uykum kalmadı, gündüzleri iş yapamaz hale geldim.' 'Canım
kaleci olduğunuzu düşünmeyi bıraksan da biraz da güzel kızları düşünsen olmuyor mu yani?' 'Ah
doktor bey... bir kaç defa kızları düşünmeye çalıştım her seferinde topu elimden kaçırdım,
gol yedim...'
Yanlış Ev Hizmetçi: Aloo? Adam: Kızım benim, hanımı
çağırıver sen bana H: Bir dakika efendim H: Alo A: Ne oldu kızım, hanım nerede?
H: Ay beyfendi nasıl söylesem, hanımefendi yatak odasında biriyle beraber. A: Ne, bir adamla mı?
H: Maalesef, beyfendi. A: Ne?!, hem de benim evimde ha! Bana bak kızım, git benim çalışma odama,
aç masamın çekmecesini ordaki tabancayı al, ikisini öldür, emrediyorum sana! H: Beyfendi, ben nasıl yaparım
öyle şeyi? A: Yaparsın, bak telefonda bekliyorum, yürü haydi İki el silah sesi duyulur.. H: Alo,
beyfendi A: Ne yaptın kızım? H: Söylediğiniz gibi silahı aldım, ikisini de öldürdüm
efendim. Sonra da silahı havuza attım. A: Ne havuzu? H: Bahçedeki yüzme havuzuna beyfendi, nereye olacak?
A: Ulan bizim villada yüzme havuzu yok ki, orası neresi Alooo?
Kadınları anlamak Adam
yolda yürürken yerdeki çaydanlığa tekme atmış. İçinden çıkan cin biraz kızgın bir
eda ile : - Senle uğraşacak çok vaktim yok basit bir şey iste hemen yapayım işim var... Adam
düşünmüş : - Ömrüm boyunca Hawai'yi görmek isterdim ama uçağa binmeye korktuğum için hiç gidip göremedim,
bana öyle bir yol yap ki oradan Hawai'ye gideyim... Cin : Ooo zor iş daha basit birşey iste deyince...Adam düşünmüş
Kadınlarla olan ilişkilerinde hiç başarılı olamadığını hatırlamış
ve Cin'e : - Bana öyle bir kabiliyet verki herhangi bir kadınla karşılaştığımda ne
istediğini ilk bakışta anlayayım demiş... Cin : - Hawai'ye yapılacak yol üç şeritmi
olsun, dört şeritmi...
Karlı oyun New York`tan Los Angeles`e giden uçakta cingöz bir
avukat ile sarışın aptal görünüşlü bir hanım yanyana oturuyorlar. Avukat hem hanımla yakınlaşmak
hem de hoşca vakit geçirmek için bir oyun teklif ediyor. Kabul görünce oyunu anlatıyor: -Size bir soru soracağım,
cevabı bilemezseniz bana 5 dolar vereceksiniz,sonra siz soracaksınız bilemezsem ben size 50 dolar vereceğim.Ve
ilk soruyu soruyor: -Ay ile dünya arasındaki uzaklık ne kadardır? Kadın tek söz soylemeden çantasından
5 dolar çıkarıp adama uzatmış. Soru sorma sırasi sarışına gelmiş: -Tepeye
3 ayakla tırmanıp 4 ayakla aşağı inen sey nedir? Adam dakikalarca düşünmüş... Yanıtı
bulamamış... Cüzdanından 50 dolar çıkarıp kadına uzatmış. Kadin parayı kibarca
alıp çantasına koyarken avukat merakla sormuş: -Cevap ne? -Kadın tek kelime etmeden çantasını
acmış ve 5 dolar çıkarıp adama uzatmış....
Tren bileti Üç bayan
ve üç erkeğin iş icabı trenle bir seyahate çıkmaları gerekir. Tren garına giderler. Üç bayan
3 bilet aldığı halde erkekler tek bilet alır. Bayanlar bunun sebebini sorduklarında erkekler 'bekleyin
ve görün' derler. Trene binerler ve tren hareket ettikten bir süre sonra üç erkek kalkıp hep beraber trenin tuvaletine
girerler. Biraz sonra kondüktör gelir ve üç bayandan üç bileti alır. Tuvaletin önünden geçerken kapıyı tıklatıp,'bilet
lütfen,' der. Kapı açılır ve bir el bileti uzatır. Bayanlar bunu görürler. Taktiği kapmışlardır.
Dönüş yolculuğu için yine gara giderler. Bayanlar bu sefer tek bilet almışlardır. Erkekler ise hiç
bilet almaz. Bayanlar yine şaşırıp sebebini sorduklarında Erkekler yine bekleyip görmelerini söylerler.
Bir sure sonra yolculuk başlar. Önce bayanlar kalkıp tuvalete girer. Ardından da erkekler karşısındaki
tuvalete. Kondüktörün gelmesine yakın bir erkek çıkıp karşı kapıyı tıklar ve 'bilet
lütfen,' der. Açılan kapıdan bir el bileti uzatir. Bileti alan erkek diğer tuvalete geri girer!..
Kulaklarına
inanamazsın Cindy Crawford ve Asim bir gemi kazasi neticesinde issiz adaya duşerler. Ne yapsinlar can
sıkıntısından sabah akşam birlikte olurlar. Ancak bir sure sonra Asim durumdan zevk almamaya başlar.
Cindy çildirir. Asim'a ne oldugunu sorar, ne isterse yapabilecegini soyler. Her turlu fantaziyle ve herşeyiyle emrine
âmade oldugunu, nerede hata yaptiysa duzeltmeye çalişacagini anlatir. Asim inatla Cindy'ye 'istedigim şeyi yapabilmen
mumkun degil' der. Cindy çaresizlik içinde israr eder ve herşeyi goze aldigini soyler. Asim en sonunda 'Bir denemeye'
karar verir. Önce Cindy'nin saçlarini kisacik keser. Sonra üstünü ortecek biçimde ceketini giydirir. Kestigi saçlardan biyik
yapar. Cindy, ne oldugunu anlamaya çalişirken Asim onu mumkun oldugu kadar erkege benzettikten sonra akşam olunca
sahile gelmesini soyler. Akşam olur ve Cindy erkek kiliginda sahile gelir bakar ki Asim mukellef bir raki sofrasi hazirlamiş
ve masayi mezelerle doldurmuştur. Asim ve Cindy masaya otu-rurlar ve Asim elini kanka modunda Cind'nin omzuna koyar ve
şoyle der: 'Ulan Kazim bir aydir ki-minle sevişiyorum soylesem inanmazsin'
Harçlık İki
arkadaş karılarına ne kadar harçlık bıraktıklarını konuşuyorlarmış.
birincisi halinden pek şikayetçi olmamış; 'ne biliyim işte bizimki az bir parayla idare ediyi' demiş.
İkincisi 'yok anam ben hergün para bırakayrum, kari yine istiyor, bıktım valla' demiş. 'Allah allah,
ne yapar ki bu kadar parayı' demiş birinci. İkinci adam sıkıntılı, 'valla içki desen yok.
Kumar desen yok.Kari desen kendisi kari...'
Dayak Köşede müşteri bekleyen sokak kadınına
yaklaşan adam : -Kaça, diye sordu... Saatiniz kaça? -10 Milyon lira... -Ben onmilyon değil, tam yüzmilyon
lira veririm... -Gerçekten mi? -Gerçekten ya... Valla veririm hemde yüzmilyon lira... Ama döverim ben ... -Amaaaaan.
Yüzmilyonu verde döv... Otele doğru yürüdükleri sırada adam yineledi : - Bak söyleyeyim fena döverim ben ...
-Döv canım, yüzmilyonu ver de... Soyundukları sırada adam : -Son defa söylüyorum fena döverim. -Amaaaaan
be!... Dövermiş.... Ne kadar döversin yani? -Vallaaa parayı geri alıncaya kadar döverim...
Feda Becky
ve Sam 50'nci evlilik yıldönümlerini kutluyorlardı. Sam birden soruverdi: "Sevgilim, bu elli yıl içinde beni
hiç aldattın mı?.." "O da nereden çıktı?" diye sinirlendi Becky.. "Cevabı da öğrenmek istemezsin
herhalde ?.." "İsterim" dedi Sam.. "Lütfen anlat, ne olur?.." "Madem öyle" dedi Becky, "Üç kez aldattım seni.."
"Üç kez öyle mi?.. Kimlerdi onlar?.." "İlki" diye anlatmaya başladı Becky, "Hani sen 30 yaşındaydın
ve kendi diş kliniğini kurmak istiyordun ama hiçbir banka sana kredi açmıyordu. Sonra bir banka yöneticisi
eve geldi, hiçbir şey sormadan tüm kağıtları imzaladı ve sen en modern araçları getirebildin."
"Ooo Becky.. Benim için kendini feda ettin ha.. Benim sevgili karım!.. Peki ikincisi.." "Hani 50 yaşında felaket
bir kalp krizi geçirmiştin.. Çok kritik bir bye-pass ameliyatı geçirmen gerekiyordu da, hiçbir doktor sana el süremiyordu..
Her an ölebilirdin. O sırada Dr. Bakey onca yoldan kalktı geldi. Ameliyatını yaptı, seni hayata döndürdü.."
"Ah benim sevgili karım.. Hayatımı kurtarmak için kendini bir kez daha feda ettin öyle mi?.. Hiç kimsenin böyle
harika bir eşi olamaz. Böyle bir şey yapman beni ne kadar sevdiğini gösterir. Üçüncü peki?.." "Hatırlıyor
musun, yıllar önce Diş Hekimleri Odası Başkanı olmayı fena halde istiyordun ve 47 oyun eksikti?.."
Heykel Kadın sevgilisiyle birlikteyken kocasının eve girdiğini duyar. -
Çabuk! Köşeye geç ve bir heykel gibi davran. Adamın her yerine bebek yağı sürer, üzerine de bebe pudrası
serper. - Sakın kımıldama ve heykelmissin gibi davran! - Bu nedir? hayatım, diye sorar kocası
kapıdan girer girmez. - O mu? Sadece bir heykel. Smithler yatak odaları için bir tane almışlardı.
O kadar sevdim ki bir tane de ben ısmarladım. Kimse o andan itibaren heykel hakkında konuşmaz hatta yatağa
girene kadar. Gece saat iki gibi koca kalkar ve mutfağa gider, bir kaç dakika sonra da elinde bir sandviç ve bir bira
ile geri döner. - Al bakalım, der, bir şeyler ye. Ben 3 gün boyunca Smith'lerde idiyot gibi dikilirken kimse
bana bir bardak su bile vermemişti.
İlk Yıllar İki arkadaş hem içiyor,
hem de karılarından yakınıyordu. Biri -"Ben" dedi, "Evliliğimizin ilk senelerinde işten
eve dönünce karımı kucaklar, nefesi kesilene kadar kollarımda sıkardım." Diğeri içini çekerek
sordu "Ya şimdi?" -Şimdi mi? Daha fazla sıkmadığım için pişmanım!..
Reel
ve Potansiyel Çocuğun birisi, bir gün matematik dersi sonrasında kafasında bir takım soru
işaretleri ile babasına gelir. Babası, "Oğlum bugün okul nasıl geçti" diye sorunca, çocuk babasına
anlatır. "Babacığım her sey iyiydi. Ama matematik dersinde anlatılan "reel" ve "potansiyel" kavramlarını
anlayamadım". Bu durum üzerine babası çocuğuna bu kavramları ilginç bir yöntemle anlatmaya karar verir.
Çocuğuna, annesine gitmesini ve ona 1 milyon dolar karşılığında Robert De Niro`yla yatıp
yatmayacağını sormasını ister. Çocuk gider ve sorar. Annesi, 1 milyon dolar`a gerek olmadığını,
bedava olarakta seve seve Robert De Niro`yla yatabileceğini söyler. Çocuk bu cevabı babasına iletir. Bunun
üzerine babası çocuğun ablasına giderek ona 1 milyon dolar karşılığında Leonardo Di
Caprio`yla yatıp yatmayacağını sormasını ister. Çocuk ablasına gider ve sorar. Ablasıda
annesi gibi, 1 milyon dolar`a gerek olmadığını bedava bile seve seve onunla yatabileceğini belirtir.
Çocuk bu cevabıda babasına iletir. Babası ise söyle der. "İşte oğlum sorularının cevabı.
Şu anda elimizde reel olarak 2 milyon dolar para, ve 2 tane potansiyel orospu var."
Tercih İki
mühendislik öğrencisi kampus içerisinde yürürken biri diğerine sorar, "Bu muhteşem bisikleti de nereden buldun
?" Diğeri cevap verir, "Dün tek başıma dolaşırken bir yandan da okulu bitirince ne iş yapacağımı
düşünüyordum. Birden bu bisikletin üzerinde nefis bir kız geldi ve yanımda durdu. Bisikleti çimenlerin üzerine
bıraktı ve üzerindeki bütün giysileri çıkarttı. Sonra da bana "Hangisini istiyorsan al" dedi." Diğer
öğrenci arkadaşını doğrularcasına başını sallayarak, "İyi seçim yapmışsın,
elbiseler belki sana uymayabilirdi".
Alışkanlık Genç karı koca yataklarında
uyurken kadın rüyasının etkisi altında "eyvah kocam" diye bağırmış kocası uyku
sersemi fırlayıp gardolaba saklanmış.
Öpücük Diskoda bir güzel eğlendikten
sonra delikanlı sevgilisini evine götürmüş. Kapıda tam ayrılacakları vakit oğlan bir elini duvara
dayayarak kızcağızı kapı ile kendi arasına sıkıştırmış... -
Bir kere öpücem!... - Olmaz, komşular görür... Derken tartışma uzamış. O sırada kapıaçılmış,
küçük kızkardeş gözlerini oğuşturarak kapıda belirmiş. Ablasına dönüp: - Babam diyor
ki,> demiş, öptürecekse öptürsün yoksa ben aşağı inip o herifi öyle bir öperim ki bir daha unutamaz...
Hem söyle şuna abla, elini de diafonun düğmesinden çeksin...
Lord Bir ingiliz lordu
karısını yatakta bir genç adamla basmış...onları öyle görünce kadına: -"sayın leydim
bu yaptığınız genel ahlaka sığmaz ben size güvenmiştim, güvenimin sonsuza kadar süreceğini
tahmin ediyordum... bana bunu yapamamlıydınız....", diye yarım saat nutuk çeker. Ama sonunda dayanamaz
ve yataktaki gence doner: - "Ve siz sevgili genç, en azından ben konusurken durmak nezaketini gösterebilirdiniz...
Tanıdık Yasli Alman cift Turkiyeden tatilden donuyorlarmis otelden cikarak bir taksiye
binmisler ve tutmuslar havaalani yolunu.Bu sirada taksi soforu sormus:Hangi ulkeye gidiyorsunuz? Ihtiyar adam :Almanyaya
demis.Ihtiyar kadinin da kulaklari pek duymuyor tabii kocasina: ne diyoor? diye sormus.Adamda nereye gittigimizi soruyorda...
demis Biraz yol aldiktan sonra taksi soforu tekrar:Almanyanin hangi sehrine demis? Ihtiyar adamda Hamburg demis.. Ihtiyar
kadin yine :Ne diyooor? diye sormus Adam:Hangi sehirde kaldigimizi soruyor demis.. Taksi soforu :Ben demis hayatimin en
kotu seksini Hamburgta (sao paulo da) yaptim demis Sagir kadin yine sormu: Ne diyooorrr? Ihtiyar adam da demis:Seni
tanidigini soyluyooorrr.....
Boşanma Bekar biri dert yaniyormus:Evlilik ne kadar kolay sarhos
kafayla evlendirme memurunun onude bir evet kelimesi kullaniyorsun ve omur boyu basina kadini musallat ediyorsun... Oteki
arkadasi buna katilmamis ve demiski:O kadarda degil ,gece yatarken uyuyor gibi yapipta bir kac kadin ismi sayiklarsan bir
cabuk bosanirsinki.....
Mendil Kadin elindeki ipek mendili kocasina gostererek: Bu senin sekreterinin
degilmi? Adam da :nerden buldun onu? Kadin:Ben degil postaci yatak odamizda buldu....
Son söz
Olum yatagindaki kadin kocasina sormus:Bana soz ver ben oldukten sonra elbiselerimi evlenecegin kadina giydirmeyeceksin...adam
da demis: sacmalama birincisi sen haftaya kalmaz iyilesirsin,ikincisi onun boyu seninkinden ufak elbiselerin ona olmaz...
Sıkıntı Adam karisina demis:Karicigim isler biraz kotu gidiyor,biz cok para harciyoruz.Sen
yemek yapmasini ogrensende mutfakta calisan ascinin isine cikis versek... Kadin hemen cevaplamis:Eger sen sevismeyi ogrenirsen
ilk once makam soforunu kovalim istersen
Brezilyalı adamın biri pazarlama firmasında
calışıyormuş işimde cok başarı göstermiş ve patronu yanına cagırmış
seni teprik ederim demiş seni ödüllendirecegim seni birezilyadaki firmanın başına müdür yaptım hemen
eşyalarını topla ve git adamın sevinecegini sanmış ama adam bu işe tepki göstermiş
olmaz öyle şey ben oraya gitmem demiş patron niye diye sormuş adam ordan ya futbolcu cıkar yada hayat
kadını cıkar benim ne işim var orda demiş bu seferde patron sinirlenmiş sen nediyorsun be adam
hayat kadını cıkar demekle benim karım birezilyalı demiş pazarlamacı adam cekingen bir
sesle şey patron karınız hangi takımda oynuyor
Görüyorum
Amerikan Delegesi
Hanimefendi kürsüye gelmis.. "Geçen yilin kararlarini aynen uyguladim.Eve gider gitmez kocama: 'Bundan sonra temiz çamasir
istersen kendi çamasirini kendin yika. Iste makine orda..' dedim. Ilk gün birsey görmedim.Ikinci gün birsey görmedim.Üçüncü
gün bir baktim, makinenin basinda sadece kendi camasirlarini degil, benimkileri de yikiyor." Alman Delegesi söz almis,
arkasindan.. "Ben de kararimiz geregince kocama: 'Bundan böyle temiz tabakta yemek istiyorsan kendi bulasigini kendin
yika' dedim.. Birinci gün birsey görmedim. Ikinci gün birsey görmedim. Üçüncü gün baktim, makinenin basinda sadece kendininkileri
degil, benim bulasiklarimi da yikiyor." Üçüncü konusmaci bizden feminist kardesimiz.. "Türkiye'ye döner dönmez kararimiz
geregince kocamla konustum. Ona dedim ki: 'Bundan böyle yemek yemek istiyorsan, kendin pisirmen gerekecek.Iste mutfak orada..'dedim.
Birinci gün birsey görmedim. Ikinci gün birsey görmedim.Üçüncü gün sol gözüm biraz açilir gibi oldu, hafiften görmeye
basladim
Muayene
Adam karısı ile birlikte doktora muayene olmaya gider. Muayene
biter ve doktor odasından çıkarak kadının yanına gelir ve Kocanizin ölmemesini istiyorsanız
şu kağıda yazdıklarımı uygulayacaksınız der 1-Sabahları güler yüzle güzel
bir kahvaltı hazırlayın ve ise mutlu gitmesini sağlayın 2-Ögleleri eve geldiğinde güler
yüzle karşılayın ve güzel bir öğle yemeği ile takdir edildiğini hissettirin, böylece günün geri
kalan kısmını da iyi geçirmesine yardım edin. 3-Akşamları eve geldiğinde yemek özellikle
güzel olmalı. Eve gelince eline bir kadeh içki verin dinlenmesini sağlayın. 4-Haftada en az üç kere birlikte
olun, eğer isterse daha fazla birlikte olun. Ve tamamıyla tatmin olduğundan emin olun. "Eger bu dediklerimi
harfiyyen uygularsaniz kocanızın sağlık yonunden hiçbir problemi olmayacak" der doktor. Eve geldiklerinde
adam karısına sorar, Ne dedi doktor sana? Kadın cevaplar: Ölecekmişsin
Kulaklar
Adamin biri kazada kulaklarini kaybetmis.. Arastirmalari sonucu iyi bir plastik cerrah bulmus , ve girmis ameliyata..
Ameliyat sonrasibandajlar açildiktan bir süre sonra "Aman Allahim Doktor! Bana kadin kulaklaritakmissiniz!" diye bagirmaya
baslamis.. "Kulak kulaktir!" demis Doktor.. "Kadini erkegi olmaz!" "Yaniliyorsunuz!" demis hasta.. "Herseyi duyuyorum
ama hiçbir sey anlamiyorum!"
Terzi Agop
Terzi Agop ile Vartanuş evlenmişler...
Mutlu birkaç yıldan sonra bir gün terzi Agop pat diye ölüvermiş... Genç dul Vartanuş da Demirci Agop ile evlenmiş...
Gerdek gecesi Demirci Agop geçmiş Vartanuş'un karşısına, yavaş yavaş soyunmaya baslamış...
Önce pazularını göstemiş: - Bunlar terzi Agop'ta var idi? - Yok idi, demiş Vartanuş...
Sonra üstünü çıkarmış geniş göğsünü göstermiş: - Böyle göğüs terzi Agop'ta var
idi? - Yok idi, demiş Vartanuş... Demirci Agop pantolonunu indirmiş, bacak kaslarını göstermiş:
- Bunlar terzi Agop'ta var idi? - Yok idi, demiş Vartanuş... En son demirci Agop külodunu indirmiş:
Böylesi terzi Agop'ta var idi? Vartanuş'un sabrı taşmış: - Yok idi, yok idi, ama bu kadar
zamanda terzi Agop seni de halleder idi, beni de halleder idi, üstüne iki de pantolon diker idi!
Zifaf Gecesi
Uzun ikna turlarından sonra Ermeni mahallesinin 17 yaşındaki güzeller güzeli ve yoksul aile kizi ZIVART,
mahallenin zengin ve yaşlı 75 yaşındaki MIGIRDIC bey ile evlendirilir. İlk gece mıgırdıc
bey ölür. Durumu şüpheli bulan savcılığın açtığı dava sonucunda; mahkemede hakim sorar:
Kızım anlat bakalım nasıl öldü? Zivart, utangaç ve ermeni şivesiyle anlatır: Valla
hakim bey, malumunuz zifaf gezesi... Migirdic bey üstüme geldi... basladi titremege... ben zanetim geloor, meger gidoormus
!?
Micro Soft
Karısı Bill Gates'ten boşanmak istemiş. Hakim şaşkın,
aklı almıyor. "Hanımefendi lütfen sıkıntınız nedir söyleyin , böylesine dünyanın en
zengin adamından insan neden boşanmak isteyebilir?" diye sormuş. Kadıncağız çok dertli.
" Ah Hakim Bey", demiş "nasıl sıkıntım olmaz, biliyorsunuz işte hem < micro >, hem de
< soft >".
Ya da...
Kadınla kocasının arasında uzun süredir bir
faaliyet yokmuş. Koca ne yaparsa yapsın karısının ilgisini çekmeyi başaramıyormuş.
En sonunda çareyi karısını bir psikoloğa götürmekte bulmuş. Psikolog genç ve güzel kadını
problemini cözmek için : "Anlatın bakalım bir gününüz nasıl geçiyor "demiş. Kadıncağız
baslamış anlatmaya ... "Sabahlari işe geç kalmamak için taksiyle gidiyorum. Fakat yanımda para bulunmadığından
soför " Bayan ya parayı ödersiniz ya da ….." diyor. Mecbur kaldığım için ' ya da ' yı seçiyorum.
Durum böyle olunca işe gec kalıyorum tabii Patronu kapıda kaşlarını çatmış beni beklerken
buluyorum. Patron," ise böyle geç gelmeye devam edersen seni işten atarım ya da ….." diyor. Yine 'ya da' yı
tercih etmek zorunda kalıyorum. Akşam eve yorgun argın geldiğimde ev sahibi kapıya dayanıp kirayı
yine bir hafta geciktirdiğimizi belirterek " ya kirayı hemen ödersiniz ya da …." diyor. Eee, haliyle 'yada'
yı tercih ediyorum. Kocam eve geldiğinde de o işi yapacak halim kalmıyor tahmin edersiniz …" Psikolog
kadına bakıyor : "Hanımefendi tüm bu anlattıklarınızı kocanıza anlatabilirim ya
da ….
Pratik Zeka
Adamin biri birgün felç olan bir arkadaşını ziyaret
etmiş. Sohbet sırasında felçli arkadaşı adama "terliklerim yukarıda kalmis onları bana
getirirmisin lütfen" diye rica etmiş. Adam yukarı çıkmış, bir de ne görsün! Felçli arkadaşının
afet gibi iki kızı varmış. Hemen pratik zekasını çalıştırarak "Babanız
beni sizinle yatmam için gönderdi" demiş. Kizlar "Nasıl olur! imkanı yok demişler!" Adam "inanmıyorsanız
soralım" demiş ve aşağıya seslenmiş: "iKiSiNiDE Miiii!". Felçli adam bağırmış:
"iKiSiNiDE! iKiSiNiDEEEE!"
Usta Dişçi
Orta yaşlı yakışıklı,
barda yalnız başına oturan fevkalade şarışının yanına oturmuş.. Laf lafı,
laf kapıyı açmış tahmin edersiniz. Soyunmuşlar.. Bembeyaz çarşafların üzerine uzanırlarken
seksi sarışın sormuş: - Siz dişçisiniz galiba.. - Evet demiş adam, biraz şaşkın..
- Nerden anladınız?.. - Yatağa girmeden önce ellerinizi ne kadar dikkatle, ne kadar titiz sabunladınız,
ona dikkat ettim de.." Yarım saat sonra, seksi sarışın bir daha mırıldanmış: -
Siz sadece dişçi değil, çok büyük, çok usta bir dişçi olmalısınız!.. Adam hafiften kasılmış..
Yatağın başucundaki sigara paketine uzanırken mağrur mağrur sormuş: - Peki bunu nerden
anladınız?.. - Zor olmadı, hiçbir şey hissetmedim de..
Akıllı er
Bir albay, bir er, bir yasli kadin ve bir de genc kiz trende ayni kompartmanda yolculuk etmektedir. Tren bir tunele
girip kompartman karardigi zaman, MUCUK bir öpücük sesi ve ardindan SIIRRRRAAAK ! diye bir tokat sesi duyulur. Tünelden
ciktıktan sonra yasli kadin "Aferin genc kiza Nasil yapistirdi tokadi" diye düsünmekte ve kafasini sallamaktadir. Genc
kiz da "Zevksiz herif bu morukta ne buldu ki , bi de öpmeye kalkti ama kadin da iyi yapistirdi " diye dusunmektedir. Albay
ise "Ulan bizim esoglusu er, kizi öptü. Tokadi biz yedik" diye yanarken er de icinden soyle düsünmektedir: "Hehe. Aferin
lan bana. elimi öpüp nasil yapistirdim tokadi albaya...
Üç dilek
Bir gün ayı ile tavşan
ormanda geziyorlarmış.Karşılarına bir cin çıkmış.Ayı ile tavşan korktukları
için kaçmaya başlamışlar.Cin "Durun kaçmayın"demiş."Sizin üç dileğinizi yerine getireceğim".
Önce ayıya birinci dileğini sormuş. Ayı da "Bu ormandaki bütün ayıların dişi olmalarını
ve bana aşık olmalarını istiyorum"demiş. Cin daha sonra tavşanın ilk dileğini
sormuş. Tavşan da"Motorbisiklet istiyorum"demiş.Ayı tavşana"Sen salak mısın?Daha güzel
birşey isteyebilirsin"demiş. Cin ayıya ikinci dileğini sormuş. Ayı: "Bu ülkedeki bütün
ayıların dişi olmalarını ve bana aşık olmalarını istiyorum"demiş. Sonra
tavşan"Ben kask istiyorum"demiş. Ayı "Daha güzel birşeyler istesene"demiş ve son dileğini dilemiş.
"Bütün dünyadaki ayıların dişi olmalarını ve bana aşık olmalarını istiyorum"demiş.
Tavşan motoruna binmiş,kaskını takmış ve son dileği şu olmuş; "Ben bu
ayının ibne olmasını istiyorum"
Yer yokluğundan
Delikanli
kiz arkadasi ile aganigi naganigi yapacak yer ararlar ancak bulamazlar ve bir kamyonun altina girerler. Bir sure sonra
delikanlinin omzuna bir el dokunur delikanli bakar ki bir polis. Hemen toparlanir ve polis sorar; " Ne yapiyorsunuz
bakayim siz burada" Delikanli sogukkanli olmaya calisarak; " Hiic der kamyon tamir ediyordum" Polis " Bak oglum
der bu cumle ile 3 hata birden yaptin" " 1.cisi : Kamyon tamir edilirken yuz ustu degil sirt ustu yatilir"
" 2.cisi : Alt taraf degil ust taraf cikartilir" " 3.cusu : Kamyon gideli yarimsaat oluyor"
Çim
biçme makinası Supermarkete bir eleman aranmaktadir. Elemanin super tezgahtarlik bilgisine sahip olmasi
on kosullardan biridir. Bunun icin her gelen adaya bir de uygulama yaptirilarak performansina bakilmaktadir. Bir gun iceri
bir aday daha girer ve ise talip oldugunu soyler.Bunun uzerine oradaki deneyimli tezgahtarlardan biri gelerek sinamak icin,
"Evlat simdi beni iyi izle" der. Ilk gelen musteri "Bir paket cim tohumu istiyorum"der. Bunun uzerine tezgahtar
yesil, sari, uzun, kisa, cabuk buyuyen, kalin,ince bir suru cesit cim tohumunu ballandira ballandir anlatir ve adam sonunda
"Bana yesil ve ince olanindan bir paket lutfen"der ve tam parayi odeyip cikacak bizim kurt tezgahtar, "Beyefendi bir dakika.
Size bir de cim bicme makinesi verelim" diyerek soze girer ve onlarca cesit cim bicme makinesini avantajlarini, odeme kolayliklarini,bir
daha boyle bir firsat bulamayacaginı adama gene ballandira ballandira anlatir ve sonunda adam cim bicme makinesini de
alarak magazadan ayrilir. Bizim kurt "Hadi evlat bi de seni gorelim"der ve evlat tezgaha gecer. Yeni gelen bay musteri
bizim adaydan orkid ister. Bunun uzerine eleman bayagi atesli bir sekilde orkid cesitlerini, renkleri kalinliklarini vs.
vs. bizim kurt tezgahtardan hicte assagi kalmayacak bicimde anlatir. Musteri en sonunda bilmemne renkte orkidden bir
duzine kadar alir. Parayi odeyip cikacakken bizim aday, "Beyefendi size bir de cim bicme makinesi satalim" der. Adam,
"Hoppalaaa, niye ki?" diye soruncabizimki, "Beyefendi hafta sonu bi iş yapamiyacaksiniz, bari cimleri bicin !"
Cenaze Bir adam sabah yururken ilginc bir cenaze kafilesi farkeder; onde giden
kopekli bir adam, arkasynda bir tabut ve 10 metre arkadan gelen bir baska tabut ve tek syra olmus yaklasyk 200 adam.
Tuhafina gider. Kafilenin basındaki adam kuskusuz cenazenin sahibidir, yanina yaklasir ve sorar; "Beyefendi,
bu uzuntulu gununuzde hatırlatmak istemem ama olenler neyiniz oluyor?" Adam yanitlar "Ondeki karim arkadakide
kayinvalidem." "Vah vah basiniz sagolsun. Nasil oldu?" "Kopegim karima saldirip oldurmus. Kayinvalidemde karima yardima
gelmis onu da oldurmus." Adam biraz dusundukten sonra sorar; "Beyefendi kopeginizi odunc alabilir miyim?" "Siraya
gec"
Hocanın aklı
Dört universite ogrencisi sabahleyin uyanamayarak
matematik finalini kacirirlar, sinav ertesinde hocalarini yakalayip, zarzor bindikleri arabanin lastigi patladigi icin
sinavi kacirdiklarina ikna ederler. Kadın, yalvarmalarina dayanamayarak, bu dört arkadasa sinavi 3 gun sonra
yapacagini soyler. Sinav gunu geldiginde, matematik hocasi bizim dortluyu sinifin dört kosesine oturtur. Finali gecmek
icin de en az 50 almak lazimdir, sinavda da 5 soru vardir. Sayfanin onundeki 4 matematik sorusu basit sorulardir ve her biri
10 puanliktir. Kagidin arkasindaki soru ise 60 puanliktir ve de soru aynen şoyledir " Hangi lastik patladi ??
"
Ehvaaah!!
Gunlerden bir gun spermler ayaklanirlar. -Bu prezervatif cikali hicbir ise
yaramiyoruz, derler.Bir gun aralarindan biri one cikar ve: -Arkadaslar biz bu prezervatifi patlatip amacimiza ulasmaliyiz,
der.Savas naralari atarak saldiriya gecerler fakat hepsi carpip ölür.Bu olay gelenek haline gelir ve nesiller boyu
surer ve hic bir basari elde edemezler.Gunlerden bir gun aralarindan biri yine one cikar ve -Arkadaslar atalarimizdan
kalan bu gelenegi yerine getirmeliyiz ve bu sefer cok guclendik artik amacimiza ulasacagiz- der. Savas naralariyla yine
saldiriya gecerler ve en sonunda prezervatifi patlatirlar.Ondeki liderlerinden bagirarak bir ses gelir: -Imdat boka
battik geri donun !!!
Acele etmeyin
Alican çok terbiyesiz bir çocukmus. Bir gün annesinin
misafirleri konken oynamaya geleceklermis.Oglunun yanlis hareketlerde bulunacagindan korkan annesi misafirlere Alican
terbiyesiz bir laf ederse kalkip gidiyormus gibi yapin belki utanir demis.Misafirler tamam deyip oyuna basladiklari sirada
Alican içeri firlayarak"Anne anne limana bir gemi yanasti içinde bir sürü abaza denizci var,etrafta kari ariyorlar demis
Bunun üzerine kadinlar ayaga kalkip gidermis gibi yapmislar. Bu sirada Alican atılmış "Oturun oturun daha
birhafta buradalar "
Enayi değilim
Arabasını park edip lokantaya giren adam,
çıktğında arabasını akordeona dönmüş bir halde bulur. Cam sileceğinin altında
bir kağıtt vardır.Kağıdı açtığında, şu satırlarla karşılaşır
: -Ön vitesle geri vitesi karıstırıp arabanıza sert bir şekilde çarptım. Arabanızda
gördüğünüz gibi çok büyük hasar var. Olayı gören kimseler de şu an, ben bu satırları yazarken
çevremde toplanmış bulunuyorlar ve bu kağıda adımı ve adresimi yazdığmı sanıyorlar.Ne
halin varsa gör, o kadar enayi değilim!
Aklınızda bulunsun
Adamin birini
kirmizi isikta gectigi icin polis durdurmus, adamdan ehliyet ruhsat istemis. Adam da "Yanimda yok, arkadasin evinde iciyorduk,
sanirim fazla kacirdim, biraz sarhosum orada unutmus olmam lazım" demis.. Polis dumur olmus tabii..Kirmizi isik,
alkol, ehliyet ruhsat yok...Gitmis komiserine durumu anlatmis... Komiser gelmis adama ehliyet ruhsat sormus, adam cikartip
uzatmis hemen.Komiser sasirmis tabiii... Alkolmetreyi cikarip ufletmis, adamda zerre alkol yok... Sasirmis tabi..
"Yaw memur bana sizin alkollu oldugunuzu ve ehliyetinizin yaninizda olmadigini soyledi" demis. Bizim uyanik donmus
komisere.. "Siz ona aldirmayin, pek iyi degil galiba.. Birazdan size kirmizi isikta gectigimi filan da soyleyebilir"
Doktor
Çekici bir genç kadın, çok zayıf bir bebeği doktora kontrole götürür.Bebeğe
bakan doktor : -Bu çocuk iyi gıda almıyor, der ve kadına dönerek: -Lütfen soyununuz, diye rica eder.
Soyunan kadının, göğüslerini iyice kontrol ettikten sonra doktor : -Düşündüğüm gibiymi? hanımefendi
der, sizin hiç sütünüz yok. Kadın : -Tabi olmaz doktor bey, der.Ben çocuğun teyzesiyim...
İyilik
Birgun bir adamin karsisina bir cin cikmis, "benden uc dilek dile.." demis. Adam:"Kaynanmı, artik
gormek istemiyorum" deyince cin bir anda adamin gozlerini oyuvermis. Adam aci icinde kivranarak:"Ne yaptin yahu" deyince
Cin:"Eee, sen artik kaynanamı gormek istemiyorum demedin mi? Artik gormeyeceksin"demis. "Simdi soyle bakalim
ikinci istegin nedir?" Adam: "Madem bu boyle oldu, ama hiç olmazsa aletim bacaklarima değsin ki teselli bulayim"
deyince cin şak diye adamin bacaklarini keserek aletiyle ayni boya getirmis. Adam yine aci icinde "ne yaptin ulan"
deyince... Cin:"Eee artık değiyor işte" demis ve eklemis "Sira son isteginde" Adam:"Yahu senin
hic yaptigin iyi bir sey yok mu? Iyilik olarak ne yapabiliyorsan bana onu yap" deyince cin adamin arkasina gecmis ve adami
bir guzel becermis. Adam yine bagirarak:"Ne yapiyorsun ulan, bu nasil iyilik" deyince Cin cevap vermis:"Bu sana en
iyi iyiliktir, hem korsun hem topalsin, baska kim becerir seni !!!.."
Sperm testi
Bir gün
75 yaşında bir ihtiyar sperm testi yaptırmak için doktora gider. Doktor adama bir kavanoz verir ve : -Bunu
doldurup yarın bana getirin, der. Ertesi gün ihtiyar kavanozu getirip doktora verir. Doktor kavanoza bakar ve boş
olduğunu görür ve sebebini sorar. İhtiyar anlatmaya başlar : -Doktor bey, dün gece sağ elimle
denedim olmadi, sol elimle denedim gene olmadı. Karımı çağırdım, o da sağ ve sol elleriyle
denedi, ağzıyla denedi önce dişini çıkararak sonra dişini takarak denedi gene olmadı. Baktık
olacak gibi değil komşunun karısını çağırdık o da iki elini ve ağzını
denedi gene olmadı, deyince doktor kendini tutamamış : -Naaptınız, komşunun karısını
da mı çağırdınız, diye sormuş. İhtiyar da : -Napalım, açamadık şu
lanet kavanozu bir türlü.
Diş çektirmek mi??
Diş hekiminin odasına giren genç
ve güzel kadın : -Ah doktorcuğum, dedi.Bu dişi çektirmektense, çocuk doğurmayı tercih ederim.
Doktor : -Öyleyse koltuğun ayarını yapmadan önce kararınızı verin.
Kitapçıda
Adam kitabevinden içeri girdi, tezgahta duran gence sordu : -Sizde "Kadinlara Karsi Zafer Kazanan Erkek" romanı
varmı? Tezgahtar eliyle az ötesini işaret etti : -Var efendim, orada masal kitapları bölümünde bulabilirsiniz.
İletişim
Kari koca muthis kavga etmisler ve kusmusler bakmislar olcak gibi deyil
ve birbirlerine notlar yazarak anlasmaya karar vermisler.Bir gun adam bir is gorusmesi yapmis ve sabah 8.30 da ise gitmesi
gerek komidinin uzerine bir not yazip koymus "sabah beni saat 8.00 de" kaldir ertesi gun olmus adam bir kalkmis saat
10.00 muthis sinirle firlamis yatakdan ve basuncunda bir not " saat 8.00 kalk""
Doktor
Uzun
ve yorucu bir ask ve sevisme seansindan sonra doktor az otesinde uyuklayan hastasina bakarken birden cok fena halde sucluluk
duygusuna kapilmis. Panikler gibi olunca icini rahatlatmak icin kendi kendine soylenmeye baslamis "sakin ol Howard
sakin ol... O kadar da dert etme kendine.. Bu dunyada hastasiyla sevisen ilk ve tek doktor sen degilsin.. Pek cok
doktor yapmistir bunu.. Tam o sirada kalbinin derinliklerinden gelen vicdaninin sesini duymus. "Ama Howard sen veterinersin..."
Neyle çalıyorum?
Gecenin bir vakti genelevin kapısı yıkılacak gibi
çalınıyormuş...güm güm güm. fahişelerden biri sinirle kapıyı açmış ve karşısında
iki koluda olmayan adamı görünce sormuş. - noluyor ne biçim kapı çalmak o öyle demiş adam -
çabuk bana bir karı ver acilen demiş Bunun üzerine kadın - Sen bu halinle kadını napıcan
neyine güveniyorsun diye sorunca Adam: - Bir saattir kapıyı neyle çalıyorum sanıyorsun demiş
İş başvurusunda
Adamın biri iş baş vurusunda bulunmak için
bir şirkete gitmiş şirkettekiler toplanıp adamı sınava almışlar . Sana bir soru
soracağız bilirsen işi alınacaksın demişler. Adam tamam demiş sorun.Soru şu yolda
gider, yolcu taşır şöför kullanır nedir bu? Adam düşünmüş otobüs demiş .Şirkettekiler
tamam kardeşim otobüs ama markası ne magirus'mu mercedes' mi MAN ' mı demişler. Tam adam çıkacakken
gel demişler sana bir hak daha tanıyalım söyle bakalım havada uçar pilot kullanır yolcu taşır
nedir bu? Adamcağız düşünmüş yolcu uçağı demiş. Şirkettekiler kusura bakma
demişler tamam yolcu uçağı ama Boing mi , Airbus mı, concorde mu demişler bilemedin güle güle demişler.
Adamcağız tam çıkacakken dönmüş bir soruda ben size sorabilirmiyim demiş söyleyin bakalım
kadınların iki bacağının arasında bulunur nedir bu? Şirkettekiler tabiki malum organın
adını hep bir ağızdan söylemişler. Adam dönmüş;tamamda kardeşim demiş ananınki
mi, ebeninki mi...
Dert
Eczaneye giren delikanli, eczaci hanimi görünce geri dönmeye davrandiysa
da, - Ne istediniz? Sorusu üzerine durmak zorunda kaldi. - Eczaci beyle görüsecektim. - Eczanenin sahibi benim.
Iki de bayan ortagim var. Ne istediginizi bize söyleyebilirsiniz. Delikanli, kizarip bozararak: - Son günlerde
bir seyler oldu bana, dedi. Kadinlar beni çok tahrik ediyor.Üç bes kadin bile yetmiyor. Bunun için bana acaba ne verebilirsiniz?
Eczaci hanim: - Bir dakika, dedi içerdeki arkadaslarimla Konusayim. Geri dönünce: - Size, dedi, ayda sekiz bin
frank verebiliriz. Bizim evde kalirsiniz, yiyip içmek de bizden.
Reel ve potansiyel
Çocuğun
birisi, bir gün matematik dersi sonrasında kafasında bir takım soru işaretleri ile babasına gelir.
Babası, "Oğlum bugün okul nasıl geçti?" diye sorunca, çocuk babasına anlatır. "Babacığım
her sey iyiydi. Ama matematik dersinde anlatılan "reel" ve "potansiyel" kavramlarını anlayamadım". Bu
durum üzerine babası çocuğuna bu kavramları ilginç bir yöntemle anlatmaya karar verir. Çocuğuna, annesine
gitmesini ve ona 1 milyon dolar karşılığında Robert De Niro`yla yatıp yatmayacağını
sormasını ister. Çocuk gider ve sorar. Annesi, 1 milyon dolar`a gerek olmadığını, bedava olarakta
seve seve Robert De Niro`yla yatabileceğini söyler. Çocuk bu cevabı babasına iletir. Bunun üzerine babası
çocuğun ablasına giderek ona 1 milyon dolar karşılığında Leonardo Di Caprio`yla yatıp
yatmayacağını sormasını ister. Çocuk ablasına gider ve sorar. Ablasıda annesi gibi, 1 milyon
dolar`a gerek olmadığını bedava bile seve seve onunla yatabileceğini belirtir. Çocuk bu cevabı
da babasına iletir. Babası ise söyle der. "İşte oğlum sorularının cevabı. Şu
anda elimizde reel olarak 2 milyon dolar para, ve 2 tane potansiyel orospu var."
İnanır mısınız?
Bir bayanın yatak odasındaki gardrop bozuktur. Evin yanında bulunan istasyondan tren geçince
kapağı açılmaktadır. Bunun için bir gün bir marangoz çağırır. Marangozu yatak odasına
götürür ve dolabı gösterir. O anda bir tren geçer ve gardrobun kapağı kendiliğinden açılır.
Marangoz menteşelere, kilide bakar. Hanımefendi buradan gardrobunuzun nesi olduğunu anlayamadım. Şimdi
ben içine gireyim ve siz kapağı kapatın, böylece ben içeriden bakarım belki böyle anlarım der. Marangoz
içeri girer, kadın kapağı kapatır. O anda kapı çalar. Kadın kapıyı açar. Kadının
kocasıgelmiştir. Kocası doğru odasına gider ve üstünü çıkarıp asmak için gardrobunu açar.
Bir bakar ki gardropta bir adam. Kızarak adama bağırır. "Ne işin var senin burada?" der. Marangoz
korkmuş bir vaziyette cevap verir. "Şey beyefendi ne desem ki, şimdi size burada tren bekliyorum desem
inanır mısınız?"
Vefakar aile
Yamyam baba-oğul balta girmemiş
ormanda dolaşırken nehirde yıkanan genç ve çok güzel bir kadın gördüler. Oğul sordu : -Ne
dersin baba, yiyelim mi onu? Baba bir an düşündükten sonra : -Hayır, bunu eve götürür, onun yerine anneni
yeriz! dedi
İyilik meleği
Adamın işi varmış, Ankara'ya gidiyormuş,
tam uçağa binerken kulağında bir ses : -Binme, bu uçak düşecek! Dönmüş, bakmış,
kimse yok, ama içine de bir kurt düşmüş, binmemiş. İkinci uçağı beklerken kara haber ulaşmış
: -Uçak düştü kurtulan olmadı! Koşmuş Haydarpaşa'ya, bilet almış, tam trene binecek,
aynı ses kulağında -Binme bu trene, raydan çıkacak! Dönmüş, bakmış yine kimse
yok, trene binmemiş, gelmiş eve, sabah gazeteyi açınca tüyleri ürpermiş : -Tren Eskişehir'de
raydan çıktı şu kadar ölü, şu kadar yaralı... Allahına şükretmiş, koşup otobüse
bilet almış, tam binerken yine o ses : -Bu otobüse binme, freni patlayacak! Dönmüş yine kimse yok!
Dayanamamış, bağırmış : -Sen kimsin yahu? -Ben senin iyilik meleğinim! Adam
iyice kızmış : -Ulan evlenirken neredeydin!
Obarana
Birkaç Fransız
kantinde gevezelik ederken içlerinden biri sorar: -Gütenberg kim? Biliyormusunuz? -Hayır, der ötekiler. -Güzel,
sizde benim gibi gece kurslarına gitseydiniz, Gütenberg'in basım makinasını bulan kişi olduğunu
bilecektiniz.... Ya Panmentier'i? -Hayır, der ötekiler. -Güzel, sizde benim gibi gece kurslarına gitseydiniz,
Panmentier'in patatesi bulan kişi olduğunu bilecektiniz.Eğer gece kurslarına gitmezseniz yaşam
boyunca.... İşte ozaman, aralarında lehimci olanı öfkelenip patlar : -Oldu, anlaştık!
Gütenberg'i, Panmentier'i bilmiyoruz. Sen Obarana kim biliyormusun? -Hayır! -Peki öyle ise öğren! Obarana,
sen gece kurslarına giderken karınla yatan heriftir!
Kızamık
Bey,
telefonu açıp seslendi : -Alo...Doktor Bey, bizim oğlan kızamık. -Biliyorum, dedi doktor, dün
sizin eve girip gerekli şeyleri söyledim,kendisini kimseyle temas ettirmeyin ve.. -Ama doktor bey, oğlan hizmetçiyi
öpmüş bir kere... -Ya bu fena işte...Öyleyse hizmetçiyi de karantinaya almalı. -Doktor bey, bir şey
daha var, sonra hizmetçiyi bende öptüm... -O... İşler çatallaştı, hastalık herhalde size de bulaşmış
olmalı. -Ya..sonra ben karımı öptüm... -Ne diyorsun be? Öyleyse ben de kızamık olacağım
demek...
Hep boğa mı?
İspanya'da tatilini geçiren turist, restoranda tipik
bir İspanyol yemeği yemek istemişti. Listeyi uzun uzun inceledi.Cojano adı dikkatini çekti.Neolduğu
hakkında hiçbir fikri yoktu.Parmağını basıp, garsona işaret etti.Garson bir tabak içerisinde
yemeğini getirdi.Nefis bir şeydi ama içindekinin ne olduğunu çıkaramadı.Bir çeşit etti ama ne?...Garsonu
çağırdı ve sordu...Garson anlattı : -Bugün boğa güreşlerine gittiniz mi bayım?_ -Evet...
-İşte bu yediğiniz yemek bugün arenada öldürülen boğanın yumurtalıklarından
yapıldı. Adam ertesi gün gene aynı restorana gitti.Tadı damağında kalan yemeği Cojano'yu
bir kez daha istedi.Lezzetle yedi.Artık ahbap oldukları garson hatır sormaya geldi : -Nasıl memnun
kaldınız mı bayım? -Kaldım kalmasına ama bir şey dikkatimi çekti.Dün yediğim Cojano
biraz daha büyüktü gibi geldi bana. Garson başını iki yana salladı : -Her zaman boğa
kaybetmez bayım...
AMELİYAT YERİ
İki sevgili bir ağacın gölgesinde
otururlar.Delikanlının tatlı sözleri arasında bir ara kız sevgilisinin kulağına fısıldar
: -Sevgilim sana apandist ameliyatı olduğum yeri göstereyim. Delikanlının gözleri parlar. -Göster
canım göster. Kız eliyle uzak bir yeri göstererek : -Bak şu ilerde görünen sarı bina var ya, onun
üçüncü katı....
EVCILIK OYUNU
On yildir evlilermis.. Ama gerdek gecelerinden baslayarak,
adam hep karanlikta sevismek konusunda israr etmis.. Kadincagiz yillar yili kac kez sabahlara kadar yalvarmis, bir kerecik
olsun, isiklari yakip sevismek icin ama adam hep inatla "Hayir" demis.. "Kesinlikle olmaz. Ille de karanlikta sevisecegiz.."
O gece kadincagiz gene isiklari yakmak icin yalvaracak gibi olmus, ama hemen vazgecmis. Kocasi on yil sonra insafa gelecek
degil ya.. Vazgecmis ama sadece yalvarmaktan. Kafasina koymus, bu kez cunku.. Tam sevismenin en heyecanli ani, en
doruk noktasinda elini kaydirip, yatagin bas ucundaki gece lambasinin dugmesine dokunuvermis.. Birde ne gorsun. Kocasinin
beline, o yapay aletlerden biri bagli degil mi?.. "Bunu bana nasil yaparsin" diye haykirmis.. "Bunca yildir, bu isi
sahte bir aletle yaptigini bana soylemedin bile.. Hemen acikla bana her seyi.. Hemen.." Adam cok ama cok sogukkanli
yanit vermis.. "Tamam, tamam.. Her seyi izah edecegim sana.. Ama once sen bana su 3 cocugumuzu izah et, bakalim!.."
BEN
DE GELIYORUM
Diyarbakır'da Sehmus okula gelir, tabii bizim Sehmus ilkokul talebesi, ama her tarafi yara
bere icinde, hoca sorar -Sehmus oğlum ne oldu sana?, Sehmus der -Babam dovmistir. Hoca sorar: -Niye
oğlum? -Valla bilmiyom hocam aksam evde yatiyik biraz sonra babamin sesini duyuyom, Ali uyudun mi Ali'den ses cikmiy
Veli uyudun mi, e Veli'den de ses cikmiy Memed uyudin mi Memed'den de ses cikmiy Sehmus uyudin mi diy, ben de yok buba uyumadim
diyrem oda geliy beni doviy. Bunun uzerine hoca, bak Sehmus bu gibi durumlarda uyumasan da ses etmemek lazimdir der.
Sehmus kafa sallar eve gider, ertesi gun okulda Sehmus daha fena dovulmus olarak gelir. Bunu goren hoca merakla gider yanina
; -Sehmus ne oldi kim yapti,der. Sehmus: -Bubam yapmistir. -Niye Sehmus ne oldi? Sehmus anlatir: -Hocam aksam
evde yatiyik biraz sonra yine babam in sesini duyuyom, Ali uyudun mi Ali' den ses cikmiy Veli uyudun mi e Veli'den de ses
cikmiy Memed uyudin mi Memed'den de ses cikmiy Seyhmus uyudin mi diy, ben de uyumadim ama hic ses itmedim Bunun uzerine
anam ile bubam bir giprasmaya basladiler anlamadim ne oliy biraz sonra anam dedi ki, la ihsan ben geliyom, bubam da haticem
ben de geliyom dedi ben de ula nereye gidiyonuz ben de Geliyom dedim...
ÇIPLAKLAR KAMPI
Temel
annesi ve babasi seyahate gider. Fakat otelde bos yer yoktur.Otelci onlara ileride bulunan ciplaklar kampini tavsiye eder.
Baska careleri olmayinca oraya giderler. Birazdan Temel kosa kosa gelir ve annesine sorar: Anne neden bazi kadinlarin
gogusleri buyuk bazilarin kucuktur? Annesi cevap verir.Oglum buyuk gogusluler aptaldir kucuk gogusluler akilidir ondan. Temel
gider ve birazdan kosarak gelir. Anne neden bazi erkeklerin organi buyuk bazilarin kucuktur ? Oglum organi buyuk olanlar
akilidir kucuk olanlar aptaldir. Temel biraz dusunur ve annesine cevap verir. Biraz once babami aptal bir kadinla oynarken
gordum ve git gide akillaniyordu.
SISEDEN IC
Adamin biri bir gece bir sokakta yururken yerde
bos bir sise gorur.Can sikintisiyla siseye bir tekme vurur.Sans bu ya siseden bir cin cikar. Ne dilersen dile benden der.
Adam biraz dusunur ve votka icmeye bayilirim ve istedigim zaman votka icmek isterim. Bu yuzden senden votka isiyebilmemi saglamani
istiyorum. Ve cin isteneni yapar.Adam eve gelir bir bardak alir ve bardaga iser.Bardagi soyle bir havaya kaldirir.Temizdir..Koklar.Votka
gibi kokmaktadir.Ve tadar..Hayatinda ictigi en iyi votka elindeki bardaktadir.Bardagi buyuk bir keyifle bitirir ve karisina
seslenir..Kadin gelir.Onun icinde bardaga iser ve kadindan icmesini ister. Kadinnazlanir ama adam cok israr edince tadina
bakar.ve o da enfes voykayabayilir.Butun gece icerler.Ertesi aksam adam eve gelir ve karisina iki bardak getirmesini soyler.Adam
bardaklara iser ve sonuc yine aynidir ve yine sabaha kadar icerler.Ertesi aksam da adam eve gelip iki bardak ister ve yine
alem yaparlar.Butun hafta boyle gecer .Cuma aksami adam! yine eve gelir.Karisina bir tane bardak getirmesini soyler.Kadin
bardagi alip gelir adam icine iser.Bir yudum alir ve oh ceker.Kadin sorar. Neden bir bardak istedin kocacigim ben icmeyecekmiyim?
Elbette, sen de iceceksin ama sen bu gece siseden iceceksin.
FARE
AliCan babasının
odasinda prezervatif bulmus. Baba bu ne demis. Babasi: -Yavrum ben onunla fare öldürüyorum demis. AliCan cevabi yapıştırmış:
-Baba sen fareleri mike mike mi öldürüyorsun?
BIR BULSAM
Adamin biri bir gun sehrin,
hatta belki de ulkenin en meshur, her nasilsa, bayan olan, cinsel konularda uzman hekime gitmis muayene olmaya. Neyse bizimki
doktorun karsisina cikmis, utana sikila, ancak -Benim cinsel iliskilerde sorunum var- diyebilmis. Tabii ki bizim meshur
ve ayni zamanda cok basarili bayan doktor demis ki: - Merak etme, ben bu tur sorunlari cok gordum, hemen hepsi duzelir
vs - daha sonra da bir ilac vermis 1 hafta kullanip kontrole gelmesini emretmis. Bizim adam, bir hafta sonra gelmis, demis:
- Doktor hanim benim sorunda hic bir degisiklik olmadi- doktor sasirmis, demis baska ilac ekleyelim bakalim, bir hafta
sonra tekrar gel. Adam bir hafta sonra gelmis, demis - Hic bir degisiklik yok-. Bizim doktor iyice sasirmis, demis sunu
da kullan bakalim tekrar gel kontrole. Adam yine gelmis haftasina, demis - Yok bir degisiklik-. Bizim doktor iyice sasirmis,
kafayi yiyecek, demis - Ben hic boyle vaka gormedim, gel beni yap, gormek istiyorum nasil beceremiyorsun.- Adam acmis
baslamis bizim doktor hanimla mercimeği fırına vermeye, bizim doktor iyice saskin, dondurmus kafasini, demis
- Hani beceremiyordun, bal gibi yapıyorsun- demis. Adam da: -Doktor hanim, bulamıyorduk ki yapalim
HAPİS
Kadın, gece yarısı yanından kaybolan kocasını bulmak için kalkar.Evde yalnızlık
içinde, aşağıdan bir ses duyar. Aşağı iner ve tekrar dinlemeye başlar, ama kocasını
bulamaz. Biraz daha aramak için aşağı depo'ya iner, orda kocasını dizleri üstüne çökmüş, duvara
dönmüş ağladığını görür. merakla sorar, "Kocacığım, neyin var, ne oldu ?"
Kocası , "Hatırlıyor musun, Baban bizi beraber yakaladığında bir soru sormuştu, ya
evlenirsin yada 20 yıl hapis çekersin." Kadın şaşırarak "Eeee ne oldu ?" Adam, "Bu gün, hapisten
çıkacaktım da"
NASIL SAVUNMA AMA??
Bir çift , göl kıyısına tatile
gider.. Gölde bazı bölümlerde balık avlamak yasaktır.Koca, yasak olmayan bölümlerde avlanarak, kadın
da kitap okuyarak günlerini gecirmektedirler.Derken bir gün adam balık avlamaktan gelir ve öğleden sonra kestirmek
üzere odasına cekilir.Kadinin cani sıkılır ve botla golde bir gezinti yapmaya karar verir. Bu gezinti
umdugu gibi gitmez ve botun hakimitiyetini yitirir. Bot göl üzerinde serbestce dolaşmaya baslar. Kadın da yapacak
bir sey olmadigi icin çıkarip kitabını okumaya baslar. Derken devriyeye cikmis olan serif kadini gorur ve yanina
yanasir.. "Hanımefendi burada ne yapiyorsunuz?" "Görmüyor musunuz kitap okuyorum." "Ama bu bölgede balık
avlamak yasaktır." "Zaten ben de balık avlamıyorum" "Ama gerekli butun ekipmana sahipsiniz, sanirim
sizi karakola goturup ceza kesmem gerekiyor." "Eger boyle bir sey yaparsaniz ben de bana tecavuz ettiginiz soylerim."
"Size dokunmadim bile..!!" "Ama gerekli tum ekipmana sahipsiniz, değil mi?"
ESINIZI EVE ERKEN
GETIRMENIN YOLU
Tipik bir maco tipik guzel bir kadinla evlenmis. Dugunden sonra adam asagidaki kurallari
siralamis -Eger istersem evde olacagim canim ne zaman isterse.. bana gucluk cikarmani dir dir etmeni istemiyorum -Baska
turlu soylemedigim surece her aksam iyi bir aksam yemegi hazir bulmak istiyorum -Eski arkadaslarimla ava, baliga,
icmeye veya kart oynamaya da gidecegim ve sen karismayacaksin Bunlar benim kurallarim yorumun var mi?" Yeni gelin
cevap vermis? "Hayir, benim icin uygun.. Yanliz sunu bilmelisin bu evde sex her gece saat 7 de olacak.Sen olsan da
olmasan da .."
SADECE SARILMAK
Kari-koca yatagi giriyorlar, tansiyonlar yülseliyor, sevismeye
hazirlaniyorlar. Ancak kadin durup dururken, "Dur, canim istemiyor, sadece bana saril"diyor. Adamcagiz, "Neden?"
diyor. Karisi: "Bir kadin olarak sevgi ihtiyaçlarimi anlamiyorsun" diyor Adam, sevisemeyeceklerini anliyor ve kadinin
istedigini yapiyor. Ertesi gün, adam, karisini çok güzel bir magazaya götürüp, alisveris yapiyor. Kadin, 3 tane
pahali kiyafet deniyor ama karar veremiyor. Adam, karisina hepsini almasini söylüyor. Sonra, $200'dan 3 çift ayakkabi
da aliyor.. Sonra, pirlanta küpeler aliyor. Kadin heyecanlaniyor, mutlu oluyor.. Kocasinin delirdigini düsünüyor ama
umurunda degil, pirlanta kolye de aliyor.Kocasi, "Kolye sevmezsin sen ama bunu begendiysen, alabilirsin" diyor. Kadin
zipliyor, yerinde duramiyor mutluluktan. "Hazirim, kasaya gidelim" diyor kadin. Kocasi: "Hayir, hayir, hayir bunlari
satin almayacagiz ki" diyor. Karisinin yüzü bembeyaz oluyor. Kocasi: "Tabi almayacagiz, bunlara sadece sarilmani istiyorum"
KADIN VE ERKEKLERIN YAS DÖNEMLERI
ERKEK YAS DÖNEMLERI 17: BIRA 25:
VISKI 35: VODKA 48: DUBLE VOTKA 66: MIDE ILAÇLARI
BAYANLARI TAVLAMA SÖZLERI 17: AILEM
BU HAFTASONU YAZLIKTA 25: KIZ ARKADASIM BU HAFTASONU YAZLIKTA 35: NISANLIM BU HAFTASONU YAZLIKTA 48: KARIM BU
HAFTASONU YAZLIKTA 66: IKINCI KARIM DA ÖLDÜ
YASLARA GÖRE EN SEVILEN SPOR 17: SEX 25:
SEX 35: SEX 48: SEX 66: SEKERLEME
YASLARA GÖRE KIZ ARKADASLARIYLA BASARILI BIR GECE 17:
ÖPÜSMEK 25: KAHVALTIYA KADAR UZANAN BIR GECE 38: TERAPI SAATIME YETISTIM 45: TANRIYA SÜKÜR ÇOCUKLARIYLA TANISMAK
ZORUNDA DEGILIM 66: EVE SAG SALIM DÖNDÜM
YASLARA GÖRE EN IDEAL EVLILIK YASI 17: 25 25:
35 35: 48 48: 66 66: 17
YASLARA GÖRE KIZ ARKADASLARIYLA KEYIFLI BIR GECE 17: 3 TANE
KORKU FILMI IZLEMEK 25: BIR AN EVVEL YEMEK YEYIP, EVE GITMEK 35: YEMEGI BOSVERIP, DIREK EVE GITMEK 48: KADIN YEMEK
YAPSIN DIYE EVINE ÇAGIRMAK 66 VEGAS'A GIDERKEN UÇAKTA SEX YAPMAK
KADINLAR
KADINLARA
GÖRE YAS DÖNEMLERI : ALKOL 17: WINE COOLER 25: BEYAZ SARAP 35: KIRMIZI SARAP 48: SAMPANYA 66:
ADAMA ÇOK IÇKI IÇIRMEK
KADINLARA GÖRE ERKEKLERI REDDETME YÖNTEMLERI 17: SAÇLARIMI YIKAYACAGIM
25: SAÇLARIMI YIKAYACAGIM VE KREMLEYECEGIM 35 SAÇLARIMI BOYAMAM LAZIM 48: SAÇLARIMI YINE BOYAMAM LAZIM 66:
PERUGUMU BOYATMAM LAZIM
KADINLARA GÖRE EN SEVILEN SPOR 17: ALISVERIS 25: ALISVERIS 35:
ALISVERIS 48: ALISVERIS 66: ALISVERIS
KADINLARA GÖRE, KEYIFLI BIR GECE 17: BURGER KING
25: BEDAVA YEMEK 35: PIRLANTA 48: DAHA DA BÜYÜK BIR PIRLANTA 66: EVDE YALNIZ KALMAK
KADINLARA
GÖRE FANTEZILERINDEKI ERKEK 17: UZUN BOYLU, ESMER, YAKISIKLI BIR ERKEK 25: UZUN BOYLU, ESMER, YAKISIKLI,
ZENGIN BIR ERKEK 35: UZUN BOYLU YAKISIKLI, ZENGIN, AKILLI BIR ERKEK 48: SAÇLARI OLAN BIR ERKEK 66: BIR ERKEK
KADINLARA
IDEAL EVLENME YASI 17: 17 25: 25 35: 35 48: 48 66: 66
KADINLARA GÖRE IDEAL BIR
ERKEK 17: ERKEK ÖDER 25: ERKEK ÖDER 35: ERKEK KAHVALTI HAZIRLAR 48: ERKEK ÇOCUKLAR IÇIN DE KAHVALTI
HAZIRLAR 66: ERKEK KAHVALTISINI ÇIGNEYEBILIR.
NE KADARA?
İngiliz leydisine sormuslar:
- Yüz milyona yapar mısınız? - Yüz milyon fena para degil. - Bir milyona yapar mısınız?
- Siz beni ne sanıyorsunuz? - Ne oldugunuzu anladık da pazarlık yapıyoruz.
NE
KOYSAYDIK?
Vitrinde bir saat varmış, saat tamir ettirmek isteyen biri gelmis. - Burasi sünnetçi,
saat tamiri yapmiyoruz, demisler. - Peki vitrine neden saat koydunuz? - Ne koysaydik birader?
POMPA
Adam bogulmus. itfayenin pompasi agzina dayamislar devamli çekiyorlar.Yosunlar denizanalari falan geliyor. Oradan
geçmekte olan ve pompadan anlayan bir adamcagiz uyarmis - Poposunu denizden çikarmazsaniz pompa yanacak
ANNELER
HERŞEYİ BİLİR
Hasan annesini aksam yemeğine davet etmiş. Yemek sırasında
anne hep Hasan’ın ev arkadasının ne kadar cekici oldugunu dusunmeden edememis. Yemek boyunca ogluyla
kız arasında neler oldugu konusunda meraktan çıldırıyormuş. Bunu farkeden Hasan ‘Anneciğim
Ayse ile aramızda inan hicbir sey yok. Biz sadece ev arkadasıyız’ demis.Bir hafta kadar sonra Ayse Hasan’a
sormus: ‘ Annenin yemege geldigi geceden beri çorba kepçesini bir türlü bulamıyorum. Nerde oldugu konusunda
bir fikrin var mı? Sence annen almış olabilir mi?’ Hasan cevap vermis ‘Aldığını
sanmıyorum ama bir e-mail gönderip ona sorayım’ ve annesine şöyle yazmıs: ‘Annecigim,
sana aldın demiyorum, almadın da demiyorum ama gercek şu ki bize yemege geldiginden beri çorba kepçesi kayıp’
Bir kac saat sonra annesinden soyle bir e-mail gelmis: ‘ Sevgili oğlum, sana Ayse ile yatıyorsun ya
da yatmıyorsun demiyorum. Ama gercek su ki eger o kendi yatagında uyuyor olsaydı simdiye kadar corba kepcesini
coktan bulmus olmalıydı..’
DEĞİŞMEYEN ŞEY
Genc cocuk
babasına ‘ Baba Afrika’nın bazı yerlerinde erkegin evlenene kadar karısını tanımadıgı
dogru mu?’ ‘Evet ama oglum bu her ulkede boyle.'
AKILLICA
Kadın adama
‘ Siz üçüncü kocama ne kadar benziyorsunuz.’ Adam ‘Yaa! Kac kez evlendiniz?’ Kadın ‘İki’
MELEK
Birici adam gururla ‘ Benim karım bir melek’ İkinci adam
‘ Şanslısın benimki hala yasıyor.’
EŞ İLANI
Adam
gazeteye ‘Eş aranıyor’ ilanı vermis. Ertesi gun yuzlerce mektup almıs. ‘ Benimkini alabilirsin!’
MALİYET
Kucuk cocuk babasına ‘Babacıgım evlenmek kaca malolur?’
Baba ‘Bilmiyorum oglum, hala oduyorum.’
TANRI Baslangıcta Tanrı dunyayı
yarattı ve dinlendi. Daha sonra erkegi yarattı ve dinlendi. Ve sonra kadını yarattı. O gun bugundur
ne Tanrı, ne de erkek dinlenebildi
SORULAR
Neden erkekler karılarından once
olurler? Cunku bunu isterler. İki kadınla evlenmenin en kotu yanı nedir? İki kaynanaya sahip
olmak. Karınızın dogumgununu hatırlamanın en kolay yolu nedir? Dogum gununu hemmen unutmaktır.
Eger karınızın sizin soylediklerinizi dikkatle dinlemesini istiyorsanız : Uykunuzda konusun. Dusunsenize
eger evlilik olmasaydı erkekler oyle yasayıp gideceklerdi, hicbir hatalarının farkına varmadan. Erkeklere
gore evlilik nedir? Bedavaya camasırlarınızı yıkatmanın pahalı yolu. ANA
FİKİR Kadınlar kel kafayla, koca bir bira gobegiyle caddede boburlenerek yuruyup hala guzel olduklarını
dusununceye kadar erkeklerle esit olamayacaklar. : İŞTE KADIN ZEKASI Bir kadinla bir
adam ayri ayri arabalarinda giderlerken carpisirlar. Ikisinin de arabasi mahvolur ama sans eseri ikisi de hic yara almadan
kurtulur. Arabalarindan surunerek cikarlar ve kadin adama bakip: -Cok ilginc! Sen erkeksin ben de kadin.Arabalarimiz mahvoldu
ama ikimizede hicbir sey olmadi. Bu belki de tanisip,dost olup,hayatimizin sonuna kadar huzur icinde birlikte yasamamiz icin
bir isarettir" der. Muthis heyecanlanan adam: "Evet, galiba haklisin" diye cevap verir. Saskinlikla "Bak, arabam
hurdaya dondu ama bir sise sarap sapasaglam. Bu kesin bir isaret. Bu sarabi icip sansimizi kutlamaliyiz" diye devam eden kadin,
sarap sisesini adama uzatir. Adam siseyi alir, acar ve yarisini icip kadina verir.Kadin hemen sisenin mantarini kapatip
adama geri uzatir.Bunun ustune adam sorar: "Sen icmeyecek misin?" Kadin cevap verir: "Hayir, ben polisi bekleyecegim!"
Terzi Agop
Terzi Agop ile Vartanuş evlenmişler... Mutlu birkaç
yıldan sonra bir gün terzi Agop pat diye ölüvermiş... Genç dul Vartanuş da Demirci Agop ile evlenmiş...
Gerdek gecesi Demirci Agop geçmiş Vartanuş'un karşısına, yavaş yavaş soyunmaya baslamış...
Önce pazularını göstemiş: - Bunlar terzi Agop'ta var idi? - Yok idi, demiş Vartanuş...
Sonra üstünü çıkarmış geniş göğsünü göstermiş: - Böyle göğüs terzi Agop'ta var
idi? - Yok idi, demiş Vartanuş... Demirci Agop pantolonunu indirmiş, bacak kaslarını göstermiş:
- Bunlar terzi Agop'ta var idi? - Yok idi, demiş Vartanuş... En son demirci Agop külodunu indirmiş:
Böylesi terzi Agop'ta var idi? Vartanuş'un sabrı taşmış: - Yok idi, yok idi, ama bu kadar
zamanda terzi Agop seni de halleder idi, beni de halleder idi, üstüne iki de pantolon diker idi!
Zifaf Gecesi
Uzun ikna turlarından sonra Ermeni mahallesinin 17 yaşındaki güzeller güzeli ve yoksul aile kizi ZIVART,
mahallenin zengin ve yaşlı 75 yaşındaki MIGIRDIC bey ile evlendirilir. İlk gece mıgırdıc
bey ölür. Durumu şüpheli bulan savcılığın açtığı dava sonucunda; mahkemede hakim sorar:
Kızım anlat bakalım nasıl öldü? Zivart, utangaç ve ermeni şivesiyle anlatır: Valla
hakim bey, malumunuz zifaf gezesi... Migirdic bey üstüme geldi... basladi titremege... ben zanetim geloor, meger gidoormus
!?
Micro Soft
Karısı Bill Gates'ten boşanmak istemiş. Hakim şaşkın,
aklı almıyor. "Hanımefendi lütfen sıkıntınız nedir söyleyin , böylesine dünyanın en
zengin adamından insan neden boşanmak isteyebilir?" diye sormuş. Kadıncağız çok dertli.
" Ah Hakim Bey", demiş "nasıl sıkıntım olmaz, biliyorsunuz işte hem < micro >, hem de
< soft >".
Ya da...
Kadınla kocasının arasında uzun süredir bir
faaliyet yokmuş. Koca ne yaparsa yapsın karısının ilgisini çekmeyi başaramıyormuş.
En sonunda çareyi karısını bir psikoloğa götürmekte bulmuş. Psikolog genç ve güzel kadını
problemini cözmek için : "Anlatın bakalım bir gününüz nasıl geçiyor "demiş. Kadıncağız
baslamış anlatmaya ... "Sabahlari işe geç kalmamak için taksiyle gidiyorum. Fakat yanımda para bulunmadığından
soför " Bayan ya parayı ödersiniz ya da ….." diyor. Mecbur kaldığım için ' ya da ' yı seçiyorum.
Durum böyle olunca işe gec kalıyorum tabii Patronu kapıda kaşlarını çatmış beni beklerken
buluyorum. Patron," ise böyle geç gelmeye devam edersen seni işten atarım ya da ….." diyor. Yine 'ya da' yı
tercih etmek zorunda kalıyorum. Akşam eve yorgun argın geldiğimde ev sahibi kapıya dayanıp kirayı
yine bir hafta geciktirdiğimizi belirterek " ya kirayı hemen ödersiniz ya da …." diyor. Eee, haliyle 'yada'
yı tercih ediyorum. Kocam eve geldiğinde de o işi yapacak halim kalmıyor tahmin edersiniz …" Psikolog
kadına bakıyor : "Hanımefendi tüm bu anlattıklarınızı kocanıza anlatabilirim ya
da ….
Pratik Zeka
Adamin biri birgün felç olan bir arkadaşını ziyaret
etmiş. Sohbet sırasında felçli arkadaşı adama "terliklerim yukarıda kalmis onları bana
getirirmisin lütfen" diye rica etmiş. Adam yukarı çıkmış, bir de ne görsün! Felçli arkadaşının
afet gibi iki kızı varmış. Hemen pratik zekasını çalıştırarak "Babanız
beni sizinle yatmam için gönderdi" demiş. Kizlar "Nasıl olur! imkanı yok demişler!" Adam "inanmıyorsanız
soralım" demiş ve aşağıya seslenmiş: "iKiSiNiDE Miiii!". Felçli adam bağırmış:
"iKiSiNiDE! iKiSiNiDEEEE!"
Usta Dişçi
Orta yaşlı yakışıklı,
barda yalnız başına oturan fevkalade şarışının yanına oturmuş.. Laf lafı,
laf kapıyı açmış tahmin edersiniz. Soyunmuşlar.. Bembeyaz çarşafların üzerine uzanırlarken
seksi sarışın sormuş: - Siz dişçisiniz galiba.. - Evet demiş adam, biraz şaşkın..
- Nerden anladınız?.. - Yatağa girmeden önce ellerinizi ne kadar dikkatle, ne kadar titiz sabunladınız,
ona dikkat ettim de.." Yarım saat sonra, seksi sarışın bir daha mırıldanmış: -
Siz sadece dişçi değil, çok büyük, çok usta bir dişçi olmalısınız!.. Adam hafiften kasılmış..
Yatağın başucundaki sigara paketine uzanırken mağrur mağrur sormuş: - Peki bunu nerden
anladınız?.. - Zor olmadı, hiçbir şey hissetmedim de..
Akıllı er
Bir albay, bir er, bir yasli kadin ve bir de genc kiz trende ayni kompartmanda yolculuk etmektedir. Tren bir tunele
girip kompartman karardigi zaman, MUCUK bir öpücük sesi ve ardindan SIIRRRRAAAK ! diye bir tokat sesi duyulur. Tünelden
ciktıktan sonra yasli kadin "Aferin genc kiza Nasil yapistirdi tokadi" diye düsünmekte ve kafasini sallamaktadir. Genc
kiz da "Zevksiz herif bu morukta ne buldu ki , bi de öpmeye kalkti ama kadin da iyi yapistirdi " diye dusunmektedir. Albay
ise "Ulan bizim esoglusu er, kizi öptü. Tokadi biz yedik" diye yanarken er de icinden soyle düsünmektedir: "Hehe. Aferin
lan bana. elimi öpüp nasil yapistirdim tokadi albaya...
Üç dilek
Bir gün ayı ile tavşan
ormanda geziyorlarmış.Karşılarına bir cin çıkmış.Ayı ile tavşan korktukları
için kaçmaya başlamışlar.Cin "Durun kaçmayın"demiş."Sizin üç dileğinizi yerine getireceğim".
Önce ayıya birinci dileğini sormuş. Ayı da "Bu ormandaki bütün ayıların dişi olmalarını
ve bana aşık olmalarını istiyorum"demiş. Cin daha sonra tavşanın ilk dileğini
sormuş. Tavşan da"Motorbisiklet istiyorum"demiş.Ayı tavşana"Sen salak mısın?Daha güzel
birşey isteyebilirsin"demiş. Cin ayıya ikinci dileğini sormuş. Ayı: "Bu ülkedeki bütün
ayıların dişi olmalarını ve bana aşık olmalarını istiyorum"demiş. Sonra
tavşan"Ben kask istiyorum"demiş. Ayı "Daha güzel birşeyler istesene"demiş ve son dileğini dilemiş.
"Bütün dünyadaki ayıların dişi olmalarını ve bana aşık olmalarını istiyorum"demiş.
Tavşan motoruna binmiş,kaskını takmış ve son dileği şu olmuş; "Ben bu
ayının ibne olmasını istiyorum"
Yer yokluğundan
Delikanli
kiz arkadasi ile aganigi naganigi yapacak yer ararlar ancak bulamazlar ve bir kamyonun altina girerler. Bir sure sonra
delikanlinin omzuna bir el dokunur delikanli bakar ki bir polis. Hemen toparlanir ve polis sorar; " Ne yapiyorsunuz
bakayim siz burada" Delikanli sogukkanli olmaya calisarak; " Hiic der kamyon tamir ediyordum" Polis " Bak oglum
der bu cumle ile 3 hata birden yaptin" " 1.cisi : Kamyon tamir edilirken yuz ustu degil sirt ustu yatilir"
" 2.cisi : Alt taraf degil ust taraf cikartilir" " 3.cusu : Kamyon gideli yarimsaat oluyor"
Çim
biçme makinası Supermarkete bir eleman aranmaktadir. Elemanin super tezgahtarlik bilgisine sahip olmasi
on kosullardan biridir. Bunun icin her gelen adaya bir de uygulama yaptirilarak performansina bakilmaktadir. Bir gun iceri
bir aday daha girer ve ise talip oldugunu soyler.Bunun uzerine oradaki deneyimli tezgahtarlardan biri gelerek sinamak icin,
"Evlat simdi beni iyi izle" der. Ilk gelen musteri "Bir paket cim tohumu istiyorum"der. Bunun uzerine tezgahtar
yesil, sari, uzun, kisa, cabuk buyuyen, kalin,ince bir suru cesit cim tohumunu ballandira ballandir anlatir ve adam sonunda
"Bana yesil ve ince olanindan bir paket lutfen"der ve tam parayi odeyip cikacak bizim kurt tezgahtar, "Beyefendi bir dakika.
Size bir de cim bicme makinesi verelim" diyerek soze girer ve onlarca cesit cim bicme makinesini avantajlarini, odeme kolayliklarini,bir
daha boyle bir firsat bulamayacaginı adama gene ballandira ballandira anlatir ve sonunda adam cim bicme makinesini de
alarak magazadan ayrilir. Bizim kurt "Hadi evlat bi de seni gorelim"der ve evlat tezgaha gecer. Yeni gelen bay musteri
bizim adaydan orkid ister. Bunun uzerine eleman bayagi atesli bir sekilde orkid cesitlerini, renkleri kalinliklarini vs.
vs. bizim kurt tezgahtardan hicte assagi kalmayacak bicimde anlatir. Musteri en sonunda bilmemne renkte orkidden bir
duzine kadar alir. Parayi odeyip cikacakken bizim aday, "Beyefendi size bir de cim bicme makinesi satalim" der. Adam,
"Hoppalaaa, niye ki?" diye soruncabizimki, "Beyefendi hafta sonu bi iş yapamiyacaksiniz, bari cimleri bicin !"
Cenaze Bir adam sabah yururken ilginc bir cenaze kafilesi farkeder; onde giden
kopekli bir adam, arkasynda bir tabut ve 10 metre arkadan gelen bir baska tabut ve tek syra olmus yaklasyk 200 adam.
Tuhafina gider. Kafilenin basındaki adam kuskusuz cenazenin sahibidir, yanina yaklasir ve sorar; "Beyefendi,
bu uzuntulu gununuzde hatırlatmak istemem ama olenler neyiniz oluyor?" Adam yanitlar "Ondeki karim arkadakide
kayinvalidem." "Vah vah basiniz sagolsun. Nasil oldu?" "Kopegim karima saldirip oldurmus. Kayinvalidemde karima yardima
gelmis onu da oldurmus." Adam biraz dusundukten sonra sorar; "Beyefendi kopeginizi odunc alabilir miyim?" "Siraya
gec"
Hocanın aklı
Dört universite ogrencisi sabahleyin uyanamayarak
matematik finalini kacirirlar, sinav ertesinde hocalarini yakalayip, zarzor bindikleri arabanin lastigi patladigi icin
sinavi kacirdiklarina ikna ederler. Kadın, yalvarmalarina dayanamayarak, bu dört arkadasa sinavi 3 gun sonra
yapacagini soyler. Sinav gunu geldiginde, matematik hocasi bizim dortluyu sinifin dört kosesine oturtur. Finali gecmek
icin de en az 50 almak lazimdir, sinavda da 5 soru vardir. Sayfanin onundeki 4 matematik sorusu basit sorulardir ve her biri
10 puanliktir. Kagidin arkasindaki soru ise 60 puanliktir ve de soru aynen şoyledir " Hangi lastik patladi ??
"
Ehvaaah!!
Gunlerden bir gun spermler ayaklanirlar. -Bu prezervatif cikali hicbir ise
yaramiyoruz, derler.Bir gun aralarindan biri one cikar ve: -Arkadaslar biz bu prezervatifi patlatip amacimiza ulasmaliyiz,
der.Savas naralari atarak saldiriya gecerler fakat hepsi carpip ölür.Bu olay gelenek haline gelir ve nesiller boyu
surer ve hic bir basari elde edemezler.Gunlerden bir gun aralarindan biri yine one cikar ve -Arkadaslar atalarimizdan
kalan bu gelenegi yerine getirmeliyiz ve bu sefer cok guclendik artik amacimiza ulasacagiz- der. Savas naralariyla yine
saldiriya gecerler ve en sonunda prezervatifi patlatirlar.Ondeki liderlerinden bagirarak bir ses gelir: -Imdat boka
battik geri donun !!!
Acele etmeyin
Alican çok terbiyesiz bir çocukmus. Bir gün annesinin
misafirleri konken oynamaya geleceklermis.Oglunun yanlis hareketlerde bulunacagindan korkan annesi misafirlere Alican
terbiyesiz bir laf ederse kalkip gidiyormus gibi yapin belki utanir demis.Misafirler tamam deyip oyuna basladiklari sirada
Alican içeri firlayarak"Anne anne limana bir gemi yanasti içinde bir sürü abaza denizci var,etrafta kari ariyorlar demis
Bunun üzerine kadinlar ayaga kalkip gidermis gibi yapmislar. Bu sirada Alican atılmış "Oturun oturun daha
birhafta buradalar "
Enayi değilim
Arabasını park edip lokantaya giren adam,
çıktğında arabasını akordeona dönmüş bir halde bulur. Cam sileceğinin altında
bir kağıtt vardır.Kağıdı açtığında, şu satırlarla karşılaşır
: -Ön vitesle geri vitesi karıstırıp arabanıza sert bir şekilde çarptım. Arabanızda
gördüğünüz gibi çok büyük hasar var. Olayı gören kimseler de şu an, ben bu satırları yazarken
çevremde toplanmış bulunuyorlar ve bu kağıda adımı ve adresimi yazdığmı sanıyorlar.Ne
halin varsa gör, o kadar enayi değilim!
Aklınızda bulunsun
Adamin birini
kirmizi isikta gectigi icin polis durdurmus, adamdan ehliyet ruhsat istemis. Adam da "Yanimda yok, arkadasin evinde iciyorduk,
sanirim fazla kacirdim, biraz sarhosum orada unutmus olmam lazım" demis.. Polis dumur olmus tabii..Kirmizi isik,
alkol, ehliyet ruhsat yok...Gitmis komiserine durumu anlatmis... Komiser gelmis adama ehliyet ruhsat sormus, adam cikartip
uzatmis hemen.Komiser sasirmis tabiii... Alkolmetreyi cikarip ufletmis, adamda zerre alkol yok... Sasirmis tabi..
"Yaw memur bana sizin alkollu oldugunuzu ve ehliyetinizin yaninizda olmadigini soyledi" demis. Bizim uyanik donmus
komisere.. "Siz ona aldirmayin, pek iyi degil galiba.. Birazdan size kirmizi isikta gectigimi filan da soyleyebilir"
Doktor
Çekici bir genç kadın, çok zayıf bir bebeği doktora kontrole götürür.Bebeğe
bakan doktor : -Bu çocuk iyi gıda almıyor, der ve kadına dönerek: -Lütfen soyununuz, diye rica eder.
Soyunan kadının, göğüslerini iyice kontrol ettikten sonra doktor : -Düşündüğüm gibiymi? hanımefendi
der, sizin hiç sütünüz yok. Kadın : -Tabi olmaz doktor bey, der.Ben çocuğun teyzesiyim...
İyilik
Birgun bir adamin karsisina bir cin cikmis, "benden uc dilek dile.." demis. Adam:"Kaynanmı, artik
gormek istemiyorum" deyince cin bir anda adamin gozlerini oyuvermis. Adam aci icinde kivranarak:"Ne yaptin yahu" deyince
Cin:"Eee, sen artik kaynanamı gormek istemiyorum demedin mi? Artik gormeyeceksin"demis. "Simdi soyle bakalim
ikinci istegin nedir?" Adam: "Madem bu boyle oldu, ama hiç olmazsa aletim bacaklarima değsin ki teselli bulayim"
deyince cin şak diye adamin bacaklarini keserek aletiyle ayni boya getirmis. Adam yine aci icinde "ne yaptin ulan"
deyince... Cin:"Eee artık değiyor işte" demis ve eklemis "Sira son isteginde" Adam:"Yahu senin
hic yaptigin iyi bir sey yok mu? Iyilik olarak ne yapabiliyorsan bana onu yap" deyince cin adamin arkasina gecmis ve adami
bir guzel becermis. Adam yine bagirarak:"Ne yapiyorsun ulan, bu nasil iyilik" deyince Cin cevap vermis:"Bu sana en
iyi iyiliktir, hem korsun hem topalsin, baska kim becerir seni !!!.."
Sperm testi
Bir gün
75 yaşında bir ihtiyar sperm testi yaptırmak için doktora gider. Doktor adama bir kavanoz verir ve : -Bunu
doldurup yarın bana getirin, der. Ertesi gün ihtiyar kavanozu getirip doktora verir. Doktor kavanoza bakar ve boş
olduğunu görür ve sebebini sorar. İhtiyar anlatmaya başlar : -Doktor bey, dün gece sağ elimle
denedim olmadi, sol elimle denedim gene olmadı. Karımı çağırdım, o da sağ ve sol elleriyle
denedi, ağzıyla denedi önce dişini çıkararak sonra dişini takarak denedi gene olmadı. Baktık
olacak gibi değil komşunun karısını çağırdık o da iki elini ve ağzını
denedi gene olmadı, deyince doktor kendini tutamamış : -Naaptınız, komşunun karısını
da mı çağırdınız, diye sormuş. İhtiyar da : -Napalım, açamadık şu
lanet kavanozu bir türlü.
Diş çektirmek mi??
Diş hekiminin odasına giren genç
ve güzel kadın : -Ah doktorcuğum, dedi.Bu dişi çektirmektense, çocuk doğurmayı tercih ederim.
Doktor : -Öyleyse koltuğun ayarını yapmadan önce kararınızı verin.
Kitapçıda
Adam kitabevinden içeri girdi, tezgahta duran gence sordu : -Sizde "Kadinlara Karsi Zafer Kazanan Erkek" romanı
varmı? Tezgahtar eliyle az ötesini işaret etti : -Var efendim, orada masal kitapları bölümünde bulabilirsiniz.
İletişim
Kari koca muthis kavga etmisler ve kusmusler bakmislar olcak gibi deyil
ve birbirlerine notlar yazarak anlasmaya karar vermisler.Bir gun adam bir is gorusmesi yapmis ve sabah 8.30 da ise gitmesi
gerek komidinin uzerine bir not yazip koymus "sabah beni saat 8.00 de" kaldir ertesi gun olmus adam bir kalkmis saat
10.00 muthis sinirle firlamis yatakdan ve basuncunda bir not " saat 8.00 kalk""
Doktor
Uzun
ve yorucu bir ask ve sevisme seansindan sonra doktor az otesinde uyuklayan hastasina bakarken birden cok fena halde sucluluk
duygusuna kapilmis. Panikler gibi olunca icini rahatlatmak icin kendi kendine soylenmeye baslamis "sakin ol Howard
sakin ol... O kadar da dert etme kendine.. Bu dunyada hastasiyla sevisen ilk ve tek doktor sen degilsin.. Pek cok
doktor yapmistir bunu.. Tam o sirada kalbinin derinliklerinden gelen vicdaninin sesini duymus. "Ama Howard sen veterinersin..."
Neyle çalıyorum?
Gecenin bir vakti genelevin kapısı yıkılacak gibi
çalınıyormuş...güm güm güm. fahişelerden biri sinirle kapıyı açmış ve karşısında
iki koluda olmayan adamı görünce sormuş. - noluyor ne biçim kapı çalmak o öyle demiş adam -
çabuk bana bir karı ver acilen demiş Bunun üzerine kadın - Sen bu halinle kadını napıcan
neyine güveniyorsun diye sorunca Adam: - Bir saattir kapıyı neyle çalıyorum sanıyorsun demiş
İş başvurusunda
Adamın biri iş baş vurusunda bulunmak için
bir şirkete gitmiş şirkettekiler toplanıp adamı sınava almışlar . Sana bir soru
soracağız bilirsen işi alınacaksın demişler. Adam tamam demiş sorun.Soru şu yolda
gider, yolcu taşır şöför kullanır nedir bu? Adam düşünmüş otobüs demiş .Şirkettekiler
tamam kardeşim otobüs ama markası ne magirus'mu mercedes' mi MAN ' mı demişler. Tam adam çıkacakken
gel demişler sana bir hak daha tanıyalım söyle bakalım havada uçar pilot kullanır yolcu taşır
nedir bu? Adamcağız düşünmüş yolcu uçağı demiş. Şirkettekiler kusura bakma
demişler tamam yolcu uçağı ama Boing mi , Airbus mı, concorde mu demişler bilemedin güle güle demişler.
Adamcağız tam çıkacakken dönmüş bir soruda ben size sorabilirmiyim demiş söyleyin bakalım
kadınların iki bacağının arasında bulunur nedir bu? Şirkettekiler tabiki malum organın
adını hep bir ağızdan söylemişler. Adam dönmüş;tamamda kardeşim demiş ananınki
mi, ebeninki mi...
Dert
Eczaneye giren delikanli, eczaci hanimi görünce geri dönmeye davrandiysa
da, - Ne istediniz? Sorusu üzerine durmak zorunda kaldi. - Eczaci beyle görüsecektim. - Eczanenin sahibi benim.
Iki de bayan ortagim var. Ne istediginizi bize söyleyebilirsiniz. Delikanli, kizarip bozararak: - Son günlerde
bir seyler oldu bana, dedi. Kadinlar beni çok tahrik ediyor.Üç bes kadin bile yetmiyor. Bunun için bana acaba ne verebilirsiniz?
Eczaci hanim: - Bir dakika, dedi içerdeki arkadaslarimla Konusayim. Geri dönünce: - Size, dedi, ayda sekiz bin
frank verebiliriz. Bizim evde kalirsiniz, yiyip içmek de bizden.
Reel ve potansiyel
Çocuğun
birisi, bir gün matematik dersi sonrasında kafasında bir takım soru işaretleri ile babasına gelir.
Babası, "Oğlum bugün okul nasıl geçti?" diye sorunca, çocuk babasına anlatır. "Babacığım
her sey iyiydi. Ama matematik dersinde anlatılan "reel" ve "potansiyel" kavramlarını anlayamadım". Bu
durum üzerine babası çocuğuna bu kavramları ilginç bir yöntemle anlatmaya karar verir. Çocuğuna, annesine
gitmesini ve ona 1 milyon dolar karşılığında Robert De Niro`yla yatıp yatmayacağını
sormasını ister. Çocuk gider ve sorar. Annesi, 1 milyon dolar`a gerek olmadığını, bedava olarakta
seve seve Robert De Niro`yla yatabileceğini söyler. Çocuk bu cevabı babasına iletir. Bunun üzerine babası
çocuğun ablasına giderek ona 1 milyon dolar karşılığında Leonardo Di Caprio`yla yatıp
yatmayacağını sormasını ister. Çocuk ablasına gider ve sorar. Ablasıda annesi gibi, 1 milyon
dolar`a gerek olmadığını bedava bile seve seve onunla yatabileceğini belirtir. Çocuk bu cevabı
da babasına iletir. Babası ise söyle der. "İşte oğlum sorularının cevabı. Şu
anda elimizde reel olarak 2 milyon dolar para, ve 2 tane potansiyel orospu var."
İnanır mısınız?
Bir bayanın yatak odasındaki gardrop bozuktur. Evin yanında bulunan istasyondan tren geçince
kapağı açılmaktadır. Bunun için bir gün bir marangoz çağırır. Marangozu yatak odasına
götürür ve dolabı gösterir. O anda bir tren geçer ve gardrobun kapağı kendiliğinden açılır.
Marangoz menteşelere, kilide bakar. Hanımefendi buradan gardrobunuzun nesi olduğunu anlayamadım. Şimdi
ben içine gireyim ve siz kapağı kapatın, böylece ben içeriden bakarım belki böyle anlarım der. Marangoz
içeri girer, kadın kapağı kapatır. O anda kapı çalar. Kadın kapıyı açar. Kadının
kocasıgelmiştir. Kocası doğru odasına gider ve üstünü çıkarıp asmak için gardrobunu açar.
Bir bakar ki gardropta bir adam. Kızarak adama bağırır. "Ne işin var senin burada?" der. Marangoz
korkmuş bir vaziyette cevap verir. "Şey beyefendi ne desem ki, şimdi size burada tren bekliyorum desem
inanır mısınız?"
Vefakar aile
Yamyam baba-oğul balta girmemiş
ormanda dolaşırken nehirde yıkanan genç ve çok güzel bir kadın gördüler. Oğul sordu : -Ne
dersin baba, yiyelim mi onu? Baba bir an düşündükten sonra : -Hayır, bunu eve götürür, onun yerine anneni
yeriz! dedi
İyilik meleği
Adamın işi varmış, Ankara'ya gidiyormuş,
tam uçağa binerken kulağında bir ses : -Binme, bu uçak düşecek! Dönmüş, bakmış,
kimse yok, ama içine de bir kurt düşmüş, binmemiş. İkinci uçağı beklerken kara haber ulaşmış
: -Uçak düştü kurtulan olmadı! Koşmuş Haydarpaşa'ya, bilet almış, tam trene binecek,
aynı ses kulağında -Binme bu trene, raydan çıkacak! Dönmüş, bakmış yine kimse
yok, trene binmemiş, gelmiş eve, sabah gazeteyi açınca tüyleri ürpermiş : -Tren Eskişehir'de
raydan çıktı şu kadar ölü, şu kadar yaralı... Allahına şükretmiş, koşup otobüse
bilet almış, tam binerken yine o ses : -Bu otobüse binme, freni patlayacak! Dönmüş yine kimse yok!
Dayanamamış, bağırmış : -Sen kimsin yahu? -Ben senin iyilik meleğinim! Adam
iyice kızmış : -Ulan evlenirken neredeydin!
Obarana
Birkaç Fransız
kantinde gevezelik ederken içlerinden biri sorar: -Gütenberg kim? Biliyormusunuz? -Hayır, der ötekiler. -Güzel,
sizde benim gibi gece kurslarına gitseydiniz, Gütenberg'in basım makinasını bulan kişi olduğunu
bilecektiniz.... Ya Panmentier'i? -Hayır, der ötekiler. -Güzel, sizde benim gibi gece kurslarına gitseydiniz,
Panmentier'in patatesi bulan kişi olduğunu bilecektiniz.Eğer gece kurslarına gitmezseniz yaşam
boyunca.... İşte ozaman, aralarında lehimci olanı öfkelenip patlar : -Oldu, anlaştık!
Gütenberg'i, Panmentier'i bilmiyoruz. Sen Obarana kim biliyormusun? -Hayır! -Peki öyle ise öğren! Obarana,
sen gece kurslarına giderken karınla yatan heriftir!
Kızamık
Bey,
telefonu açıp seslendi : -Alo...Doktor Bey, bizim oğlan kızamık. -Biliyorum, dedi doktor, dün
sizin eve girip gerekli şeyleri söyledim,kendisini kimseyle temas ettirmeyin ve.. -Ama doktor bey, oğlan hizmetçiyi
öpmüş bir kere... -Ya bu fena işte...Öyleyse hizmetçiyi de karantinaya almalı. -Doktor bey, bir şey
daha var, sonra hizmetçiyi bende öptüm... -O... İşler çatallaştı, hastalık herhalde size de bulaşmış
olmalı. -Ya..sonra ben karımı öptüm... -Ne diyorsun be? Öyleyse ben de kızamık olacağım
demek...
Hep boğa mı?
İspanya'da tatilini geçiren turist, restoranda tipik
bir İspanyol yemeği yemek istemişti. Listeyi uzun uzun inceledi.Cojano adı dikkatini çekti.Neolduğu
hakkında hiçbir fikri yoktu.Parmağını basıp, garsona işaret etti.Garson bir tabak içerisinde
yemeğini getirdi.Nefis bir şeydi ama içindekinin ne olduğunu çıkaramadı.Bir çeşit etti ama ne?...Garsonu
çağırdı ve sordu...Garson anlattı : -Bugün boğa güreşlerine gittiniz mi bayım?_ -Evet...
-İşte bu yediğiniz yemek bugün arenada öldürülen boğanın yumurtalıklarından
yapıldı. Adam ertesi gün gene aynı restorana gitti.Tadı damağında kalan yemeği Cojano'yu
bir kez daha istedi.Lezzetle yedi.Artık ahbap oldukları garson hatır sormaya geldi : -Nasıl memnun
kaldınız mı bayım? -Kaldım kalmasına ama bir şey dikkatimi çekti.Dün yediğim Cojano
biraz daha büyüktü gibi geldi bana. Garson başını iki yana salladı : -Her zaman boğa
kaybetmez bayım...
AMELİYAT YERİ
İki sevgili bir ağacın gölgesinde
otururlar.Delikanlının tatlı sözleri arasında bir ara kız sevgilisinin kulağına fısıldar
: -Sevgilim sana apandist ameliyatı olduğum yeri göstereyim. Delikanlının gözleri parlar. -Göster
canım göster. Kız eliyle uzak bir yeri göstererek : -Bak şu ilerde görünen sarı bina var ya, onun
üçüncü katı....
EVCILIK OYUNU
On yildir evlilermis.. Ama gerdek gecelerinden baslayarak,
adam hep karanlikta sevismek konusunda israr etmis.. Kadincagiz yillar yili kac kez sabahlara kadar yalvarmis, bir kerecik
olsun, isiklari yakip sevismek icin ama adam hep inatla "Hayir" demis.. "Kesinlikle olmaz. Ille de karanlikta sevisecegiz.."
O gece kadincagiz gene isiklari yakmak icin yalvaracak gibi olmus, ama hemen vazgecmis. Kocasi on yil sonra insafa gelecek
degil ya.. Vazgecmis ama sadece yalvarmaktan. Kafasina koymus, bu kez cunku.. Tam sevismenin en heyecanli ani, en
doruk noktasinda elini kaydirip, yatagin bas ucundaki gece lambasinin dugmesine dokunuvermis.. Birde ne gorsun. Kocasinin
beline, o yapay aletlerden biri bagli degil mi?.. "Bunu bana nasil yaparsin" diye haykirmis.. "Bunca yildir, bu isi
sahte bir aletle yaptigini bana soylemedin bile.. Hemen acikla bana her seyi.. Hemen.." Adam cok ama cok sogukkanli
yanit vermis.. "Tamam, tamam.. Her seyi izah edecegim sana.. Ama once sen bana su 3 cocugumuzu izah et, bakalim!.."
BEN
DE GELIYORUM
Diyarbakır'da Sehmus okula gelir, tabii bizim Sehmus ilkokul talebesi, ama her tarafi yara
bere icinde, hoca sorar -Sehmus oğlum ne oldu sana?, Sehmus der -Babam dovmistir. Hoca sorar: -Niye
oğlum? -Valla bilmiyom hocam aksam evde yatiyik biraz sonra babamin sesini duyuyom, Ali uyudun mi Ali'den ses cikmiy
Veli uyudun mi, e Veli'den de ses cikmiy Memed uyudin mi Memed'den de ses cikmiy Sehmus uyudin mi diy, ben de yok buba uyumadim
diyrem oda geliy beni doviy. Bunun uzerine hoca, bak Sehmus bu gibi durumlarda uyumasan da ses etmemek lazimdir der.
Sehmus kafa sallar eve gider, ertesi gun okulda Sehmus daha fena dovulmus olarak gelir. Bunu goren hoca merakla gider yanina
; -Sehmus ne oldi kim yapti,der. Sehmus: -Bubam yapmistir. -Niye Sehmus ne oldi? Sehmus anlatir: -Hocam aksam
evde yatiyik biraz sonra yine babam in sesini duyuyom, Ali uyudun mi Ali' den ses cikmiy Veli uyudun mi e Veli'den de ses
cikmiy Memed uyudin mi Memed'den de ses cikmiy Seyhmus uyudin mi diy, ben de uyumadim ama hic ses itmedim Bunun uzerine
anam ile bubam bir giprasmaya basladiler anlamadim ne oliy biraz sonra anam dedi ki, la ihsan ben geliyom, bubam da haticem
ben de geliyom dedi ben de ula nereye gidiyonuz ben de Geliyom dedim...
ÇIPLAKLAR KAMPI
Temel
annesi ve babasi seyahate gider. Fakat otelde bos yer yoktur.Otelci onlara ileride bulunan ciplaklar kampini tavsiye eder.
Baska careleri olmayinca oraya giderler. Birazdan Temel kosa kosa gelir ve annesine sorar: Anne neden bazi kadinlarin
gogusleri buyuk bazilarin kucuktur? Annesi cevap verir.Oglum buyuk gogusluler aptaldir kucuk gogusluler akilidir ondan. Temel
gider ve birazdan kosarak gelir. Anne neden bazi erkeklerin organi buyuk bazilarin kucuktur ? Oglum organi buyuk olanlar
akilidir kucuk olanlar aptaldir. Temel biraz dusunur ve annesine cevap verir. Biraz once babami aptal bir kadinla oynarken
gordum ve git gide akillaniyordu.
SISEDEN IC
Adamin biri bir gece bir sokakta yururken yerde
bos bir sise gorur.Can sikintisiyla siseye bir tekme vurur.Sans bu ya siseden bir cin cikar. Ne dilersen dile benden der.
Adam biraz dusunur ve votka icmeye bayilirim ve istedigim zaman votka icmek isterim. Bu yuzden senden votka isiyebilmemi saglamani
istiyorum. Ve cin isteneni yapar.Adam eve gelir bir bardak alir ve bardaga iser.Bardagi soyle bir havaya kaldirir.Temizdir..Koklar.Votka
gibi kokmaktadir.Ve tadar..Hayatinda ictigi en iyi votka elindeki bardaktadir.Bardagi buyuk bir keyifle bitirir ve karisina
seslenir..Kadin gelir.Onun icinde bardaga iser ve kadindan icmesini ister. Kadinnazlanir ama adam cok israr edince tadina
bakar.ve o da enfes voykayabayilir.Butun gece icerler.Ertesi aksam adam eve gelir ve karisina iki bardak getirmesini soyler.Adam
bardaklara iser ve sonuc yine aynidir ve yine sabaha kadar icerler.Ertesi aksam da adam eve gelip iki bardak ister ve yine
alem yaparlar.Butun hafta boyle gecer .Cuma aksami adam! yine eve gelir.Karisina bir tane bardak getirmesini soyler.Kadin
bardagi alip gelir adam icine iser.Bir yudum alir ve oh ceker.Kadin sorar. Neden bir bardak istedin kocacigim ben icmeyecekmiyim?
Elbette, sen de iceceksin ama sen bu gece siseden iceceksin.
FARE
AliCan babasının
odasinda prezervatif bulmus. Baba bu ne demis. Babasi: -Yavrum ben onunla fare öldürüyorum demis. AliCan cevabi yapıştırmış:
-Baba sen fareleri mike mike mi öldürüyorsun?
BIR BULSAM
Adamin biri bir gun sehrin,
hatta belki de ulkenin en meshur, her nasilsa, bayan olan, cinsel konularda uzman hekime gitmis muayene olmaya. Neyse bizimki
doktorun karsisina cikmis, utana sikila, ancak -Benim cinsel iliskilerde sorunum var- diyebilmis. Tabii ki bizim meshur
ve ayni zamanda cok basarili bayan doktor demis ki: - Merak etme, ben bu tur sorunlari cok gordum, hemen hepsi duzelir
vs - daha sonra da bir ilac vermis 1 hafta kullanip kontrole gelmesini emretmis. Bizim adam, bir hafta sonra gelmis, demis:
- Doktor hanim benim sorunda hic bir degisiklik olmadi- doktor sasirmis, demis baska ilac ekleyelim bakalim, bir hafta
sonra tekrar gel. Adam bir hafta sonra gelmis, demis - Hic bir degisiklik yok-. Bizim doktor iyice sasirmis, demis sunu
da kullan bakalim tekrar gel kontrole. Adam yine gelmis haftasina, demis - Yok bir degisiklik-. Bizim doktor iyice sasirmis,
kafayi yiyecek, demis - Ben hic boyle vaka gormedim, gel beni yap, gormek istiyorum nasil beceremiyorsun.- Adam acmis
baslamis bizim doktor hanimla mercimeği fırına vermeye, bizim doktor iyice saskin, dondurmus kafasini, demis
- Hani beceremiyordun, bal gibi yapıyorsun- demis. Adam da: -Doktor hanim, bulamıyorduk ki yapalim
HAPİS
Kadın, gece yarısı yanından kaybolan kocasını bulmak için kalkar.Evde yalnızlık
içinde, aşağıdan bir ses duyar. Aşağı iner ve tekrar dinlemeye başlar, ama kocasını
bulamaz. Biraz daha aramak için aşağı depo'ya iner, orda kocasını dizleri üstüne çökmüş, duvara
dönmüş ağladığını görür. merakla sorar, "Kocacığım, neyin var, ne oldu ?"
Kocası , "Hatırlıyor musun, Baban bizi beraber yakaladığında bir soru sormuştu, ya
evlenirsin yada 20 yıl hapis çekersin." Kadın şaşırarak "Eeee ne oldu ?" Adam, "Bu gün, hapisten
çıkacaktım da"
NASIL SAVUNMA AMA??
Bir çift , göl kıyısına tatile
gider.. Gölde bazı bölümlerde balık avlamak yasaktır.Koca, yasak olmayan bölümlerde avlanarak, kadın
da kitap okuyarak günlerini gecirmektedirler.Derken bir gün adam balık avlamaktan gelir ve öğleden sonra kestirmek
üzere odasına cekilir.Kadinin cani sıkılır ve botla golde bir gezinti yapmaya karar verir. Bu gezinti
umdugu gibi gitmez ve botun hakimitiyetini yitirir. Bot göl üzerinde serbestce dolaşmaya baslar. Kadın da yapacak
bir sey olmadigi icin çıkarip kitabını okumaya baslar. Derken devriyeye cikmis olan serif kadini gorur ve yanina
yanasir.. "Hanımefendi burada ne yapiyorsunuz?" "Görmüyor musunuz kitap okuyorum." "Ama bu bölgede balık
avlamak yasaktır." "Zaten ben de balık avlamıyorum" "Ama gerekli butun ekipmana sahipsiniz, sanirim
sizi karakola goturup ceza kesmem gerekiyor." "Eger boyle bir sey yaparsaniz ben de bana tecavuz ettiginiz soylerim."
"Size dokunmadim bile..!!" "Ama gerekli tum ekipmana sahipsiniz, değil mi?"
ESINIZI EVE ERKEN
GETIRMENIN YOLU
Tipik bir maco tipik guzel bir kadinla evlenmis. Dugunden sonra adam asagidaki kurallari
siralamis -Eger istersem evde olacagim canim ne zaman isterse.. bana gucluk cikarmani dir dir etmeni istemiyorum -Baska
turlu soylemedigim surece her aksam iyi bir aksam yemegi hazir bulmak istiyorum -Eski arkadaslarimla ava, baliga,
icmeye veya kart oynamaya da gidecegim ve sen karismayacaksin Bunlar benim kurallarim yorumun var mi?" Yeni gelin
cevap vermis? "Hayir, benim icin uygun.. Yanliz sunu bilmelisin bu evde sex her gece saat 7 de olacak.Sen olsan da
olmasan da .."
SADECE SARILMAK
Kari-koca yatagi giriyorlar, tansiyonlar yülseliyor, sevismeye
hazirlaniyorlar. Ancak kadin durup dururken, "Dur, canim istemiyor, sadece bana saril"diyor. Adamcagiz, "Neden?"
diyor. Karisi: "Bir kadin olarak sevgi ihtiyaçlarimi anlamiyorsun" diyor Adam, sevisemeyeceklerini anliyor ve kadinin
istedigini yapiyor. Ertesi gün, adam, karisini çok güzel bir magazaya götürüp, alisveris yapiyor. Kadin, 3 tane
pahali kiyafet deniyor ama karar veremiyor. Adam, karisina hepsini almasini söylüyor. Sonra, $200'dan 3 çift ayakkabi
da aliyor.. Sonra, pirlanta küpeler aliyor. Kadin heyecanlaniyor, mutlu oluyor.. Kocasinin delirdigini düsünüyor ama
umurunda degil, pirlanta kolye de aliyor.Kocasi, "Kolye sevmezsin sen ama bunu begendiysen, alabilirsin" diyor. Kadin
zipliyor, yerinde duramiyor mutluluktan. "Hazirim, kasaya gidelim" diyor kadin. Kocasi: "Hayir, hayir, hayir bunlari
satin almayacagiz ki" diyor. Karisinin yüzü bembeyaz oluyor. Kocasi: "Tabi almayacagiz, bunlara sadece sarilmani istiyorum"
KADIN VE ERKEKLERIN YAS DÖNEMLERI
ERKEK YAS DÖNEMLERI 17: BIRA 25:
VISKI 35: VODKA 48: DUBLE VOTKA 66: MIDE ILAÇLARI
BAYANLARI TAVLAMA SÖZLERI 17: AILEM
BU HAFTASONU YAZLIKTA 25: KIZ ARKADASIM BU HAFTASONU YAZLIKTA 35: NISANLIM BU HAFTASONU YAZLIKTA 48: KARIM BU
HAFTASONU YAZLIKTA 66: IKINCI KARIM DA ÖLDÜ
YASLARA GÖRE EN SEVILEN SPOR 17: SEX 25:
SEX 35: SEX 48: SEX 66: SEKERLEME
YASLARA GÖRE KIZ ARKADASLARIYLA BASARILI BIR GECE 17:
ÖPÜSMEK 25: KAHVALTIYA KADAR UZANAN BIR GECE 38: TERAPI SAATIME YETISTIM 45: TANRIYA SÜKÜR ÇOCUKLARIYLA TANISMAK
ZORUNDA DEGILIM 66: EVE SAG SALIM DÖNDÜM
YASLARA GÖRE EN IDEAL EVLILIK YASI 17: 25 25:
35 35: 48 48: 66 66: 17
YASLARA GÖRE KIZ ARKADASLARIYLA KEYIFLI BIR GECE 17: 3 TANE
KORKU FILMI IZLEMEK 25: BIR AN EVVEL YEMEK YEYIP, EVE GITMEK 35: YEMEGI BOSVERIP, DIREK EVE GITMEK 48: KADIN YEMEK
YAPSIN DIYE EVINE ÇAGIRMAK 66 VEGAS'A GIDERKEN UÇAKTA SEX YAPMAK
KADINLAR
KADINLARA
GÖRE YAS DÖNEMLERI : ALKOL 17: WINE COOLER 25: BEYAZ SARAP 35: KIRMIZI SARAP 48: SAMPANYA 66:
ADAMA ÇOK IÇKI IÇIRMEK
KADINLARA GÖRE ERKEKLERI REDDETME YÖNTEMLERI 17: SAÇLARIMI YIKAYACAGIM
25: SAÇLARIMI YIKAYACAGIM VE KREMLEYECEGIM 35 SAÇLARIMI BOYAMAM LAZIM 48: SAÇLARIMI YINE BOYAMAM LAZIM 66:
PERUGUMU BOYATMAM LAZIM
KADINLARA GÖRE EN SEVILEN SPOR 17: ALISVERIS 25: ALISVERIS 35:
ALISVERIS 48: ALISVERIS 66: ALISVERIS
KADINLARA GÖRE, KEYIFLI BIR GECE 17: BURGER KING
25: BEDAVA YEMEK 35: PIRLANTA 48: DAHA DA BÜYÜK BIR PIRLANTA 66: EVDE YALNIZ KALMAK
KADINLARA
GÖRE FANTEZILERINDEKI ERKEK 17: UZUN BOYLU, ESMER, YAKISIKLI BIR ERKEK 25: UZUN BOYLU, ESMER, YAKISIKLI,
ZENGIN BIR ERKEK 35: UZUN BOYLU YAKISIKLI, ZENGIN, AKILLI BIR ERKEK 48: SAÇLARI OLAN BIR ERKEK 66: BIR ERKEK
KADINLARA
IDEAL EVLENME YASI 17: 17 25: 25 35: 35 48: 48 66: 66
KADINLARA GÖRE IDEAL BIR
ERKEK 17: ERKEK ÖDER 25: ERKEK ÖDER 35: ERKEK KAHVALTI HAZIRLAR 48: ERKEK ÇOCUKLAR IÇIN DE KAHVALTI
HAZIRLAR 66: ERKEK KAHVALTISINI ÇIGNEYEBILIR.
NE KADARA?
İngiliz leydisine sormuslar:
- Yüz milyona yapar mısınız? - Yüz milyon fena para degil. - Bir milyona yapar mısınız?
- Siz beni ne sanıyorsunuz? - Ne oldugunuzu anladık da pazarlık yapıyoruz.
NE
KOYSAYDIK?
Vitrinde bir saat varmış, saat tamir ettirmek isteyen biri gelmis. - Burasi sünnetçi,
saat tamiri yapmiyoruz, demisler. - Peki vitrine neden saat koydunuz? - Ne koysaydik birader?
POMPA
Adam bogulmus. itfayenin pompasi agzina dayamislar devamli çekiyorlar.Yosunlar denizanalari falan geliyor. Oradan
geçmekte olan ve pompadan anlayan bir adamcagiz uyarmis - Poposunu denizden çikarmazsaniz pompa yanacak
ANNELER
HERŞEYİ BİLİR
Hasan annesini aksam yemeğine davet etmiş. Yemek sırasında
anne hep Hasan’ın ev arkadasının ne kadar cekici oldugunu dusunmeden edememis. Yemek boyunca ogluyla
kız arasında neler oldugu konusunda meraktan çıldırıyormuş. Bunu farkeden Hasan ‘Anneciğim
Ayse ile aramızda inan hicbir sey yok. Biz sadece ev arkadasıyız’ demis.Bir hafta kadar sonra Ayse Hasan’a
sormus: ‘ Annenin yemege geldigi geceden beri çorba kepçesini bir türlü bulamıyorum. Nerde oldugu konusunda
bir fikrin var mı? Sence annen almış olabilir mi?’ Hasan cevap vermis ‘Aldığını
sanmıyorum ama bir e-mail gönderip ona sorayım’ ve annesine şöyle yazmıs: ‘Annecigim,
sana aldın demiyorum, almadın da demiyorum ama gercek şu ki bize yemege geldiginden beri çorba kepçesi kayıp’
Bir kac saat sonra annesinden soyle bir e-mail gelmis: ‘ Sevgili oğlum, sana Ayse ile yatıyorsun ya
da yatmıyorsun demiyorum. Ama gercek su ki eger o kendi yatagında uyuyor olsaydı simdiye kadar corba kepcesini
coktan bulmus olmalıydı..’
DEĞİŞMEYEN ŞEY
Genc cocuk
babasına ‘ Baba Afrika’nın bazı yerlerinde erkegin evlenene kadar karısını tanımadıgı
dogru mu?’ ‘Evet ama oglum bu her ulkede boyle.'
AKILLICA
Kadın adama
‘ Siz üçüncü kocama ne kadar benziyorsunuz.’ Adam ‘Yaa! Kac kez evlendiniz?’ Kadın ‘İki’
MELEK
Birici adam gururla ‘ Benim karım bir melek’ İkinci adam
‘ Şanslısın benimki hala yasıyor.’
EŞ İLANI
Adam
gazeteye ‘Eş aranıyor’ ilanı vermis. Ertesi gun yuzlerce mektup almıs. ‘ Benimkini alabilirsin!’
MALİYET
Kucuk cocuk babasına ‘Babacıgım evlenmek kaca malolur?’
Baba ‘Bilmiyorum oglum, hala oduyorum.’
TANRI Baslangıcta Tanrı dunyayı
yarattı ve dinlendi. Daha sonra erkegi yarattı ve dinlendi. Ve sonra kadını yarattı. O gun bugundur
ne Tanrı, ne de erkek dinlenebildi
SORULAR
Neden erkekler karılarından once
olurler? Cunku bunu isterler. İki kadınla evlenmenin en kotu yanı nedir? İki kaynanaya sahip
olmak. Karınızın dogumgununu hatırlamanın en kolay yolu nedir? Dogum gununu hemmen unutmaktır.
Eger karınızın sizin soylediklerinizi dikkatle dinlemesini istiyorsanız : Uykunuzda konusun. Dusunsenize
eger evlilik olmasaydı erkekler oyle yasayıp gideceklerdi, hicbir hatalarının farkına varmadan. Erkeklere
gore evlilik nedir? Bedavaya camasırlarınızı yıkatmanın pahalı yolu. ANA
FİKİR Kadınlar kel kafayla, koca bir bira gobegiyle caddede boburlenerek yuruyup hala guzel olduklarını
dusununceye kadar erkeklerle esit olamayacaklar. : İŞTE KADIN ZEKASI Bir kadinla bir
adam ayri ayri arabalarinda giderlerken carpisirlar. Ikisinin de arabasi mahvolur ama sans eseri ikisi de hic yara almadan
kurtulur. Arabalarindan surunerek cikarlar ve kadin adama bakip: -Cok ilginc! Sen erkeksin ben de kadin.Arabalarimiz mahvoldu
ama ikimizede hicbir sey olmadi. Bu belki de tanisip,dost olup,hayatimizin sonuna kadar huzur icinde birlikte yasamamiz icin
bir isarettir" der. Muthis heyecanlanan adam: "Evet, galiba haklisin" diye cevap verir. Saskinlikla "Bak, arabam
hurdaya dondu ama bir sise sarap sapasaglam. Bu kesin bir isaret. Bu sarabi icip sansimizi kutlamaliyiz" diye devam eden kadin,
sarap sisesini adama uzatir. Adam siseyi alir, acar ve yarisini icip kadina verir.Kadin hemen sisenin mantarini kapatip
adama geri uzatir.Bunun ustune adam sorar: "Sen icmeyecek misin?" Kadin cevap verir: "Hayir, ben polisi bekleyecegim!"
|